Translation of "Factory" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Factory" in a sentence and their turkish translations:

The factory.

fabrika karşıma çıktı.

Restoring factory settings

Fabrika ayarlarına geri dönmek

The factory manufactures toys.

Fabrika oyuncak üretiyor.

That factory manufactures toys.

O fabrika oyuncaklar üretir.

That factory makes toys.

O fabrika oyuncak üretir.

Which factory was it?

O hangi fabrikaydı?

The factory produces ammunition.

Fabrika cephane üretir.

This factory makes toys.

Bu fabrika oyuncak üretir.

- My father works for a factory.
- My father works in a factory.

Benim babam bir fabrikada çalışır.

He works in a factory.

O bir fabrikada çalışıyor.

Let's go to the factory.

Fabrikaya gidelim.

Tom works in a factory.

- Tom bir fabrikada çalışır.
- Tom bir fabrikada çalışıyor.

I work in a factory.

Ben bir fabrikada çalışıyorum.

This factory manufactures automobile parts.

Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.

This factory manufactures electric stoves.

Bu fabrikalar elektrikli fırın üretir.

This factory manufactures CD players.

Bu fabrika CD çalarlar imal etmektedir.

We work in a factory.

- Bir fabrikada çalışıyoruz.
- Bir fabrikada çalışırız.

The factory produces cotton goods.

Bu fabrika pamuk ürünleri üretir.

I worked in this factory.

Bu fabrikada çalıştım.

This factory produces CD players.

Bu fabrika, CD çalarlar üretiyor.

Tom worked in a factory.

- Tom bir fabrikada çalıştı.
- Tom bir fabrikada çalışıyordu.

- They decided to shut down the factory.
- They decided to close the factory.

Onlar fabrikayı kapatmaya karar verdiler.

- So she works at this factory, does she?
- So she works at this factory, huh?
- So he works at this factory, huh?
- So he works at this factory, does he?

Yani o, bu fabrikada çalışıyor, değil mi?

Trying to find this old factory.

Eski bir fabrikayı bulmaya çalışıyordum.

So he started a small factory

Bu yüzden küçük bir fabrika kurdu

Factory waste sometimes pollutes our rivers.

Fabrika atıkları bazen nehirlerimizi kirletir.

They make toys at this factory.

Onlar bu fabrikada oyuncak yaparlar.

My father works for a factory.

Babam bir fabrika için çalışmaktadır.

My mom works in a factory.

Annem bir fabrikada çalışıyor.

He sends us to the factory.

O bizi fabrikaya gönderiyor.

Pears are canned in this factory.

Armutlar bu fabrikada konservelenir.

My father works in a factory.

- Benim babam bir fabrikada çalışır.
- Babam fabrikada çalışır.

In our factory, goods are produced.

Fabrikamızda ticari eşya üretilir.

The factory did not want him.

Fabrika onu istemedi.

The tire factory employs 250 people.

Lastik fabrikası 250 kişi istihdam etmektedir.

A modern factory is totally automated.

Modern bir fabrika tamamen otomatiktir.

The factory uses many complicated machines.

Fabrika birçok karmaşık makineleri kullanır.

They decided to close the factory.

Onlar fabrikayı kapatmaya karar verdi.

My father works at a factory.

Babam bir fabrikada çalışıyor.

This factory is almost fully automated.

Bu fabrika neredeyse tamamen otomatiktir.

This factory also operates at night.

Bu fabrika geceleri de çalışır.

My father works at the factory.

Babam fabrikada çalışıyor.

He has an electrical equipment factory.

Onun elektrikli ekipman fabrikası var.

Tom works for a large factory.

- Tom büyük bir fabrika için çalışıyor.
- Tom büyük bir fabrika için çalışır.

Tom works in a pasta factory.

Tom, bir makarna fabrikasında çalışıyor.

The factory produces robots for people.

Fabrika, insanlar için robotlar üretiyor.

I have worked in this factory.

Ben bu fabrikada çalışmışım.

Tom works in a car factory.

Tom bir araba fabrikasında çalışıyor.

