Examples of using "Sweep" in a sentence and their turkish translations:
Yeri süpür.
Odamı süpür.
Yeri süpürüyorum.
Zemini süpüreceğim.
Biz bir süpürge ile süpürüyoruz.
- Tom bir baca temizleyicisidir.
- Tom bir baca temizleyicidir.
Odayı baştan aşağı temizleyeceğim.
Mary evi süpürmek istiyor.
Ben odamı süpürmek zorundayım.
Ona yeri süpürttüm.
Tom'un zemini süpürmesi gerekiyordu.
Ona odamı süpürttüm.
O bana odayı süpürmemi emretti.
Ben bahçeyi hemen hemen her gün süpürürüm.
Tozu süpürmemiz gerekir.
O, hizmetçiye odasını süpürttü.
Tom Mary'den yeri süpürmesini istedi.
Tom odayı süpürmemi istedi.
Çocuklara odayı temizleme görevi verildi.
Yapmak zorunda olduğun bütün şey zemini süpürmektir.
Sen bulaşıkları yıkarken ben yeri süpüreceğim.
Bu kenar boyunca akar. Bunu duydunuz mu?
Ben tuvaleti temizlerken sen mutfak zeminini süpürürsün.
Bu zemini süpürmek için, bir süpürge isteyin .
Odamı temizleyecek.
Balonları uçurduktan sonra odayı süpürebilir misin?
Ben sadece pencereyi kapatmayı unutmadım, aynı zamanda süpürmedim.
Sadece pencereyi kapatmayı değil aynı zamanda süpürmeyi de unuttum.
“Gün boyu yaptığım tek şey hayvanlara bakmak, odun toplamak, etrafı süpürmek, yemek pişirip bulaşıkları yıkamak.” dedi, "Okusaydım bunlarla mı uğraşırdım?"