Examples of using "Unable" in a sentence and their turkish translations:
O okuyamaz.
Ben daha fazla yapamam.
bunalmış ve fonksiyonunu yitirmiş.
Piton gece göremediğinden...
O hareket edemedi.
Tom hareket edemedi.
Tom konsantre olamadı.
Ben yalnız çalışamam.
O yüzemiyor gibi görünüyor.
Tom yürüyemiyor.
Fadıl konuşamadı.
Bunu yapamam.
Bunu yapamıyorum.
Tom hareket edemiyor.
Onlar o soruya cevap veremezler.
ve doğrulamadım.
erkeklerin bu klişe erkeklik özelliklerini
başarılı olamaz.
Üretim yapamaz hale gelecekler
Ben dışarı gidemedim.
O bunu yapamaz.
İnsan ölümden kaçamaz.
Uygun bir şekilde göremiyor musun?
- Tom bunu yapmaktan aciz.
- Tom bunu yapamıyor.
Önleyemedim.
Tom'u kurtaramadık.
Tom bunu yapamaz.
Onları kurtaramadık.
Onu kurtaramadık.
Onu kurtaramadık.
Ben o soruya cevap veremem.
Ben Tom'u kurtaramadım.
Tom neredeyse yürüyemiyor.
Tom onu yapamaz gibi görünüyor.
Tom kendini açıklayamadı.
Tom bana yardım edemedi.
Bugün sana yardım edemem.
Bu hafta çalışamayacağım.
Bana yardım edemedi.
Ona yardım edemedi.
Ona yardımcı olamadı.
Onlara yardım edemedi.
Leyla arkadaşlar edinemedi.
Bunu yapamıyor musun?
- Sami, Leyla ile bağlantı kuramadı.
- Sami, Leyla ile temas sağlayamadı.
Tom, Fransızca konuşamadı.
Tom, Mary'nin kazanamayacağını söyledi.
Bir keresinde "Hıristiyanlık karşıtlarına" yani Katoliklere
Ama şirket adapte olamadı
Biz onun mantığına uyamadık.
Hastalık Mike'ı yürüyemez durumda bıraktı.
Tom, bu hafta çalışamaz.
O, gerilimle başa çıkamıyor.
Yoko bir bilgisayar satın alamaz.
Ödevimi bitiremem.
Nedenini belirleyemedik.
Tom, Mary'yi uyandıramadı.
Tom stres ile baş edemiyor.
Ev ödevimi bitiremedim.
Tom konsantre olamıyor gibi görünüyordu.
Tom şaşkınlığını gizleyemedi.
Tom heyecanını gizleyemedi.
Tom tepkisini gizleyemedi.
Tom göz yaşlarını gizleyemedi.
Tom yatakta yatıyordu, uyuyamadı.
O bir araba satın alamaz.
O cümleyi ekleyemiyor.
Tom ziyafete katılamadı.
Bu zor metni okuyamıyorum.
Rastgele bir şey söyleyemem.
Birçoğu okuyamıyordu ya da yazamıyordu.
Görevi tamamlayamadım.
Mary, öğle yemeğini bitiremedi.
Boston'da kalamadık.
Soruma yanıt veremedi.
Soruma cevap veremedi.
Bunu hâlâ yapamıyor musun?
Atın üzerinde dik duramadım,
Ondan sonra da ellerinden kurtulamadım.
Görünüşe göre o yüzemiyor.
O, ailesinin geçimini sağlayamaz.
Tom artık kendini kontrol edemiyordu.
Tom tavana baktı, uyuyamadı.
Tom sahil güvenlikle iletişime geçemedi.
Onun çoğunu okuyamadı.
Ülke borçlarını ödeyemedi.
Tom Mary'nin söylediği herhangi bir şeyi anlayamadı.
Biz bir çıkış yolu bulamadık.
Leyla o evliliği canlı tutamadı.
Tom istediğimizi yapamadı.
Tom, Mary'nin onu yapmasına yardım edemedi.
Doktorlar bir tedavi bulamadılar.
Tom bunu yapamıyor gibi görünüyordu.
Tom Mary'ye bunu yapmasına yardım edemiyor.
Bunu Tom'un yardımı olmadan yapamazdım.
Başbakan kabineyi kuramadı.
Profesör ne demek istediğimi anlayamadı.