Examples of using "Continually" in a sentence and their turkish translations:
Tom devamlı olarak pasta yiyor.
Teknoloji sürekli olarak ilerliyor.
Solucan gübresi sürekli olarak toprağı zenginleştirir.
Ben sürekli olarak pazara giderim.
- Tom sürekli olarak hareket halindedir.
- Tom sürekli olarak iş başındadır.
- Tom sürekli meşguldür.
O sürekli olarak para kalmadığından şikayet ediyordu.
Peter sürekli annesiyle telefon görüşmesi yapıyor.
İnsanlar, bunun farkında olsun veya olmasın, sürekli mutluluk ararlar.
Biz, ya yıkım yolunda sürekli dibe doğru gitmeyi seçeriz
Termosfer içinde sıcaklıklar sürekli olarak 1.000 derece Celsius'un hayli ötesine yükselir.
O kötü huylu oldu, sürekli karısının yemeklerini eleştirdi ve midesindeki bir ağrıdan şikâyet etti.
Eğer evren yıldızlarla doluysa, neden onların ışığı sürekli olarak tüm evreni aydınlatmıyor?
Şimdi Tom pasta yiyor.