Examples of using "Clocks" in a sentence and their turkish translations:
Saatleri severim.
Saatler zamanı ölçer.
Kol saatleri, duvar saatleri, dijital saatler, altın saatler, guguklu saatler, kuvars saatler, kronometreler, zamanlayıcı ve kule saatleri de dahil olmak üzere saatlerin birçok farklı türleri vardır.
Çalar saatlerden nefret ediyorum.
Saatlerim nerede?
Ben saatleri onardım.
Çalar saat satıyor musunuz?
Atomik saatler çok doğrudur.
Kaç tane saatin vardı?
Odamda hiç saat yok.
Saatler her gün kurulurdu.
Burada her çeşit saati tamir ederiz.
Saatlerim nerede?
Tom, antika saat koleksiyonu yapıyor.
Evinizde kaç tane saatiniz var?
- Günümüzde pek çok çocuk kadranlı saati okumasını bilmiyor.
- Günümüzde çoğu çocuk analog saatlere bakıp saati söyleyemiyor.
Odamda hiç saat yok.
Saatler bu hafta sonu bir saat geri alınmış olacaktır.
Uyuyakalmamak için üç çalar saatim var.
Kaç tane saatin vardı?
Her iki saati de sevmiyorum.
Nisanda aydınlık soğuk bir gündü ve saat on üçü vuruyordu.
Hatırlayabildiğim kadarıyla saatler her zaman çok hızlıydı.
Yılın moda kelimesi "dijital": dijital saatler, dijital mikrodalga fırınlar, hatta dijital dolma kalemler.
Belki onlar geçicilik ve sürekli zaman geçidi olarak olarak anlaşılabileceği için eski fotoğraflardaki bulutlardan ve saatlerden etkilendim.
Alarmlı saatlerden önce insanlar belli bir saatte kalkmak için muma çivi sokuyorlardı. Hatta kısa aralıklarla çok sayıda çivi kullanarak alarm erteleme fonksiyonu yapmak bile mümkündü.