Examples of using "Breaks" in a sentence and their turkish translations:
Cam kolayca kırılır.
O asla sözünden dönmez.
Tom asla sözünden dönmez.
tenefüslerde nadiren de olsa oynanır
Tom asla sözünden dönmez.
Bu benim kalbimi kıracak!
Tom kuralları çiğniyor.
Tom sık sık sözünden döner.
Herkes bu yasayı çiğniyor.
Çoğu zaman sözünde durmaz.
Fizik ödevlerinde ara vermeniz gerekir,
yine kendi içerisinde kırılmalar oluşturdu
O asla alışkanlığına ara vermez.
O, sözünden asla dönmez.
Tom sık sık sözünde durmaz.
Bu gerçekten kalbimi kırıyor.
Tom asla sözünden dönmez.
Bill sık sık verdiği sözleri tutmaz.
Tom nadiren sözünü tutmaz.
Kahve molası vermiyoruz.
O çok şanslı.
- Birkaç kötü kırığım vardı.
- Bazı kötü kırıklarım vardı.
Bu makine bazen bozulur.
O nadiren sözünü tutmaz.
Okul haziran ayında tatile girer.
Bu gerçekten kalbimi kırdı,
Bay Yoshida asla sözünden Dönmez.
Bay Yoshida sözünden asla dönmez.
Tom neredeyse hiç sözünü tutmaz.
Molalarım sırasında TV izledim.
Doğa kendi kanunlarını asla çiğnemez.
Bu eski araba sık sık bozuluyor.
Umarım kimse daireme zorla girmez.
Umarım kimse evime gizlice girmez.
at onu üzerinden atar ve bacağı kırılır.
Asıl çekiciliği sınırları yıkıyor olması.
Araba bozulursa, yürürüz.
- Devenin belini kıran son saman çöpüdür.
- Bardağı taşıran son damla.
Tom tuttuğundan daha fazla sözünden döner.
Sanat hayatın monotonluğu kırar.
Sözlerini tutmayan bir insana güvenilemez.
Bizim genç, "Frenler düzenli ayarlama gerektirir." der
Gün başlarken, yeniden harekete geçiyoruz.
Tom sözünü tutmazsa pişman olur.
Senin ağladığını görmek kalbimi kırar.
Bu eski araba sürekli arıza yapıyor.
- Bununla ilgili düşündüğüm zaman kalbim kırılıyor.
- Bunun hakkında düşündüğümde kalbim kırılıyor.
Patronumuz kahve molası vermemize izin vermez.
Bir akıllı telefon kırılırsa tamir edilemez.
temelinde frenleri yumuşatmaktan bahsediyorum,
Makine o kadar hassas ki kolayca bozuluyor.
O, odayı her temizlemesinde bir şey kırar.
O her bulaşık yıkamada bir tabak kırar.
Tom kuralları çiğniyor.
- Tom Mary'den ayrılırsa pişman olur.
- Tom Mary ile ilişkisini bitirirse pişman olur.
Taş, makası ezer. Makas, kağıdı keser. Kağıt, taşı kaplar.
X ışınları kemiklerdeki kırıkları bulmak için kullanılır.
Şu çocuk sık sık bir top ile pencerelerimizi kırıyor.
Sık sık bir konuşmanın ortasında karışır.
Bu çocuk genellikle topuyla penceremizi kırar.
Cibuti, Çin destekli serbest ticaret bölgesinin temelini attı.
Sıcak mevsim sırasında oğlumun cildi kolayca çıtlar.
Bir nükleer savaş patlarsa tüm insanlık acı çeker.
Bir savaş çıkarsa bize ne olacak?
Biz patty'ye sözünden asla dönmediği için güveniriz.
O çok şanslı.
Bu bardağı taşıran son damladır.
Bir defa savaş patlak verdi mi, her iki taraf da hatalıdır.
Nükleer savaş çıkarsa çocuklarımıza ne olacak?
Vikipedi de o zaman nispeten yeniydi, ben de çok ara verirdim.
Haberi ona söyleyen kişi ben olmak istemem.
aslında tam olarak kırıldığı noktalar yani birbirinden ayrıldığı noktalar
Soğuk ve ıslak bir geceydi ve yorgunum. Ama gün doğduğunda yolumuza devam ediyoruz.
Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.