Translation of "Cigarette" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Cigarette" in a sentence and their turkish translations:

- Tom put out his cigarette.
- Tom extinguished his cigarette.

Tom sigarasını söndürdü.

- Please put your cigarette out.
- Please put out your cigarette.

Lütfen sigaranı söndür.

- Tom put out his cigarette.
- Tom stubbed out his cigarette.

Tom sigarasını söndürdü.

Tom lit another cigarette.

Tom bir sigara daha yaktı.

Give me a cigarette.

- Bana bir sigara ver.
- Bana bir çilim ver.

I need a cigarette.

Bir sigaraya ihtiyacım var.

She smoked a cigarette.

Bir sigara içti.

Put that cigarette out.

O sigarayı söndür.

Tom lit his cigarette.

Tom sigarasını yaktı.

Tom lit a cigarette.

Tom bir sigara yaktı.

I'm smoking a cigarette.

Sigara içiyorum.

He's smoking a cigarette.

O sigara içiyor.

She's smoking a cigarette.

O bir sigara içiyor.

I hate cigarette smoke.

Sigara dumanından nefret ederim.

- She stopped to smoke a cigarette.
- He stopped for a quick cigarette.

O bir sigara içmek için durdu.

- Sami slipped out for a cigarette.
- Sami slipped outside for a cigarette.

Sami bir sigara için dışarı çıktı.

Let me have a cigarette.

Ben bir sigara içeyim.

He asked for a cigarette.

O, bir sigara istedi.

Could I have a cigarette?

Bir sigara alabilir miyim?

Tom is lighting a cigarette.

Tom bir sigara yakıyor.

I'm allergic to cigarette smoke.

Sigara dumanına alerjim var.

Tom is smoking a cigarette.

Tom bir sigara içiyor.

Layla lit up a cigarette.

Leyla bir sigara yaktı.

Don't forget to extinguish your cigarette.

Sigaranı söndürmeyi unutma.

I was aching for a cigarette.

Ben bir sigara için yanıp tutuşuyordum.

He paused to have a cigarette.

O bir sigara almak için durdu.

Would you give me a cigarette?

Bana bir sigara verir misiniz?

I am putting my cigarette off.

Sigaramı söndürüyorum.

I have to smoke a cigarette.

Bir sigara içmek zorundayım.

Cigarette smoke bothers me a lot.

Sigara dumanı beni çok rahatsız eder.

Tom paused to have a cigarette.

Tom bir sigara içmek için durakladı.

I saw Tom smoking a cigarette.

Tom'un sigara içtiğini gördüm.

This car has a cigarette lighter.

Bu arabanın bir çakmağı var.

I saw him smoking a cigarette.

Onun sigara içtiğini gördüm.

I saw her smoking a cigarette.

Onun sigara içtiğini gördüm.

Dan and Linda shared a cigarette.

Dan ve Linda bir sigarayı paylaştılar.

She caught him smoking a cigarette.

Onu bir sigara içerken yakaladı.

She stopped to smoke a cigarette.

O bir sigara içmek için durdu.

Tom caught Mary smoking a cigarette.

Tom Mary'yi sigara içerken yakalandı.

Tom asked Mary for a cigarette.

Tom, Mary'den bir sigara istedi.

Sami slipped out for a cigarette.

Sami bir sigara için dışarı çıktı.

He asked me for a cigarette.

Benden sigara istedi.

Put out your cigarette before you eat.

Yemek yemeden önce sigaranı söndür.

Would you please put out your cigarette?

Lütfen sigaranızı söndürür müsünüz?

She burned herself while lighting a cigarette.

O bir sigara yakarken kendini yaktı.

The cigarette smoke annoyed the other passengers.

Sigara dumanı, diğer yolcuları rahatsız etti.

The room was filled with cigarette smoke.

Oda sigara dumanıyla dolmuştu.

She sat and lit up a cigarette.

Oturdu ve bir sigara yaktı.

The government banned cigarette advertising on television.

Hükümet televizyonda sigara reklamını yasakladı.

Finish the cigarette and then come inside.

Sigara bitir ve sonra içeri gel.

Give me a light for my cigarette.

Sigaram için bana bir ateş ver.

Tom went outside to smoke a cigarette.

Tom sigara içmek için dışarı çıktı.

She sat down and lit a cigarette.

O oturdu ve bir sigara yaktı.

Tom went out to smoke a cigarette.

Tom sigara içmek için dışarı gitti.

Tom sat down and lit a cigarette.

Tom oturdu ve bir sigara yaktı.

- Tom pulled a cigarette lighter from his pocket.
- Tom pulled a cigarette lighter out of his pocket.

