Translation of "People's" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "People's" in a sentence and their turkish translations:

- I am constantly forgetting people's names.
- I'm constantly forgetting people's names.

İnsanların isimlerini sürekli unutuyorum.

- Tom often mispronounces people's names.
- Tom often pronounces people's names incorrectly.

Tom genellikle insanların isimlerini yanlış telaffuz eder.

Don't get in people's way.

İnsanların yoluna girme.

I'm always forgetting people's names.

- İnsanların isimlerini hep unutuyorum.
- Ben her zaman insanların isimlerini unutuyorum.

I always forget people's names.

Ben her zaman insanların isimlerini unuturum.

The people's opinion can change.

İnsanların fikri değişebilir.

He attracted many people's attention.

O birçok insanın dikkatini çekti.

The people's fears aren't groundless.

Halkın korkuları sebepsiz değildir.

It's good for people's health.

Bu, insanların sağlığı için iyidir.

I can hear people's voices.

İnsanların seslerini duyabiliyorum.

I often forget people's names.

Sık sık insanların adlarını unutuyorum.

Greed can destroy people's lives.

Açgözlülük insanın hayatını mahvedebilir.

Jealously can destroy people's lives.

Kıskançlık insanın hayatını mahvedebilir.

What circumstances affected these people's actions,

hangi koşulların etkilediğini, hangi toplum

Not even with other people's work,

Başkalarının emeğiyle bile değil,

For the sake of people's interests

insanların çıkarları uğruna

Don't meddle in other people's affairs.

Diğer insanların işine karışmayın.

Don't walk on other people's land.

Yabancıların tarlasında gezme.

People's life expectancy grows every year.

İnsanların yaşam beklentisi, her yıl büyüyor.

Don't gamble with other people's money.

Başka insanların parasıyla kumar oynama.

The people's hardships are our hardships.

İnsanların zorlukları bizim zorluklarımızdır.

We must respect other people's privacy.

Başka insanların mahremiyetine saygı göstermeliyiz.

Don't meddle in other people's lives.

Diğer insanların yaşamlarına karışmamalıyız.

We want to get people's feedback.

İnsanlardan geri bildirim almak istiyoruz.

We want to enrich people's lives.

Biz insanların hayatlarını zenginleştirmek istiyoruz.

I want to hear people's concerns.

İnsanların endişelerini dinlemek istiyorum.

I hurt a few people's feelings.

Birkaç kişinin hislerini incittim.

You can't mess with people's feelings.

İnsanların duygularını karıştıramazsın.

We are the people's elected representatives.

Bizler halkın seçilmiş temsilcileriyiz.

I have trouble remembering people's names.

İnsanların adlarını hatırlamakta zorlanıyorum.

I don't like wasting people's time.

İnsanların zamanını boşa harcamayı sevmiyorum.

Sami was banging on people's doors.

Sami insanların kapılarını çalıyordu.

Don't interfere in other people's affairs.

Diğer insanların işlerine karışmayın.

Drug addiction can destroy people's lives.

- Madde bağımlılığı insanın hayatını mahvedebilir.
- Uyuşturucu bağımlılığı insanın hayatını mahvedebilir.

He saved people's lives for a living,

Mesleği insanların hayatını kurtarmaktı

Eventually, officers come knocking on people's doors,

Sonunda memurlar gelir ve evlerin kapılarını çalar,

He explained people's livelihoods in line phase

insanların geçim sıkıntısını hat safhada anlattı

He is apt to forget people's names.

İnsanların isimlerini unutmaya eğilimlidir.

He was always on the people's side.

- O her zaman insanların tarafındaydı.
- O hep halktan yanaydı.

My mother is constantly forgetting people's names.

Annem sürekli insanların isimlerini unutuyor.

You shouldn't interfere in other people's business.

- Başka insanların işine karışmamalısın.
- Başka insanların işlerine karışmamalısınız.

Have some respect for other people's opinions.

Diğer insanların görüşlerine biraz saygı duy.

Don't attempt to steal other people's belongings!

Diğer insanların eşyalarını çalmaya kalkışma!

Tom's dog likes to lick people's faces.

Tom'un köpeği insanların yüzlerini yalamayı seviyor.

Jimmy's pictures were different from other people's.

Jimmy'nin resimleri diğer insanlarınkinden farklıydılar.

You shouldn't rely on other people's help.

Diğer insanların yardımına güvenmemelisiniz.

Other people's expectations affect how we behave.

Diğer insanların beklentileri bizim nasıl davranacağımızı etkiler.

I have a problem remembering people's names.

İnsanların adlarını hatırlamakta sorun yaşıyorum.

I've spent my career reaching into people's minds

Kariyerimi, insanların zihinlerine girmekle ve herkesin

A question can also come to people's head

insanların kafasına şöyle bir soru da gelebiliyor

The priest tried to improve the people's morals.

Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.

Stop sticking your nose into other people's business.

Diğer insanların işine burnunu sokmaktan vazgeç.

You must try to avoid hurting people's feelings.

İnsanların hislerine zarar vermekten kaçınmaya çalışmalısınız.

You shouldn't read people's private letters without permission.

İnsanların özel mektuplarını izin olmadan okumamalısın.

The residents were curious about other people's business.

Oturanlar başkalarının işleri hakkında meraklılardı.

Tom sometimes has trouble understanding other people's feelings.

Tom'un bazen diğer insanların duygularını anlama sorunu var.

Tom hardly ever relies on other people's help.

