Examples of using "Expectancy" in a sentence and their turkish translations:
ve tabii ki daha kısa ömür beklentisi var.
beklenen yaşam süresi gittikçe düşüyor, artmıyor.
İnsanların yaşam beklentisi, her yıl büyüyor.
Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre, Japonya'daki yaşam beklentisi sürekli olarak artıyor.
fakirlik sınırı; ortalama yaşam beklentisi ancak 70'i aşıyor ve bebek ölüm oranı