Tom cebinden bir çakmak çıkarttı.

- I have never smoked a cigarette in my life.
- I've never smoked a cigarette in my life.

Hayatımda bir sigara bile içmedim.

So, graphic images on cigarette packets, for example,

Mesela, sigara paketleri üzerindeki grafik görseller,

Put out your cigarette. Smoking's not permitted here.

Sigaranı söndür. Burada sigara içmeye izin verilmez.

Cigarette smoke fouls the air in a room.

Sigara dumanı odadaki havayı kirletir.

The man lit a cigarette with a lighter.

Adam bir çakmakla bir sigara yaktı.

Someone left a burning cigarette on the table.

Birisi masanın üstünde yanan bir sigara bıraktı.

Tom drank coffee while Mary smoked a cigarette.

Mary sigara içerken Tom kahve içti.

- I need a smoke.
- I need a cigarette.

Bir sigaraya ihtiyacım var.

His cigarette burned a hole in her dress.

Sigarası onun elbisesinde bir delik açtı.

I want you to put out that cigarette.

O sigarayı söndürmeni istiyorum.

I want you to put out your cigarette.

Sigaranı söndürmeni istiyorum.

Do you have a cigarette and a light?

Sigarayla çakmağın var mı?

He tapered off to one cigarette a day.

Günde bir sigaraya kadar azalttı.

Have you got a cigarette and a light?

Sigaran ve ateşin var mı?

Could I bum a cigarette and a light?

Bir sigara bir de çakmak otlanabilir miyim?

I stopped so I could smoke a cigarette.

Sigara içebilmek için durdum.

Tom can't stand the smell of cigarette smoke.

Tom sigara dumanının kokusuna dayanamaz.

Tom is smoking a cigarette on the balcony.

Tom balkonda sigara içiyor.

I don't want to smell like cigarette smoke.

Sigara dumanı gibi kokmak istemiyorum.

The cause of the fire was his cigarette butt.

Yangının nedeni onun sigara izmaritiydi.

He lit another cigarette, but immediately put it out.

- Bir sigara daha yaktı fakat onu derhal söndürdü.
- Bir sigara daha yaktı, ama hemen söndürdü.

Have you ever burnt your coat with a cigarette?

Sen hiç ceketini bir sigara ile yaktın mı?

Have you ever lighted a cigarette with a blowtorch?

Sen hiç pürmüzle sigara yaktın mı?

Tom will go for days without smoking a cigarette.

Tom bir sigara içmeden günler boyu gidecek.

He's making his children sick with his cigarette smoking.

O, sigara içmesi nedeniyle çocuklarını hasta ediyor.

Empty the ashtray, because it's full of cigarette butts.

Kül tablasını boşalt, içi izmarit dolu.

Tom was sitting in the dark, smoking a cigarette.

Tom karanlıkta oturuyordu, sigara içiyordu.

Smoking one cigarette a day is a good habit.

Günde bir sigara içmek iyi bir alışkanlıktır.

Layla put her cigarette out on Sami's new truck.

Leyla sigarasını Sami'nin yeni kamyonunda söndürdü.

Tom leaned against the wall and smoked a cigarette.

Tom duvara yaslandı vebir sigara içti.

You burnt a hole in my coat with your cigarette.

Sigaranla ceketimde bir delik açtın.

You'd better put your cigarette out before Terry sees it.

Terry onu görmeden önce sigaranı söndürsen iyi olur.

I hate it when my clothes smell of cigarette smoke.

Giysilerim sigara dumanı koktuğunda bundan nefret ederim.

I'm going crazy from the cigarette stench in this room.

Bu odadaki sigara kokusundan çıldırıyorum.

Tom never managed to get rid of his cigarette addiction.

Tom sigara bağımlılığından kurtulamadı.

I don't have any cigarettes. Give me just one cigarette!

Hiç sigaram yok. Bana bir tane sigara ver!

Tom wasn't smoking a cigar. He was smoking a cigarette.

Tom puro değil, sigara içiyordu.

Bad habit; Wasn't it a cigarette and alcohol from the street?

kötü alışkanlık; sokaktan edineceği sigara ve alkol değil miydi?

"Do you have a cigarette?" "No, I only smoke other people's."

"Sigaran var mı?" "Hayır, sadece başkalarınınkileri içerim."

I gave in to temptation and began to smoke a cigarette.

Şeytana uydum ve sigara içmeye başladım.

The police took pictures of the cigarette burns on Tom's body.

Polisler Tom'un vücudunda yanan sigaranın resimlerini çekti.