Tom diğer insanların yardımına neredeyse hiç güvenmez.

Tom is very sensitive to other people's moods.

Tom diğer insanların ruh hallerine çok duyarlıdır.

We shouldn't make jokes at other people's expense.

Diğer insanların durumuyla ilgili şakalar yapmamalıyız.

Don't stick your nose into other people's business.

Başka insanların işine burnunu sokma!

Tom claims that he can read people's minds.

Tom insanların düşüncelerini okuyabileceğini iddia ediyor.

The sunrise is usually people's signal to get up,

Güneşin doğuşu genelde insanlara uyan işaretidir

I want you to stop preying on people's weaknesses.

İnsanların zayıflıklarını istismar etmeye son vermeni istiyorum.

He has absolutely no respect for other people's feelings.

Onun kesinlikle diğer insanların duygularına saygısı yok.

I don't poke my nose into other people's business.

Burnumu başkalarının işine sokmam.

You shouldn't read other people's private letters without permission.

Başkalarının özel mektuplarını onların izni olmadan okumamalısın.

People's opinions depend on the spirit of the times.

İnsanların görüşleri zamanlarının ruhuna bağlıdır.

So which way is it to the People's Park?

Peki, nasıl Halk Parkına gidilir?

Tom has no qualms about stealing other people's food.

Tom'un diğer insanların yiyeceğini çalmakla ilgili vicdan azabı yok.

People's emotional lives are becoming more and more unstable.

İnsanların duygusal yaşamları gittikçe daha istikrarsız hale geliyor.

- There is a certain pleasure in pointing out other people's errors.
- There's a certain pleasure in pointing out other people's errors.

Başka insanların hatalarını işaret etmekte belli bir zevk var.

In my people's case, this social construct is an imposition.

Halkım için bu sosyal yapı dayatmadan geliyor.

I wouldn't like to cash in on other people's misfortunes.

Başkalarının talihsizliğini nakletmek istemiyorum.

He says what he thinks regardless of other people's feelings.

Diğer insanların duygusu ne olursa olsun, o düşündüğünü söyler.

Tom sometimes has trouble understanding other people's motives and desires.

Tom'un bazen diğer insanların güdülerini ve isteklerini anlama sorunu var.

A spoilsport is a person who ruins other people's fun.

Bir oyunbozan diğer insanların eğlencesini bozan bir kişidir.

I don't need other people's things, so I sell them!

Başka insanların şeylerine ihtiyacım yok, bu yüzden onları satarım!

Do not search for people's weaknesses, but for their strengths.

İnsanların zayıf yönlerini araştırmayın ama güçlü yönlerini araştırın.

People always seem to enjoy talking about other people's problems.

İnsanlar her zaman başka insanların sorunları ile ilgili konuşmaktan zevk alıyor gibi görünmektedirler.

You have no right to interfere in other people's affairs.

Diğer insanların işlerine karışmaya hakkın yoktur.

The abbreviation of "Chinese People's Political Consultative Conference" is "CPPCC".

"Chinese People's Political Consultative Conference"' in kısaltılmış şekli "CPPCC"'dir

It's easier to recognize other people's mistakes than our own.

Başkalarının hatalarını fark etmek kendi hatlarımızı fark etmekten daha kolaydır.

My mother-in-law lives in an old people's home.

Kaynanam bir huzurevinde yaşıyor.

Is it now the same as ours and other people's now?

Peki bizim şimdilerimiz ile diğer insanların şimdileri de acaba aynı mı?

We can't just cut people's salaries without giving them some warning.

Onlara bir uyarı vermeksizin insanların maaşlarını kesemeyiz.

There is nothing wrong with the Turkish people's power of perception.

Türk toplumunun algılama yeteneği bozuk değildir.

"Do you have a cigarette?" "No, I only smoke other people's."

"Sigaran var mı?" "Hayır, sadece başkalarınınkileri içerim."

Stop taking away my right to take away other people's right.

Başka insanların haklarını elinden alma hakkımı gasp etmeyi kesin.

Counting money in other people's pockets isn't good, but it's interesting.

Başkalarının ceplerindeki parayı saymak iyi değildir ama ilginçtir.

- Tom has trouble remembering names.
- Tom has trouble remembering people's names.

Tom'un isimleri hatırlama sorunu var.

I really can't remember people's names, but I don't forget faces.

İnsanların isimlerini gerçekten hatırlayamam fakat yüzleri unutmam.

Love is a pill made from a great many people's sufferings.

Aşk pek çok kişinin acılarından yapılmış bir haptır.

The seagulls in Helsinki steal ice cream out of people's hands.

Helsinki'deki martılar insanların elinden dondurma çalar.

Tom doesn't remember people's names as well as he used to.

Tom insanların isimlerinin eskisi kadar iyi hatırlamıyor.

We can start by caring about the education of other people's children ...

Başka insanların çocuklarının eğitimini önemsemekle işe başlayabiliriz.

And she loved using them to gaze intently into other people's eyes.

gözleri büyük bir sevinçle diğer insanların gözleriyle buluşuyordu.

I love to watch people's reactions when I say who I am.

Kim olduğumu söylediğimde insanların tepkilerini izlemeyi seviyorum.

This bank secretly opened bank accounts in people's names without their permission.

Bu banka gizlice onların izni olmadan insanların isimlerine banka hesaplarını açtı.

- Don't interfere in other people's affairs.
- Don't pry into the affairs of others.

Diğer insanların işlerine karışmayın.