Translation of "Kate" in Turkish

Sit down, Kate.

Otur, Kate.

Kate looks amazing.

Kate şaşırtıcı görünüyor.

Brian kept Kate waiting.

Brian Kate'i bekletti.

Tom walked Kate home.

Tom yürüyerek Kate'in evine gitti.

Kate had a cold.

Kate üşüttü.

Kate may become jealous.

Kate kıskanç olabilir.

Kate is very energetic.

Kate çok enerjik.

Kate keeps a dog.

Kate bir köpek besliyor.

Kate, take a seat.

Otur Kate.

Kate has a cold.

Kate soğuk almış.

Kate sympathized with him.

Kate onun acısını paylaştı.

Hasn't Kate arrived yet?

Kate henüz varmadı mı?

How kind Kate is!

Kate ne kadar nazik!

Kate is very charming.

Kate çok çekici.

Cookie jumped over Kate.

Cookie Kate'nin üzerinden atladı.

- Kate absented herself from the meeting.
- Kate didn't attend the meeting.

Kate toplantıya katılmadı.

Jean and Kate are twins.

- Jean ve Kate ikizler.
- Jean and Kate ikizler.

Cookie was raised by Kate.

Bebek Kate tarafından yetiştirildi.

Mary is gossiping with Kate.

Mary, Kate'le dedikodu yapıyordu.

Emily and Kate are friends.

Emily ve Kate arkadaştır.

Mary and Kate are inseparable.

Mary ve Kate çok samimi.

Kate has very good features.

Kate'in çok güzel özellikleri var.

Kate can hardly speak Chinese.

Kate güçlükle Çince konuşuyor.

Kate is dressing her doll.

Kate oyuncak bebeğini giydiriyor.

Kate came home by bus.

Kate otobüsle eve geldi.

Kate speaks English very fast.

Kate İngilizceyi çok hızlı konuşur.

Kate is majoring in German.

Kate asıl branş olarak Almancayı alıyor.

Kate made an apple pie.

Kate bir elmalı turta yaptı.

Kate came at five sharp.

Kate tam beşte geldi.

Kate has a good figure.

Kate iyi bir endama sahip.

I'll take them to Kate.

Onları Kate'e götüreceğim.

Mary laughed and hugged Kate.

Mary güldü ve Kate'e sarıldı.

- He doesn't let Kate drink wine.
- He doesn't allow Kate to drink wine.

Kate'nin şarap içmesine izin vermez.

A nice boy talked to Kate.

Güzel bir çocuk Kate'le konuştu.

Brian went to school with Kate.

Brian Kate ile okula gitti.

The room wasn't cleaned by Kate.

Oda Kate tarafından temizlenmedi.

Kate was absent from the meeting.

Kate toplantıda yoktu.

Brian bought a lipstick for Kate.

Brian Kate için bir ruj satın aldı.

He doesn't let Kate drink wine.

O, Kate'in şarap içmesine izin vermez.

Kate tries to walk on tiptoe.

Kate parmak ucunda yürümeyi deniyor.

Will you give Kate this flower?

Bu çiçeği Kate'e verir misin?

Mary has fewer friends than Kate.

Mary'nin Kate'ten daha az arkadaşı var.

Brian bought some lipstick for Kate.

Brian, Kate için bir ruj satın aldı.

Kate stays in Izu on weekends.

Kate hafta sonları Izu'da kalır.

I allowed Kate to go home.

Kate'e eve gitmesi için izin verdim.

Brian has bought Kate some lipstick.

Brian Kate için birkaç ruj satın aldı.

Mary spread vicious rumors about Kate.

Mary Kate hakkında ahlaksız söylentiler yaydı.

Kate hardly ever celebrates her birthday.

Kate neredeyse doğum gününü hiç kutlamaz.

Steve goes to school with Kate.

Steve Kate ile okula gider.

Kate made her family leave home.

Kate ailesine evi terk ettirdi.

Kate was surprised by Brian's story.