Your house will turn into a factory.

Eviniz bir fabrikaya dönüşecek.

With grace, they were closing this factory.

Onurlu bir şekilde fabrikayı kapatıyorlardı.

Our factory needs a lot of machinery.

Fabrikamızın birçok makineye gereksinimi var.

Hundreds of people work in this factory.

Bu fabrikada yüzlerce kişi çalışır.

You're visiting a factory tomorrow, aren't you?

Yarın bir fabrikayı ziyaret edeceksin, değil mi?

Bob's father works in a car factory.

Bob'un babası bir araba fabrikasında çalışıyor.

The enemy dropped bombs on the factory.

Düşman fabrikaya bombalar attı.

Tom slaves all day at the factory.

Tom bütün gün fabrikada köle gibi çalışır.

He wants to work in a factory.

O bir fabrikada çalışmak istiyor.

The factory is running at full capacity.

Fabrika tam kapasite çalışıyor.

Many men were hired at the factory.

Fabrikaya birçok işçi alındı.

Tom wants to work in a factory.

Tom bir fabrikada çalışmak istiyor.

This factory produces 500 automobiles a day.

- Bu fabrika günde 500 otomobil üretir.
- Bu fabrika günde 500 otomobil üretiyor.

They decided to shut down the factory.

Onlar fabrikayı kapatmaya karar verdiler.

Emily's parents are working in a factory.

Emily'nin anne babası bir fabrikada çalışıyorlar.

There is no factory in this village.

Bu köyde hiç fabrika yok.

This river is polluted with factory waste.

Bu nehir, fabrika atıkları ile kirlenmiş.

Tom used to work in a factory.

Tom bir fabrikada çalışırdı.

How many women work in this factory?

- Bu fabrikada kaç kadın çalışıyor?
- Bu fabrikada kaç tane kadın çalışıyor?

- They have enough capital to put up another factory.
- They have enough capital to establish another factory.

Onlar başka bir fabrika kurmak için yeterli sermayeye sahip.

- They have enough capital to build a second factory.
- They have only enough funds to build the factory.

Onlar fabrikayı inşa etmek için sadece yeterli fona sahip.

- He is making spare parts in a car factory.
- She is making spare parts in a car factory.

Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.

- We are making spare parts in a car factory.
- We are producing spare parts in an automobile factory.

Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.

That this factory was closing on his watch.

çünkü fabrika onun zamanında kapanıyordu.

Was that this wasn't just an old factory.

buranın yalnızca eski bir fabrika olmamasıydı.

The treasure that I found in that factory --

O fabrikada bulduğum hazine --

Here are our factory settings in Central Asia

İşte bizim fabrika ayarlarımız Orta Asya

Tony thought about the factory and the shops.

Tony fabrika ve dükkanlar hakkında düşündü.

The enemy dropped many bombs on the factory.

Düşman fabrikaya çok sayıda bomba attı.

So she works at this factory, does she?

Bu yüzden o bu fabrikada çalışıyor, değil mi?

The factory was shut down ten years ago.

Fabrika on yıl önce kapatıldı.

This compound isn’t a school or a factory.

Bu yerleşke; okul ya da fabrika değil.

He doesn't want to work in a factory.

O bir fabrikada çalışmak istemiyor.

The factory produces thousands of bottles every month.

Fabrika her ay binlerce şişe üretir.

All the workers at this factory are female.

Bu fabrikadaki tüm işçiler kadın.

Tom doesn't want to work in a factory.

Tom bir fabrikada çalışmak istemiyor.

They are manufacturing TV sets in this factory.

Onlar bu fabrikada TV setleri üretiyorlar.

Production at this factory has increased by 20%.

- Bu fabrikanın üretimi % 20 oranında artmıştır.
- Bu fabrikadaki üretim yüzde 20 arttı.

The factory had to cut back its production.

Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı.

Yesterday, an explosion occurred at the fireworks factory.

Dün havai fişek fabrikasında bir patlama oldu.

That factory is for the manufacture of computers.

O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.