Translation of "Cousin" in Turkish

- Tom is my cousin.
- Tom's my cousin.

- Tom benim kuzenim.
- Tom, benim kuzenimdir.

- He isn't my cousin.
- He's not my cousin.
- He is not my cousin.

O, kuzenim değil.

- He isn't my cousin.
- He's not my cousin.

- O, kuzenim değil.
- O benim kuzenim değil.

I'm Tom's cousin.

Tom'un kuzeniyim.

He's my cousin.

O benim kuzenimdir.

- Tom is not my cousin.
- Tom isn't my cousin.

Tom kuzenim değil.

- His cousin lives in America.
- Her cousin lives in America.

Kuzeni Amerika'da yaşıyor.

- No one knows you're my cousin.
- Nobody knows you're my cousin.
- No one knows that you're my cousin.
- Nobody knows that you're my cousin.

Kimse senin kuzenim olduğunu bilmiyor.

He married my cousin.

O benim kuzenimle evlendi.

Mary is my cousin.

Mary benim kuzenimdir.

That was Tom's cousin.

Bu Tom'un kuzeniydi.

What about your cousin?

Kuzenine ne dersin?

Our cousin had twins.

Kuzenimizin ikizleri vardı.

Tom kissed my cousin.

Tom kuzenimi öptü.

Tom kissed his cousin.

Tom kuzenini öptü.

I am Thomas's cousin.

Ben Thomas'ın kuzeniyim.

This is my cousin.

Bu benim kuzenim.

Tom isn't Mary's cousin.

Tom, Mary'nin kuzeni değildir.

Tom is Mary's cousin.

Tom, Mary'nin kuzenidir.

Mary is Tom's cousin.

Mary Tom'un kuzeni.

Are you my cousin?

Sen benim kuzenim misin?

Is Tom your cousin?

Tom senin kuzenin mi?

- My cousin has blonde curly hair.
- My cousin has curly blonde hair.

Kuzenimin sarışın kıvırcık saçları var.

Helen, this is my cousin.

Helen, bu benim kuzenim.

Luke, I am your cousin.

Luke, ben senin kuzeninim.

My cousin is a junkie.

Kuzenim bir esrarkeştir.

My cousin suffers from osteoporosis.

Kuzenim kemik erimesinden muzdarip.

He's married to my cousin.

O benim kuzenimle evli.

Tom is Mary's second cousin.

Tom Mary'nin ikinci kuzeni.

Tom is my second cousin.

Tom benim ikinci kuzenim.

Adam married his second cousin.

Adam ikinci kuzeni ile evlendi.

You are not my cousin.

Sen benim kuzenim değilsin.

Her cousin lives in Europe.

Kuzeni Avrupa'da yaşıyor.

My cousin is a journalist.

Kuzenim bir gazeteci.

Tom is Mary's first cousin.

Tom Mary'nin ilk kuzenidir

Tom, this is my cousin.

Tom, bu benim kuzenim.

Tom isn't really my cousin.

Tom gerçekten benim kuzenim değil.

She was teaching my cousin.

Kuzenime ders veriyordu.

- Tom thought Mary was John's cousin.
- Tom thought that Mary was John's cousin.

Tom, Mary'nin John'un kuzeni olduğunu düşünüyordu.

- I forgot that Tom was your cousin.
- I forgot Tom was your cousin.

- Tom'un kuzenin olduğunu unutmuşum.
- Tom'un senin kuzenin olduğunu unuttum.

A cousin is my uncle's son.

Kuzen, amcamın oğludur.

Tom is your cousin, isn't he?

Tom senin kuzenin, değil mi?

Have you seen my cousin lately?

Son zamanlarda kuzenimi gördün mü?

"Where's your cousin?" "He just left."

"Senin kuzenin nerede?" "O az önce ayrıldı."

Tomorrow a distant cousin is coming.

Yarın uzak bir kuzen geliyor.

My cousin is getting married tomorrow.

Kuzenim yarın evleniyor.

"Where's your cousin?" "She's just left."

"Kuzenin nerede?" "O az önce ayrıldı."

He got engaged to my cousin.

O, benim kuzenimle nişanlandı.

Tom has a cousin named Mary.

Tom'un Mary adında bir kuzeni var.

Her cousin lives in the U.S.

Onun kuzeni ABD'de yaşıyor.

My cousin serves in the Marines.

