Examples of using "Inaccurate" in a sentence and their turkish translations:
O tamamen yanlış.
Bu çeviri doğru değil.
Bilgi çoğunlukla yanlıştır.
Onun verileri genellikle yanlıştır.
Bunun yanlış olduğuna inanıyorum.
Sami polislere eksik ve yanlış bilgi verdi.
Bütçe hatalı ve gerçek dışı görünüyor.
Oturma odasının duvar saati yanlış.
O film önemli tarihsel olayların son derece yanlış bir tasviriydi.
Bu silahlar ne kadar isabetsiz olsalarda Moğol atlarına karşı onları korkutup ilerleyişlerini yavaşlatmakta