Translation of "Hometown" in Turkish

This is his hometown.

Burası onun memleketi.

She left her hometown.

O, memleketinden ayrılıp gitti.

Boston is my hometown.

Boston benim memleketim.

My hometown is Tel Aviv.

Benim memleketim Tel Aviv'dir.

My hometown is very pretty.

Benim memleketim çok güzeldir.

My hometown is Zamboanga City.

Benim memleketim Zamboanga City'dir.

Your hometown is very pretty.

Sizin memleket çok güzel.

Algiers is my father's hometown.

Cezayir babamın memleketi.

Tom went back to his hometown.

- Tom, memleketine geri döndü.
- Tom memleketine geri döndü.

Snow reminds me of my hometown.

Kar bana benim memleketi hatırlatıyor.

She was buried in her hometown.

O, memleketinde toprağa verildi.

Silicon Valley is not my hometown.

Benim memleketim Silikon Vadisi değil.

I can never forget my hometown.

Memleketimi asla unutamam.

Tom is back in his hometown.

Tom kendi memleketine geri döndü.

He went back to his hometown.

Memleketine döndü.

- She was forced to bid her hometown farewell.
- She had to say goodbye to her hometown.

O, memleketine veda etmek zorunda kaldı.

And this brought awareness to my hometown,

Bu girişim, yaşadığım şehirde bir farkındalık yarattı

I'm proud that my hometown of Oslo

Gururla söyleyebilirim ki memleketim Oslo'da

I visited my father's hometown last summer.

Geçen yaz babamın doğduğu yeri ziyaret ettim.

My hometown is adjacent to the ocean.

Benim ülkemin okyanusa kıyısı vardır.

He lives far away from his hometown.

Doğduğu yerden uzakta yaşıyor.

Tom became a hero in his hometown.

Tom memleketinde bir kahraman oldu.

Tom is a hero in his hometown.

Tom memleketinde bir kahramandır.

This song reminds me of my hometown.

Bu şarkı bana mahallemi hatırlatır.

Sami's hometown was devastated by an earthquake.

Sami'nin memleketi bir deprem tarafından harap edildi.

With my hometown, that's the way it was.

Memleketim ile ilgili durumda bu şekilde oldu.

He had no notion of leaving his hometown.

Onun memleketi terk etme düşüncesi yoktu.

He left his hometown on a cold morning.

Soğuk bir sabahta ülkesini terk etti.

My hometown is in the center of Hokkaido.

Doğduğum yer Hokkaido'nun merkezidir.

She wasn't ready to return to her hometown.

O, memleketine dönmek için hazır değildi.

She had to say goodbye to her hometown.

O, memleketine veda etmek zorunda kaldı.

This picture always reminds me of my hometown.

- Bu resim her zaman bana memleketimi hatırlatıyor.
- Bu resim her zaman bana memleketimi hatırlatır.

Listening to oldies reminds me of my hometown.

Eski müzik formatlarını dinlemek bana memleketimi hatırlatıyor.

The parolee started to live in his hometown.

Şartlı tahliye edilen mahkum mahallesinde yaşamaya başladı.

She is leaving for her hometown tomorrow morning.

Yarın sabah memleketine doğru yola çıkıyor.

Tom showed Mary some pictures of his hometown.

Tom Mary'ye memleketinin bazı resimlerini gösterdi.

Tom couldn't find his hometown on the map.

Tom haritada doğduğu yeri bulamadı.

Tom has written several songs about his hometown.

Tom memleketi hakkında çeşitli şarkılar yazdı.

Summers here aren't as hot as in my hometown.

Burada yazlar memleketimdeki kadar sıcak değil.

What are some things you like about your hometown?

Memleketin hakkında hoşlandığın bazı şeyler nedir?

When I hear that song, I think about my hometown.

Bu şarkıyı duyduğumda memleketimi düşünüyorum.

I ate potato flavoured village bread in my hometown, Bolu.

Memleketim Bolu'da patates aromalı köy ekmeği yedim.

- If Tom had stayed in his hometown, he would never have met Mary.
- If Tom had stayed in his hometown, he never would've met Mary.
- If Tom had stayed in his hometown, he never would have met Mary.

Tom memleketinde kalsaydı, Mary ile asla tanışmazdı.

I never see that picture without being reminded of my hometown.

Bu fotoğrafa memleketimi hatırlamadan bakmam.

He came to see me all the way from his hometown.

Memleketinden bütün yolu beni görmek için geldi.

He retired to his hometown, where he lived a quiet life.

O, sakin bir hayat yaşadığı memleketinden ayrıldı.

He visited his hometown for the first time in ten years.

On yıldır ilk defa memleketini ziyaret etti.

My hometown is located about 20 minutes from a large city.

Benim doğduğum yer büyük bir şehre yaklaşık 20 dakikalık mesafede yer almaktadır.

I went back to my hometown for the first time in ten years.

10 yıldır ilk kez memleketime gittim.

Mr Sato ran a supermarket in his hometown before he came to Tokyo.

Tokyo'ya gelmeden önce, Bay Sato memleketinde bir süpermarket çalıştırdı.

Tom returned to his hometown to visit his parents during the summer break.

Tom yaz tatilinde anne ve babasını ziyaret etmek için memleketine döndü.

Give a hug to your parents before you get far away from your hometown.

Memleketinden uzaklaşmadan önce ebeveynlerine sarıl.

- My hometown is Tel Aviv.
- The city in which I was born is Tel Aviv.

Doğduğum şehir, Tel Aviv'dir.

When I visited my hometown this summer, I found the city different from what it had been ten years ago.

Bu yaz doğduğum yeri ziyaret ettiğimde, şehri on yıl öncekinden farklı buldum.