Examples of using "Jean" in a sentence and their turkish translations:
Jean ne yaptı?
Tom bir muz yer.
Jean senin çorbanı içiyor.
Jean onun çorbasını içiyor.
Sadece Jean'i aramak zorundasın.
- Jean ve Kate ikizler.
- Jean and Kate ikizler.
Tom'un babasının adı Jean.
Jean bir muz yiyor.
Jean Alice'den daha az seyahat eder.
Jean ve Janine domates yediler.
Jean'le konuşmak istiyorum.
Jean Reno'ya aşığım.
Yalnızca Jean'i aramak zorundasın.
Jean Reno benim gözde aktörüm.
Bir süre önce Jean'a rastladım.
Hiç kimse Jean'in nerede olduğunu biliyor gibi görünmüyor.
Jean Reno'ya aşık oldum.
Jean Lannes,
Jean-Paul Sartre ünlü Fransız filozoftu.
Peter kalktığında, Jean zaten evden ayrılmıştı.
Jean and Philippe bakacaklar.
Jean? Evet, dün şehirde ona rastladım.
Urbain Jean Joseph Le Verrier 1811'de Saint-Lô, Fransa'da doğdu.
George Soros, Avrupa'nın kendisine borçlu olmasını istiyor ve Jean-Claude Juncker ona yardım ediyor.
Jean-de-Dieu Soult, güney Fransa'da küçük bir kasabadan geliyordu ve 16 yaşında