Examples of using "Creature" in a sentence and their turkish translations:
O yaratığı sürükledi.
tersi pis olan dev bir yaratık.
çok garip yaratık bu karıncalar
- Ben bir alışkanlıkların insanıyım.
- Alışkanlıklarıma bağlıyımdır.
- Rutinimi pek bozmam.
Her duyarlı yaratık şefkati hak ediyor.
dünyadaki hemen hemen her canlı
Bir fare çekingen bir yaratıktır.
- Tom bir alışkanlık yaratığıtır.
- Tom alışkanlıklarına bağlı biri.
- Tom rutin takılan biri.
Ejderha hayali bir yaratıktır.
Fil kocaman bir yaratıktır.
Hiçbir yaratık hava olmadan yaşayamaz.
Sen alışkanlıklarından vazgeçemeyen birimisin?
Alışkanlıklarımdan vazgeçmeyen biri değilim.
Su olmadan hiçbir yaratık yaşayamaz.
Bu yaratık yüzyıllardır korku salmıştır.
erken evrimleşmiş bir canlıdır bu yarasalar
Bir ejderha hayali bir yaratıktır.
Hiçbir yaratık uzayda yaşayamaz.
Son zamanlarda tuhaf bir deniz yaratığı bulundu.
- Her yaratık, Tanrı'nın bir sözüdür.
- Her mahlukat, Allah'ın bir ayetidir.
Burada yaşayan her canlı olacak.
hiçbir canlı gereksiz diyemeyiz
Bunu gerçekten hissedebiliyordum. O büyük yaratığı.
- Ben sadece bir alışkanlık yaratıcısıyım, sanırım.
- Galiba alışkanlıklarımdan vazgeçemiyorum.
- Tom onun her zaman aynı şeyleri yaptığını söylüyor.
- Tom alışkanlıklarına bağlı biri olduğunu söylüyor.
- İnsan bir alışkanlık yaratıcısıdır.
- İnsan alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçmez.
Lucario, Pokémon dizisindeki bir yaratıktır.
Alışkanlıklarına bağlı biri olduğunu söylüyor.
Asya orman kırkayağı, korkutucu bir üne ve yüzyıllar boyu
mantık gücü ve duyguları olan
canlılar arasında ekolojiyi bozan tek canlı ise
madem imkansız karınca yiyen diye bir yaratık var
Ben Allah'ın kuluyum ve onun parçasıyım.
Bize "Zavallı yaratık." dercesine baktılar.
Mary, Tom'un şimdiye kadar gördüğü en büyüleyici yaratıktı.
O an, bu inanılmaz yaratığın gözlerine bakıyordum.
Filler iri bir hayvandır.
Sonra ahtapotun yalnız bir yaratık olduğu gerçeğini düşünün
İskandinavya'nın çam ormanlarında neredeyse doğaüstü güçlere sahip bir yaratık yaşar.
O, bir zamanlar yalan söyledi ve ona dolabında nadir bir yaratığın yaşadığını söyledi.
Hakkımda şunu bilmeni isterim ki ben rutinimi pek bozmayan biriyimdir.
bu devasa yaratık, zırhlı gövdesiyle doğrudan mücadeleye girer.
- Tom bir alışkanlık yaratığı ve neredeyse her gün aynı şeyleri yapar.
- Tom rutinini pek bozmaz. Neredeyse her gün aynı şeyleri yapar.
Dünya'daki her yaratığın geceden sağ çıkmanın bir yolunu bulması gerekir. GÜN BATIMINDAN ŞAFAĞA
Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?
Neredeyse her canlının en içgüdüsel davranışı küçüklerini korumaktır, ve insanlarda bu müdahale hayat boyu sürer.
Tanrı, "Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun" diye buyurdu.
Sağ kalabilmeleri için, her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al.
Tanrı, "Yeryüzü türlü türlü canlı yaratıklar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler türetsin" diye buyurdu. Ve öyle oldu.
İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.
Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan bütün canlıları ve uçan varlıkları türlerine göre yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.
Tanrı, "İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım" dedi, "Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun."
RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların, hepsini topraktan yaratmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Adem'e getirdi. Adem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı.