Examples of using "Cope" in a sentence and their turkish translations:
Üstesinden gelemez.
Üstesinden gelemem.
Onlar nasıl başa çıkacak?
Nasıl başa çıkıyorlar?
Stresle baş edemiyorum.
O, stresle baş edemiyor.
Tom başarısızlıkla baş edemedi.
Tom şimdi nasıl başa çıkacak?
O, gerilimle başa çıkamıyor.
O zorluklarla iyi başa çıkar.
O, sorunlarla başa çıkabilir.
Kimse onunla baş edemez.
Anksiyete ile baş edemedi.
Kötü haberle baş edebilirim.
Zor durumlarla başa çıkamıyor.
Bu görevle başa çıkamam.
Stresle nasıl başa çıkıyorsunuz?
Stresle başa çıkamam.
Stresle başa çıkamaz.
Onlar stresle baş edemezler.
O, stresle baş edemez.
Tom bu stresle baş edemiyor.
Tom başarısızlıkla iyi başa çıkıyor mu?
Şirket ani değişiklerle başa çıkamadı.
O bütün işle başa çıkacak.
O zorluklarla baş edemediler.
O, gerilimle başa çıkamıyor.
Tom sorunla nasıl başa çıktı?
Tom stres ile baş edemiyor.
Bu baş edebileceğim bir şey değil.
Bazı insanlar dünya ile baş edemez.
Tom onunla baş etmeye çalışıyor.
Bu zor sorunların üstesinden gelmek zorundasın.
Bununla nasıl başa çıkacağımı merak ediyordum.
- Nasıl başa çıktın?
- Nasıl başa çıktınız?
Japon hükümeti sorunla başa çıkamaz.
Tom sorunla nasıl başa çıkmayı planlıyor?
Tom sorunla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu.
Onlar muhtemelen zorluklarla başa çıkabilecekler.
Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.
Tom'un durumla nasıl baş edeceğini düşünüyorsunuz?
Tom bu tür durumlarla çok iyi başa çıkamaz.
Bu sorunlarla başa çıkamayabilirim.
Şiddetli fırtınalarla baş etmeye hazır olmalıyız.
Tom'un durumun altından kalkabilmesi pek mümkün olmayacak.
Dania yıllarca istismar ve sadakatsizlikle baş etmek zorunda kaldı.
Sami cinsel istekleri ile baş etmek için porno sitelerini ziyaret ediyordu.
Sonunda yalnız başına baş edemeyeceğini itiraf etmelisin.
Doktor böylesine acil bir durumla nasıl başa çıkacağını biliyordu.
Japonya nüfusunun yaşlanmasına karşı koymaya çalışıyor.
Tom muhtemelen tek başına sorunla başa çıkamayacak.
Fadıl hala babasının bir yıl önceki intiharı ile başa çıkmaya çalışıyordu.
Yapabileceğimiz bir şey yok. Onunla baş etmeyi öğrenmek zorunda kalacaksın.
Barış; anlaşmazlık ve çekişmenin hiç olmaması değil, onlarla başa çıkma becerisidir.
Ve insanlarla bağımız olmadığı zaman, uğraşırız, bağ kurmanın bir yolunu buluruz
Tom'un babası öldükten sonra, annesi eve bakmakla baş edemedi, bu yüzden onu satışa çıkardı.