Translation of "Floor" in Turkish

- Which floor is it?
- What floor?

Bu hangi kat?

What floor?

Kaçıncı kat?

- The floor is lava!
- The floor is lava.

Yer lav.

An ocean floor

bir okyanusal taban

Wax the floor.

- Zemini parlatın.
- Yerleri cilala.

Sweep the floor.

Yeri süpür.

The floor creaked.

Zemin gıcırdadı.

Caution: wet floor

Dikkat: ıslak zemin.

- It's on the first floor.
- It's on the ground floor.

O birinci katta.

- Which floor is it on?
- What floor is it on?

O hangi katta?

The floor gave way.

Zemin çöktü.

Tom mopped the floor.

Tom zemini paspasladı.

The floor feels cold.

Zemin soğuk.

Let's mop the floor.

Yeri paspaslayalım.

The floor is muddy.

Zemin çamurlu.

The floor is spotless.

Yer lekesiz.

The floor is quiet.

Kat sessiz.

It's up one floor.

O bir kat yukarıda.

The floor is dirty.

Zemin kirli.

Tom swept the floor.

Tom zemini süpürdü.

The floor is cold.

Zemin soğuk.

The floor was cold.

Zemin soğuktu.

The floor is uneven.

Zemin pürüzlüydü.

What floor is it?

- Burası kaçıncı kat?
- Bu kaçıncı kat?

I sweep the floor.

Yeri süpürüyorum.

Dirty house, dirty floor.

Kirli ev, kirli zemin.

The floor is slippery.

Zemin kaygan.

I mopped the floor.

Zemini paspas ettim.

I swept the floor.

Zemini süpürdüm.

I've swept the floor.

Zemini süpürdüm.

I'll sweep the floor.

Zemini süpüreceğim.

- Tom fell to the floor.
- Tom fell down on the floor.

Tom yere düştü.

- I looked down at the floor.
- I looked at the floor.

Yere baktım.

- I live on the bottom floor.
- I live on the first floor.
- I live on the ground floor.

- Ben alt katta yaşıyorum.
- Ben zemin katta yaşıyorum.
- Zemin katta oturuyorum.

- What floor do you live on?
- Which floor do you live on?

Hangi katta oturuyorsun?

- I live on the bottom floor.
- I live on the ground floor.

Ben zemin katta yaşıyorum.

- They live on the floor beneath.
- They live on the floor below.

Alt katta oturuyorlar.

- Don't throw anything onto the floor.
- Don't throw anything on the floor.

Yere bir şey atma.

I felt the floor shake.

Yerin sallandığını hissettim.

Please clean the dirty floor.

Lütfen kirli zemini temizle.

It's on the eighth floor.

O sekizinci kattadır.

Don't sit on the floor.

Yere oturma.

Look down at the floor.

Yere bak.

The servant swept the floor.

Hizmetçi yeri sildi.

I'm on the eighth floor.

Ben sekizinci kattayım.

Tom used the floor jack.

Tom hidrolik kriko kullandı.

Mary is mopping the floor.

Mary zemini paspaslıyor.

He's on the dance floor.

O dans pistinde.

Tom looked at the floor.

Tom yere baktı.

Tom collapsed on the floor.

- Tom yere çöktü.
- Tom yere yığıldı.

She's lying on the floor.

O yerde yatıyor.

There's something on the floor.

Yerde bir şey var.

We're on the wrong floor.

Biz yanlış kattayız.

We're on the right floor.

Doğru kattayız.

I'll sleep on the floor.

Ben yerde uyuyacağım.

What floor am I on?

Ben hangi kattayım?

Tom pointed to the floor.

Tom yeri gösterdi.

Tom resumed sweeping the floor.

Tom yeri süpürmeye devam etti.

I awoke on the floor.

Ben yerde uyandım.

Tom was on the floor.

- Tom yerdeydi.
- Tom yerde yatıyordu.

Tom walked across the floor.

Tom zemini yürüyerek geçti.

Get down on the floor!

Yere yatın!

He fell to the floor.

O yere düştü.

Tom started scrubbing the floor.

Tom yeri fırçalamaya başladı.

Tom scrubbed the kitchen floor.

Tom mutfak zeminini fırçaladı.

Tom is mopping the floor.

Tom yeri paspaslıyor.

The floor is very cold.

Zemin çok soğuk.

The floor was very cold.

Zemin çok soğuktu.

Now the floor is mine.

Şimdi konuşma sırası benim.

Don't spit on the floor!

Yere tükürme!

I swept the kitchen floor.

Ben mutfak zeminini süpürdüm.

Tom slept on the floor.

Tom yerde uyudu.

A wood floor is beautiful.

Ahşap bir zemin güzeldir.

There's blood on the floor.

Yerde kan var.

They're on the eighth floor.

Onlar sekizinci kattalar.

Tom slumped to the floor.

Tom ansızın yere yığıldı.

There's trash on the floor.

Yerde çöp var.

The ground floor was flooded.

Birinci kat sular altında kaldı.

The floor is very slippery.

Zemin çok kaygan.

You're on the wrong floor.

- Yanlış kattasın.
- Yanlış kattasınız.

Put that on the floor.

Onu yere koy.

He collapsed on the floor.

O yere çöktü.

Tom sat on the floor.

Tom yere oturdu.

You have the floor now.

Şimdi söz sizde.

I just waxed the floor.

Ben sadece zemini cilaladım.

We must wash the floor.

Biz yeri yıkamalıyız.

Run pipes under the floor.

Döşemenin altındaki kaçak borular.

Which floor is it on?

O hangi katta?

I dropped to the floor.

Ben yere düştüm.

I slept on the floor.

Ben yerde uyudum.

Layla was on the floor.

Layla yerdeydi.

Sami sat on the floor.

Sami yerde oturdu.