Translation of "Habit" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Habit" in a sentence and their turkish translations:

That's an annoying habit.

Bu can sıkıcı bir alışkanlık.

It's a bad habit.

Kötü bir alışkanlık.

It's now a habit.

Bu şimdi bir alışkanlık.

That became a habit.

Bu bir alışkanlık haline geldi.

- Smoking is not a healthy habit.
- Smoking isn't a healthy habit.

Sigara içmek sağlıklı bir alışkanlık değildir.

Because it gets bad habit

çünkü kötü alışkanlık edinir

He never breaks his habit.

O asla alışkanlığına ara vermez.

I'm a creature of habit.

- Ben bir alışkanlıkların insanıyım.
- Alışkanlıklarıma bağlıyımdır.
- Rutinimi pek bozmam.

We're all creatures of habit.

- Biz hepimiz alışkanlık yaratıklarıyız.
- Hepimiz alışkanlıklarımıza bağlıyız.

Smoking is a bad habit.

Sigara içmek kötü bir alışkanlık.

Smoking is a repulsive habit.

Sigara içmek iğrenç bir alışkanlıktır.

Don't make it a habit.

Bunu bir alışkanlık haline getirme.

Smoking is a disgusting habit.

Sigara içmek iğrenç bir alışkanlıktır.

People are creatures of habit.

- İnsanlar alışkanlık yaratıklarıdır.
- İnsanlar alışkanlıklarına bağlıdır.

This is already a habit.

Bu zaten bir alışkanlıktır.

Don't make that a habit.

- Bunu alışkanlık hâline getirme.
- Bunu huy edinme.

- Just don't make it a habit.
- Just don't make a habit of it.

Sadece alışkanlık edinme.

- Tom has the habit of doing that.
- Tom has a habit of doing that.

Tom'un bunu yapma alışkanlığı var.

He acquired the habit of smoking.

Sigara içme alışkanlığı edindi.

You should kick that bad habit.

Bu kötü alışkanlıktan kurtulmalısın.

Man is a slave of habit.

İnsan alışkanlığın bir kölesidir.

Tom is a creature of habit.

- Tom bir alışkanlık yaratığıtır.
- Tom alışkanlıklarına bağlı biri.
- Tom rutin takılan biri.

Thinking negatively can become a habit.

Olumsuzca düşünmek alışkanlık haline gelebilir.

A bad habit is easily acquired.

Kötü bir alışkanlık kolay edinilir.

It's a habit you can break.

Bu bitirebileceğin bir alışkanlık.

It's a hard habit to break.

Bu bitirmek için zor bir alışkanlık.

He acquired the habit of snacking.

O, atıştırma alışkanlığı kazandı.

He finally kicked the bad habit.

O, sonunda kötü alışkanlıktan vazgeçti.

Are you a creature of habit?

Sen alışkanlıklarından vazgeçemeyen birimisin?

I'm not a creature of habit.

Alışkanlıklarımdan vazgeçmeyen biri değilim.

Don't let this become a habit.

Bu alışkanlık hâline gelmesin.

- It was his habit to rise early.
- He was in the habit of getting up early.
- It was his habit to get up early.

Erken kalkmak onun alışkanlığıydı.

- It is a good habit to keep a diary.
- Keeping a diary is a good habit.

Bir günlük tutmak iyi bir alışkanlıktır.

- Tom picked up that habit from his father.
- Tom picked that habit up from his father.

Tom o huyu babasından aldı.

After making a habit out of porn...

Pornoyu alışkanlık haline getirdikten sonra...

Eating between meals is a bad habit.

Öğünler arasında yemek yemek kötü bir alışkanlıktır.

It's hard to shake the smoking habit.

Sigara içme alışkanlığından vazgeçmek zor.

She carried that habit to her grave.

O, o alışkanlığı mezarına kadar taşıdı.

He slipped into the bad habit again.

Kötü alışkanlığına tekrar daldı.

He scratched his head out of habit.

Alışkanlık nedeniyle başını kaşıdı.

Don't make a habit out of it.

Bunun dışında bir alışkanlık yapma.

She got rid of a bad habit.

O kötü bir alışkanlıktan kurtuldu.

Smoking is no habit but an addiction.

Sigara içmek bir alışkanlık değil ama bir bağımlılıktır.

Telling lies is a very bad habit.

Yalan söylemek çok kötü bir alışkanlıktır.

Snacking between meals is a bad habit.

Öğünler arasında atıştırmak kötü bir alışkanlıktır.

It was her habit to rise early.

Erken kalkmak onun alışkanlığıydı.

You have a habit of exaggerating everything.

- Her şeyi abartmak gibi bir alışkanlığın var.
- Her şeyi abartma alışkanlığın var.

He has a habit of telling lies.

Onun yalan söyleme alışkanlığı var.

It's a pretty hard habit to break.

Bu bitirmek için oldukça zor bir alışkanlık.

Biting your fingernails is a bad habit.

Tırnaklarını yemek kötü bir alışkanlıktır.

I have a habit of doing that.

Onu yapmak gibi bir alışkanlığım var.

Even if you are a professor, reading habit --

Profesör dahi olsan okuma alışkanlığı --

They have a habit of realistically appraising situations,

Gerçekçi bir şekilde değerlendirme,

You must get rid of that bad habit.

O kötü alışkınlıktan kurtulmalısın.

Perry has acquired the habit of thinking aloud.

Perry yüksek sesle düşünme alışkanlığı edindi.

I'm just a creature of habit, I guess.

- Ben sadece bir alışkanlık yaratıcısıyım, sanırım.
- Galiba alışkanlıklarımdan vazgeçemiyorum.

It's my habit to read on the toilet.

Tuvalette okumak benim alışkanlığımdır.

I will cure him of the bad habit.

Onu kötü alışkanlığı ile ilgili tedavi edeceğim.

You should get rid of that bad habit.

Senin o kötü alışkanlıktan kurtulman gerekir.

He has a habit of sucking his pencil.

Onun kalem emme alışkanlığı var.

Smoking is not a habit; it's an addiction.

Sigara içmek alışkanlık değildir; bir bağımlılıktır.

This is a habit that must be cultivated.

Bu, ekilmesi gereken bir alışkanlıktır.

She has a habit of biting her nails.

Tırnaklarını yeme alışkanlığı var.

You have a habit that I'm happy about.

Benim hakkında mutlu olduğum bir alışkanlığın var.

I've got the habit to cook for myself.

Kendim için yemek pişirme alışkanlığım var.

Try not to make a habit of this.

Bunu bir alışkanlık haline getirmemeye çalış.

I have a habit of getting up early.

Erken kalkma alışkanlığım var.

Writing in a diary is a good habit.

Günlük yazmak iyi bir alışkanlıktır.

It's not easy to discard a bad habit.

Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak kolay değil.

I will kill this habit or die trying.

Bu alışkanlığı öldüreceğim ya da çalışarak öleceğim.

He has the habit of scratching his head.

Başını kaşıma alışkanlığı var.

Tom has a habit of losing his temper.

Tom'un, öfkesini kaybetme alışkanlığı var.

We made a habit of getting together regularly.

Biz düzenli olarak bir araya gelme alışkanlığını edindik.

Tom says that he's a creature of habit.

- Tom onun her zaman aynı şeyleri yaptığını söylüyor.
- Tom alışkanlıklarına bağlı biri olduğunu söylüyor.

She broke herself of the habit of smoking.

O, sigara içmekten vazgeçti.

Tom has the habit of biting his nails.

Tom'un tırnaklarını ısırma alışkanlığı vardır.

The human being is a creature of habit.

- İnsan bir alışkanlık yaratıcısıdır.
- İnsan alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçmez.

He says that he's a creature of habit.

Alışkanlıklarına bağlı biri olduğunu söylüyor.

He picked up that habit from his father.

- Bu huyu babasından almış.
- Bu huy ona babasından geçme.

She picked up that habit from her father.

Bu huy ona babasından geçmiş.

- He has the bad habit of chewing his pencil.
- She has a bad habit of chewing on her pencil.

Onun kurşun kalemini çiğnemek gibi kötü bir alışkanlığı var.

- It is not easy to get rid of a bad habit.
- It's not easy to get rid of a bad habit.
- It isn't easy to get rid of a bad habit.

- Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak kolay değildir.
- Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak basit değildir.

After I have seen this vision of reading habit,

Ben okuma alışkanlığı ile ilgili bu vizyonu gördükten sonra

The last habit that I'm going to talk about

Bahsedeceğim son alışkanlık, saldırganların dışarı çıkıp

I wish I could break the habit of smoking.

Keşke sigara içme alışkanlığından vazgeçebilsem.

The sociologist has a habit of scratching his back.

Sosyoloğun sırtını kaşıma alışkanlığı var.

She has a habit of coughing before she speaks.

Onun konuşmadan önce öksürme alışkanlığı var.

He broke himself of the bad habit of smoking.

Berbat sigara alışkanlığından vazgeçti.

He has a habit of keeping the door open.

Onun kapıyı açık tutma alışkanlığı var.

He tried to break his son's habit of smoking.

O, oğlunun sigara içme alışkanlığı kırmaya çalıştı.

You should cultivate the habit of getting up early.

Erken kalkma alışkanlığını kazanmalısın.

I have to stop that. It's a bad habit.

Bunu bırakmak zorundayım. Kötü bir alışkanlık.

Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves.

Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.