Translation of "Including" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Including" in a sentence and their turkish translations:

including silphium,

silfiyum da dahil,

Including me.

Ben de dahil olmak üzere.

including global childbirth.

sunumundaki sorunlarla uğraşıyoruz.

including your gender.

Tabi orada cinsiyetiniz filan herşeyiniz de var.

including their suicidal thoughts?

sohbet etme cesaretini göstersek ne olur ki?

Including diversity of emotion.

Duyguların çeşitliliği buna dâhil.

Everyone laughed, including Tom.

Tom dahil herkes güldü.

Thanks for including me.

Beni dahil ettiğin için teşekkürler.

- I like everyone here, including Tom.
- I like everybody here, including Tom.

Tom dahil buradaki herkesi beğenirim.

Heart syndromes, including sudden death,

Ani ölüm de dahil kalp sendromları

including Spaceship Earth, our planet.

gezegenimiz olan Uzay Gemisi-Dünya dahil.

including the government of India,

muhteşem bazı ortaklar bulduk

Tom fooled everybody, including me.

Tom ben dahil herkesi aldattı.

including students from Europe and Turkey,

Avrupa ve Türkiye'den öğrenciler dâhil,

including Ney, Macdonald, Oudinot and Berthier.

Ney, Macdonald, Oudinot ve Berthier dahil.

including the biblical version of history.

gerçekten sorgulandığı zamanlardı.

There are six people including him.

O dahil altı kişi var.

Tom speaks five languages, including Russian.

Tom, Rusça da dahil, beş dil konuşur.

Everything is political, including growing radishes.

Büyüyen turplar dahil her şey politiktir.

including local workers from the nearby villages,

yakın köylerden yerel işçiler dâhil,

But including economic migrants and climate refugees.

yasalarımızdan tüm insanların insanlık onuruna saygılı olmasını talep etmeliyiz.

With others including Me Too, online trolling,

diğerleri de Me Too, online taciz,

Clean, renewable energy, including solar and wind;

Güneş ve rüzgar enerjisini de içeren temiz, yenilenebilir enerji

including this incredible new brain-decoding technology.

Bu yeni ve inanılmaz beyin deşifre teknolojisi de buna dâhil.

I love you so much, including today.

Seni bugün de çok seviyorum.

including the communist societies of China and Vietnam,

dahil olmak üzere pek çok Asya ekonomisinin

But everyone, including his father, is against it

fakat babası dahil herkes buna karşı çıkıyor

How much is it including insurance and tax?

Sigorta ve vergi dahil ne kadar?

I read several books last week, including yours.

Geçen hafta, seninkiler de dahil, çeşitli kitaplar okudum.

There are many religions in America, including Mormonism.

Amerika'da birçok din var, mormonluk dahil.

Everything is bigger in Texas, including Layla's glasses.

Leyla'nın gözlükleri dahil Teksas'ta her şey daha büyüktür.

Everything is bigger in Texas, including Sami's heart.

Teksas'ta, Sami'nin kalbi dahil her şey daha büyüktür.

Everything is bigger in Texas, including Sami's mouth.

Teksas'ta, Sami'nin ağzı da dahil olmak üzere her şey daha büyüktür.

including their lives, in order to accomplish a goal.

yaşamları dâhil her şeyi riske atan insanlar.

including higher rates of school dropout; of mental health;

Bunlar arasında; okulu bırakma ve akıl hastalıklarında daha yüksek oran,

And almost half of all jail deaths, including suicides,

ve intihar dâhil, hapishanede gerçekleşen ölümlerin neredeyse yarısı

A small portion of the army, including Sigismund, escaped.

Ordunun küçük bir kısmı ve Sigismund kaçıb kurtuldular

including the conquest of Smyrna some 50 years earlier.

ve yaklaşık 50 yıl önce Symrna'nın işgaline saldırmak için aktifti.

Our house has seven rooms including the dining room.

Yemek odası dahil, bizim evin yedi odası vardır.

State, fought against Israel, including through acts of terrorism.

devlet, aracılığıyla da dahil olmak üzere, İsrail'e karşı savaştı terör eylemleri.

Sami fooled every person around him, including his wife.

Sami, karısı da dahil olmak üzere etrafındaki her bir kişiyi aldatmıştı.

They work with police departments across America, including in Minneapolis,

Irksal ön yargıya kayda değer cevaplar aramak için Minneapolis da dahil

And so to actually believe that protest, including violent protest,

Aslında bu şiddet içeren protestolara inanmak için

Mark Twain said, "All generalizations are false, including this one."

Mark Twain ", bu da dahil olmak üzere tüm genellemeler yanlış " dedi.

Threatened with drowning or disappearing completely from the map, including the

haritadan boğulma veya tamamen kaybolma tehdidi altında . Florida eyaleti tamamen yok olurken

Six degrees by the year 2000. Which means catastrophic consequences, including

bağımlılığın devam etmesi , 2000 yılına kadar küresel sıcaklıklarda dört

Parapsychology is the study of paranormal and psychic phenomenons, including ESP.

