Translation of "Inheritance" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Inheritance" in a sentence and their turkish translations:

Tom has no inheritance.

Tom'un hiçbir mirası yok.

Tom claimed the inheritance.

Tom, miras iddiasında bulundu.

I've already spent my inheritance.

Mirasımı çoktan harcadım.

Tom squandered his entire inheritance.

Tom tüm mirasını boşa harcadı.

This is the cultural inheritance of independence.

Bu, bağımsızlığın kültürel mirasıdır.

My father left me a large inheritance.

Babam bana büyük bir miras bıraktı.

Tom offered Mary a third of his inheritance.

Tom mirasının üçte birini Mary'ye önerdi.

The oldest son succeeded in doubling his inheritance.

Büyük oğlu mirasını ikiye katlamayı başardı

The older son succeeded in doubling his inheritance.

Büyük oğul mirası iki katına çıkarmayı başardı.

Fadil came into an inheritance from his parents.

Fadıl anne ve babasından miras aldı.

The inheritor relatives were already surrounded by inheritance donkey

miras eşek olarak geldi çıkarcı akrabalar çoktan etrafını sarmıştı

Sami didn't want to share his inheritance with Layla.

Sami, mirasını Leyla ile paylaşmak istemedi.

I really wonder how much the inheritance tax will amount to.

Gerçekten veraset vergisinin ne kadar tutacağını merak ediyorum.

Sami is going to claim this house as part of his inheritance.

Sami bu evi mirasının bir parçası olarak talep edecek.

Tom only found out after his mother's death that she had gambled away his inheritance.

Tom annesinin ölümünden sonra, ona kalacak mirası annesinin kumarda yiyip bitirdiğini öğrendi.

Not all of us were fortunate enough to win the inheritance lottery when we were born.

Biz doğduğumuzda hepimiz miras piyangosu kazanacak kadar şanslı değiliz.

As I have no children... and I don't like the inheritance laws, and if I leave it to the state, there is our bureaucracy,

Benim çocuğum yok ve veraset kanunlarını pek sevmiyorum. Bunu devlete bırakırsam bürokrasinin eline geçer.