Kate Brian'in hikayesine şaşırmıştı.

Kate ran to my father's restaurant.

Kate babamın restoranına doğru koştu.

Mary and Kate are identical twins.

Mary ve Kate tek yumurta ikizleridir.

- Kate drinks a lot of milk every day.
- Kate drinks lots of milk every day.

Kate, her gün bir sürü süt içer.

- They asked Kate to baby-sit for their child.
- They asked Kate to babysit their child.

Onlar Kate'e çocuklarına bebek bakıcılığı yapmasını rica ettiler.

- Kate is no less charming than her sister is.
- Kate is as charming as her sister.

Kate kız kardeşi kadar büyüleyici.

Cookie is ten years younger than Kate.

Cookie Kate'ten on yaş daha gençtir.

Kate did her homework in the kitchen.

Kate ödevini mutfakta yaptı.

The girl reading a cookbook is Kate.

Bir yemek kitabı okuyan kız Kate'tir.

The girl reading a book is Kate.

Bir kitap okuyan kız Kate'tir.

Kate was obliged to read the book.

Kate kitap okumaya zorlandı.

I found out that Kate was wealthy.

Kate'in zengin olduğunu öğrendim.

Could you bring this flower to Kate?

Bu çiçeği Kate'e getirir misin?

Kate was lying with her eyes open.

Kate, gözleri açık yatıyordu.

He doesn't allow Kate to drink wine.

Kate'nin şarap içmesine izin vermez.

Kate was forced to read the book.

Kate kitabı okuması için zorlandı.

Will you take this flower to Kate?

Bu çiçeği Kate'e götürür müsün?

Kate stayed in Izu for the weekend.

Kate hafta sonu İzu'da kaldı.

Mary and Kate always wear similar clothes.

Mary ve Kate her zaman benzer giysiler giyerler.

Kate stays in Izu over the weekend.

Kate hafta sonu boyunca Izu'da kalır.

Kate is running in the field now.

Kate şimdi sahada çalışıyor.

Kate is looked up to by everybody.

- Kate'e herkes tarafından saygı duyuluyor.
- Kate'e herkes saygı gösterir.
- Kate'e herkesçe saygı gösterilir.

Kate listened to the radio all day.

Kate bütün gün radyo dinledi.

Kate spread the cloth over the table.

Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.

Kate knows how to make a cake.

Kate nasıl pasta yapacağını bilir.

Kate got some money from her father.

Kate babasından biraz para aldı.

Kate always shows off her diamond ring.

Kate her zaman elmas yüzüğü ile gösteriş yapar.

She was named Kate after her mother.

Kate'e annesinin adı verildi.

Kate is not as tall as Anne.

- Kate Anne kadar uzun değil.
- Kate Anne kadar uzun değildir.

Kate drinks lots of milk every day.

- Kate her gün bir sürü süt içer.
- Kate her gün çok süt içer.

- Kate went to a party to see her friend.
- Kate went to the party to see her friends.

Kate arkadaşını görmek için bir partiye gitti.

Kate must be sick, for she looks pale.

Kate hasta olmalı, çünkü solgun görünüyor.

Waiting for Kate, I saw Bob and Mary.

Kate'i beklerken, Bob ve Mary'yi gördüm.

I think Kate is also a clever person.

Kate'in de zeki bir insan olduğunu düşünüyorum.

Kate took careful notes on the history lecture.

Kate tarih dersinde dikkatle not tuttu.

Kate found the watch which she had lost.

Kate kaybettiği saati buldu.

Kate is the smartest student in our class.

Kate bizim sınıfta en zeki öğrenci.

Kate is the best singer in my class.

Kate, benim sınıfımda en iyi şarkıcıdır.

Kate wants to finish her homework by ten.

Kate ona kadar ödevini bitirmek istiyor.

A girl named Kate came to see you.

Kate adında bir kız seni görmeye geldi.

I found Kate more active than her brother.

Ben Kate'i erkek kardeşinden daha aktif buldum.