Examples of using "Ecosystem" in a sentence and their turkish translations:
ve bu kırılgan ekosistemi koruyor.
Ama hastane ortamını özlemiştim.
Çünkü duyduğunuz şey bir ekosistem değil.
mikroorganizmalardan balıklara ve fok, yunus ve balinalar gibi
- Kirliliğin bölgenin ekosistemine yıkıcı sonuçları oluyor.
- Kirlilik, bölge ekosistemine yıkıcı sonuçlar doğuruyor.
Baraj inşaatı tüm ekosistemi tahrip eden yapay bir göl yarattı.
ekosisteminin köklerini atıyor. Ancak yapılacak çok fazla şey var.
Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.