Examples of using "Interrupt" in a sentence and their turkish translations:
Sözümü kesme.
Sözümü kesme.
Tom'un sözünü kesme.
Tom, sözümü kesme.
Bizim sözümüzü kesmeyin.
Onlara karışmayın.
Onun sözüne karışma.
Onun sözünü kesmeyin.
Sözünüzü kesebilir miyim?
Lütfen sözümü kesme.
Ben bir şey kestim mi?
Yaşlıların sözünü kesme.
Konuşmamızı kesme.
Pardon, bölüyorum.
Herhangi bir şeyi kestim mi?
Tekrar sözümü kesme.
Sözümü kesme, Tom.
Asla bir kadının sözünü kesme.
Erkekler, kadınların sözünü erkeklerinkine kıyasla iki kat daha fazla keser.
Sana karışmak istemedim.
Konuşurken bana müdahale etme!
O neden sözümü kesti?
Sözünü kesmek istemedim.
Ben önemli bir şey kestim mi?
Lütfen sözümü kesme, Tom.
Kesmek istemedim.
Neden sözümüzü kestin?
Sözünüzü kestiğim için üzgünüm.
- Bölmek istemem.
- Bölmek istemiyorum.
- Bölmeyeyim.
Artık senin sözünü kesmeyeceğim.
Konuşurken lafımı bölme.
Başkalarının sözünü kesmek kabalıktır.
İnsanlar konuşurken, sözlerini kesmeyin.
Sözünüzü biraz kesebilir miyim?
Tom'un sözünü kesmek istemiyorum.
Konuşurken sözümü kesme.
Üzgünüm, amacım sözünü kesmek değildi.
Tom lafı kesmek için, ağzını açtı.
Yakından dinle ve kesintiye uğratma.
Ben bir şey kesmeye niyet etmedim.
Onları engellemek istemiyorum.
Onun sözünü kesmek istemiyorum.
Onun sözünü kesmek istemiyorum.
Başkaları konuşurken bölme.
Lütfen konuştuğumda beni rahatsız etmeyin.
Başkası konuşuyorken sözünü kesme.
Lütfen bir müddet benim sözümü kesme.
Yaz tatilini ne zaman yarıda kestin?
Bir saniye için sözünü kesebilir miyim, Tom?
Üzgünüm, sözünüzü kesmek istemedim.
Lütfen konuşurken sözümü kesme.
Görüşmeye ara vermek istemedim.
Dan benimle konuşsun. Sözünü kesme.
Sadece bir an için sözünüzü kesebilir miyim?
Sohbetinizi bölmek istemedim.
- Ben konuşurken lafımı bölmeyin.
- Ben konuşurken sözümü kesmeyin.
Sonra, beni durdurmak için elini kaldırdı.
Siz konuşurken kestiğim için üzgünüm.
Neden her zaman beni kesiyorsun?
Bu programı acil bir mesaj için kesiyoruz.
Sözümü kesme! Konuştuğumu göremiyor musun?
O çalışırken Tom'un sözünü kesmek istemiyorum.
O konuşurken Tom'un sözünü kesmek istemiyorum.
Tom o ders çalışırken Mary'nin sözünü kesmek istemedi.
Söze karışmaktan nefret ederim ama bir şey söylemem gerekiyor.
Ben yavaş konuştuğum için insanlar sözümü kesmeye eğilimlidir.
Senin sözünü kestiğim için üzgünüm ama görmen gereken bir şey var.
Sözünü kesmekten nefret ediyorum fakat bir şey söylemeliyim.
Sen çalışırken seni kesmemeye çalışacağım.
Size özel bir haber bülteni getirmek için bu programı kesiyoruz.
Konuşurken birinin sözünü kesmek kibarlık değildir.
Ben konuşurken sözümü kesmemeni rica edebilir miyim?
Sözünü kesmek ve zamanını boşa harcamak isteyen insanlar var.
Sözünü kesmediğimi umuyorum.
Konuşurken sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Tom ve Meryem çocuklarına, bir konuşmayı bölmek isterlerse "affedersiniz" demeyi öğretti.
Benim müthiş büyükannem dil için öylesine titizdi ki ne zaman birinin "Can I.."ile soru sorduğunu duysa onların sözünü keser ve ani reaksiyon gösterirdi, "ben bilmiyorum, sen? Neyi yapabildiğini kendin bilmiyorsan ben nasıl bilirim? Eğer izin istiyorsan 'May I...' de"