Parapsikoloji ESP dahil paranormal ve psişik fenomenler hakkında çalışmadır.

I lost every man that was important to me, including my father,

Babam dâhil, benim için önemli olan her adamı uyuşturucu istilası

At this language centre, about 15 international languages are taught, including English.

Bu dil öğrenme merkezinde İngilizce dahil 15 uluslararası dil öğretilir.

including Napoleon’s chief of staff, Marshal  Berthier – and perhaps even the Emperor himself.

Napolyon'un genelkurmay başkanı Mareşal Berthier ve hatta belki de İmparatorun kendisi de dahil olmak üzere , onun bir veya iki kazık attığını görmeye hevesliydi .

But their enemies, including Anglo-Saxons and Franks, themselves belonged to proud warrior

Ancak Anglo-Saksonlar ve Franklar dahil düşmanları gururlu savaşçı kültürlere

I study several languages, including my mother tongue, which I am always learning.

Daima öğrendiğim kendi ana dilim dahil birçok dil öğreniyorum.

Countries that will drown in the ocean, including countries that are most threatening to

milyonlarca aile , okyanusta boğulacak ülkelerden

I've worked with many people over the last few years, including several graduate students.

Birkaç lisansüstü öğrenci dahil olmak üzere son birkaç yıldır birçok insanla çalıştım.

Tickets are valid for just two days, including the day they are purchased on.

Biletler, alındığı gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir.

This point they were including various specialized pockets for all different types of objects.

noktada birden farklı eşya için farklı şekillerde cepler ekleniyordu.

An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.

Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.

And on the other hand, many countries - including China itself - are betting on this technology

Öte yandan, Çin'in kendisi de dahil olmak üzere birçok ülke bu teknolojiye bahis yapıyor

That five to one relationship is present in a lot of chord progressions, including the

Bu beş ile bir'in ilişkisi bir çok akor ilerleyişinde bulunabilir,

That’s because some Americans, including many on Capitol Hill, had a strong anti-imperialist bent.

bazı insanlar da dahil olmak üzere, bir kısım ABD'lilerin emperyalizme şiddetle karşı olmasıydı.

Same sex marriage is now legal in 20 countries worldwide, including Ireland as of yesterday.

Eşcinsel evlilik, dün itibarıyla İrlanda da dahil olmak üzere dünya çapında yirmi ülkede artık yasal.

Giovanni Cassini (1625-1712) was the first to observe four of Saturn’s moons, including Iapetus.

Giovanni Cassini (1625-1712) İapetus dahil Satürn'ün dört uydusunu gözlemleyen ilk kişiydi.

A major role in all the areas, including the conditions to hire workers or the minimal

oynayacağı DIRIGIESTE sistemini yarattılar, işe alma ya da asgari ücrette buna dahil.

Tom and Mary's new puppy chews up everything he can get hold of, including Tom's new slippers.

Tom ve Mary'nin yeni köpeği, Tom'un yeni terlikleri de dahil olmak üzere, elinde tuttuğu her şeyi çiğnemektedir.

The Armenian Genocide left a total of one million and five hundred thousand deaths, including men, women and children.

Ermeni Soykırımı; erkek,kadın ve çocukları da içeren toplam 1,5 milyon ölü bıraktı.

Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.

Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.

Urdu and Punjabi are her native languages, but she speaks several others very well, including Tamil, Pashto, and Cantonese.

Urduca ve Pencapça onun ana dilleridir ama o, Tamilce, Peştuca ve Kantonca dahil birkaç diğer dili de çok iyi konuşur.

Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.

Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu.

When conditions are right, meteotsunamis may occur in many bodies of water around the world, including the Great Lakes.

Uygun koşullar oluştuğunda, Büyük Göller de dahil olmak üzere dünyadaki birçok su kütlesinde meteotsunamiler meydana gelebilir.

I was in a rush when I typed it up, so there must be plenty of errors, including grammatical ones.

Onu yazdığımda çok acelem vardı, bu yüzden dil bilgisi hataları dahil bir sürü hata olmalı.

There are many different kinds of clocks, including wristwatches, wall clocks, digital watches, gold watches, cuckoo clocks, quartz watches, stopwatches, timer and tower clocks.

Kol saatleri, duvar saatleri, dijital saatler, altın saatler, guguklu saatler, kuvars saatler, kronometreler, zamanlayıcı ve kule saatleri de dahil olmak üzere saatlerin birçok farklı türleri vardır.

In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.

Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.

People were shocked when the Serbs shot down an American F-117 in 1999. Indeed, all American military aircraft are vulnerable, including stealth aircraft like the F-117.

Sırplar 1999'da bir Amerikan F-117'sini düşürdüklerinde insanlar şaşırdılar. Aslında F-117 gibi gizli uçaklar dahil tüm Amerikan askeri uçakları zarar görebilirler.

Everyone has the right to a standard of living adequate for the health and well-being of himself and of his family, including food, clothing, housing and medical care and necessary social services, and the right to security in the event of unemployment, sickness, disability, widowhood, old age or other lack of livelihood in circumstances beyond his control.

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.