Kuzenim denizlerde hizmet eder.

Tom is Mary's boyfriend's father's cousin.

Tom, Mary'nin erkek arkadaşının babasının kuzeni.

Tom got engaged to my cousin.

Tom kuzenimle nişanlandı.

My cousin serves with the Marines.

Kuzenim denizcilerle birlikte hizmet eder.

I have a cousin named Tom.

Tom adında bir kuzenim var.

- Tom isn't my brother. He's my cousin.
- Tom isn't my brother. He is my cousin.

Tom benim kardeşim değil. O benim kuzenim.

- Tom didn't know that I was Mary's cousin.
- Tom didn't know I was Mary's cousin.

Tom Mary'nin kuzeni olduğumu bilmiyordu.

- I didn't know that Tom was Mary's cousin.
- I didn't know Tom was Mary's cousin.

Tom'un Mary'nin kuzeni olduğunu bilmiyordum.

The editor and publisher is my cousin.

Editör ve yayıncı benim kuzenimdir.

He isn't my brother. He's my cousin.

Benim erkek kardeşim değildir. O benim kuzenimdir.

He went to stay with his cousin.

O, kuzeni ile birlikte kalmak için gitti.

I borrowed 1,000 yen from my cousin.

Kuzenimden 1,000 yen ödünç aldım.

Tom isn't my boyfriend. He's my cousin.

- Tom benim erkek arkadaşım değil. O benim kuzenim.
- Tom erkek arkadaşım değil. O benim kuzenim.

That house was built by my cousin.

O ev, kuzenim tarafından yaptırıldı.

She's married to a cousin of mine.

O benim bir kuzenimle evli.

My cousin invited me to her wedding.

Kuzenim beni düğününe davet etti.

My cousin is already four years old.

Kuzenim halen dört yaşında.

I told Tom I was Mary's cousin.

Tom'a benim Mary'nin kuzeni olduğumu söyledim.

Jack is Mary's second cousin, I believe.

Sanırım Jack Mary'nin ikinci kuzeni.

My cousin took me around the town.

Kuzenim bana kasabayı gezdirdi.

I want you to meet my cousin.

Senin kuzenimle tanışmanı istiyorum.

Tom isn't Mary's brother. He's her cousin.

Tom Mary'nin erkek kardeşi değildir. Onun kuzenidir.

Tom is the son of Mary's cousin.

Tom, Mary'nin kuzeninin oğludur.

Didn't you know Tom was Mary's cousin?

Tom'un Mary'nin kuzeni olduğunu bilmiyor muydunuz?

Didn't you know Mary was Tom's cousin?

Mary'nin Tom'un kuzeni olduğunu bilmiyor muydun?

Did you know Tom was Mary's cousin?

Tom'un Mary'nin kuzeni olduğunu biliyor muydunuz?

Tom told me Mary was his cousin.

Tom bana Mary'nin onun kuzeni olduğunu söyledi.

Tom said that Mary is his cousin.

Tom, Mary'nin onun kuzeni olduğunu söyledi.

I have a cousin who's a doctor.

Doktor olan bir kuzenim var.

Tom is Mary's second cousin, isn't he?

Tom, Mary'nin kardeş torunu, değil mi?

Tom is Mary's cousin, not her brother.

Tom Mary'nin kuzeni, erkek kardeşi değil.

His cousin just died a year ago.

Kuzeni daha bir sene önce öldü.

The girl rowing a boat is my cousin.

Botta kürek çeken kız kuzenimdir.

My cousin in Hokkaido is a good skier.

Hokkaido'daki kuzenim iyi bir kayakçıdır.

My cousin is from Egypt. He is Egyptian.

Kuzenim Mısır'dan. O Mısırlıdır.

I have a cousin who is a lawyer.

Avukat olan bir kuzenim var.

She planned a birthday dinner for her cousin.

Kuzeni için bir doğum günü yemeği planladı.

To tell the truth, she is my cousin.

Gerçeği söylemek gerekirse, o benim kuzenim.

Tom is married to a cousin of mine.

Tom benim bir kuzenimle evli.

My cousin from Boston, Tom, is here today.

Boston'dan kuzenim olan Tom bugün burada.

I had a cousin who lived in Boston.

Boston'da yaşayan bir kuzenim vardı.

My cousin is good at doing magic tricks.

Kuzenim hokus pokusta iyidir.