Translation of "Dizzy" in Turkish

0.103 sec.

Examples of using "Dizzy" in a sentence and their turkish translations:

- I feel dizzy.
- I'm dizzy.

Başım dönüyor.

- I feel dizzy.
- I'm feeling dizzy.
- I am feeling dizzy.

Başım dönüyor.

- I feel dizzy.
- I'm feeling dizzy.
- I am feeling dizzy.
- I'm dizzy.
- I feel light-headed.

Başım dönüyor.

We're dizzy.

Biz şaşkınız.

- Tom is feeling dizzy.
- Tom is dizzy.

Tom' un başı dönüyor.

- I just feel a little dizzy.
- I'm a little dizzy.
- I'm somewhat dizzy.
- I'm feeling a little dizzy.

Biraz başım dönüyor.

- I feel dizzy.
- I'm feeling confused.
- I'm feeling dizzy.
- I am feeling dizzy.

Başım dönüyor.

I was dizzy.

Başım dönüyordu.

I wasn't dizzy.

Ben sersemlemiş değildim.

I'm still dizzy.

Hâlâ başım dönüyor?

Tom felt dizzy.

Tom baş dönmesi hissetti.

He's feeling dizzy.

O şaşkın hissediyor.

Tom got dizzy.

Tom'un başı dönüyor.

Tom is dizzy.

Tom şaşkındır.

Tom became dizzy.

Tom sersem oldu.

I got dizzy.

Başım döndü.

I'm getting dizzy.

Başım dönüyor.

I felt dizzy.

Kendimi sersemlemiş hissettim.

I'm somewhat dizzy.

Biraz başım dönüyor.

Tom was dizzy.

Tom şaşkındı.

Are you still dizzy?

Hâlâ başın dönüyor mu?

Sometimes I feel dizzy.

Bazen başım dönüyor.

I suddenly became dizzy.

Birden başım döndü.

Tom is feeling dizzy.

Tom'un başı dönüyor.

I'm a little dizzy.

Biraz başım dönüyor.

You didn't feel dizzy.

Başın dönmedi.

Tom doesn't get dizzy.

Tom'un başı dönmez.

Aren't you still dizzy?

Hâlâ baş döndürücü değil misin?

I was very dizzy.

Çok başım döndü.

I still feel dizzy.

Hala başımı döndüğümü hissediyorum.

- Tom is feeling dizzy.
- Tom got dizzy.
- Tom's head is spinning.

Tom'un başı dönüyor.

- Tom said that he felt dizzy.
- Tom said he felt dizzy.

Tom başının döndüğünü söyledi.

I'm still a little dizzy.

Ben hala biraz şaşkınım.

I'm feeling kind of dizzy.

Şimdi biraz şaşkın hissediyorum.

I'm just a little dizzy.

Ben şu an biraz şaşkınım.

I felt a little dizzy.

Biraz şaşkın hissettim.

Tom felt a little dizzy.

Tom küçük bir sersemlik hissetti.

Mary may be feeling dizzy.

Mary'nin başı dönüyor olabilir.

Reading English makes Rafael dizzy.

İngilizce okuyunca Rafael'in başı dönüyor.

Do you ever get dizzy?

Hiç başın döner mi?

I'm starting to feel dizzy.

Sersemlemiş hissetmeye başlıyorum.

Tom started to feel dizzy.

Tom'un başı dönmeye başladı.

I got dizzy doing that.

Bunu yaparken başım döndü.

I feel a little dizzy.

Biraz başımın döndüğümü hissediyorum.

Tom seemed to be dizzy.

Tom sersemlemiş görünüyordu.

Sami felt dizzy and nauseous.

Sami baş dönmesi ve bulantı hissetti.

I felt dizzy and nauseous.

Baş dönmesi ve mide bulantısı hissettim.

I just feel a little dizzy.

Biraz başım dönüyor.

Tom felt dizzy from the heat.

Tom' un ateşten başı dönüyordu.

- Tom is dizzy.
- Tom is giddy.

Tom sersem.

Tom started to feel very dizzy.

Tom çok sersemlemiş hissetmeye başladı.

Why do I feel so dizzy?

Neden çok başım dönüyor gibi hissediyorum?

Tom was starting to feel dizzy.

Tom'un başı dönmeye başlıyordu.

I'm starting to feel very dizzy.

Çok sersemlemiş hissetmeye başlıyorum.

- Tom told me he was feeling dizzy.
- Tom told me that he was feeling dizzy.

Tom bana biraz şaşkın hissettiğini söyledi.

- Tom said he felt a little dizzy.
- Tom said that he felt a little dizzy.

Tom biraz başı döndüğünü hissettiğini söyledi.

- I feel dizzy every time I get up.
- I feel dizzy every time I stand up.

Ne zaman ayağa kalksam başım dönüyor.

I felt dizzy when I got up.

Kalktığım zaman baş dönmesi hissettim.

I get dizzy when I stand up.

Ayağa kalktığımda başım dönüyor.

Whenever I get up, I feel dizzy.

Ne zaman kalksam kendimi sersem hissediyorum.

I've danced so much that I'm dizzy.

O kadar çok dans ettim ki başım dönüyor.

Tom has a lot of dizzy spells.

Tom'un birçok baş döndürücü büyüleri vardır.

- I was dizzy.
- My head was spinning.

Başım dönüyordu.

- Tom was dizzy.
- Tom's head was spinning.

Tom şaşkındı.

Tom was starting to feel very dizzy.

Tom çok baş döndürücü hissetmeye başlamıştı.

I was starting to feel very dizzy.

Çok sersemlemiş hissetmeye başlıyordum.

I wonder if Tom is still dizzy.

Tom'un hâlâ şaşkın olup olmadığını düşünüyorum.

I get dizzy spells when I stand up.

Ayağa kalktığımda başım döner.

I drank too much wine, and became dizzy.

Çok fazla şarap içtim ve baş dönmesi oldu.

Have you ever felt dizzy on a plane?

Hiç uçakta başın döndü mü?

I just felt a little dizzy. That's all.

Ben sadece biraz başımın döndüğünü hissettim. Bu kadar.

The beggar was dizzy with hunger and fatigue.

Dilencinin açlık ve yorgunluktan başı dönüyordu.

- Tom said he was starting to get very dizzy.
- Tom said that he was starting to get very dizzy.

Tom gözünün kararmaya başladığını söyledi.

Do you often become dizzy if you get up from bed quickly?

Yataktan hızlı kalkınca genelde başınız dönüyor mu?

Mary may feel dizzy if she does not sit in the front seat.

Eğer ön koltukta oturmazsa Mary'nin başı dönebilir.