Translation of "I'd" in Turkish

0.024 sec.

Examples of using "I'd" in a sentence and their turkish translations:

- I'd agree.
- I'd accept.

Ben kabul ediyorum.

- I'd better scoot.
- I'd better run.

Kaçsam iyi olur.

- I'd appreciate it.
- I'd appreciate that.

Onu takdir ederdim.

I'd leave.

Terk edeceğim.

I'd agree.

Ben katılıyorum.

- I'd better get home.
- I'd better go home.

Eve gitsem iyi olur.

- I'd better get going.
- I'd better be going.

Gitsem iyi olur.

- I'd better tell him.
- I'd better tell her.

Ona söylesem iyi olur.

- I'd rather spend money on something I'd actually wear.
- I'd rather spend money on something that I'd actually wear.

Gerçekten giyeceğim bir şeye para harcamak isterim.

- I'd rather see him.
- I'd prefer to see him.
- I'd prefer to see it.

Onu görmeyi tercih ederim.

I'd better go.

Gitsem iyi olur.

I'd be delighted.

Memnun olurum.

I'd probably lose.

Muhtemelen kaybederdim.

I'd rather walk.

Yürümeyi tercih ederim.

I'd appreciate that.

Onu takdir ederdim.

I'd rather read.

Ben okumayı tercih ederim.

I'd ask Tom.

Tom'a sorardım.

I'd be devastated.

Harap olurdum.

I'd be grateful.

Minnettar olurdum.

I'd be honored.

Onur duyardım.

I'd rather die.

Ölmeyi tercih ederim.

I'd rather stay.

Kalmayı tercih ederim.

I'd do it.

- Ben yapardım.
- Ben onu yapardım.

I'd ask them.

Ben onlara sorardım.

I'd ask him.

Ben ona sorardım.

I'd buy it.

Onu alırdım.

I'd tried everything.

Her şeyi denedim.

I'd rather not.

Tercih etmem.

I'd advise caution.

Ben dikkat tavsiye ediyorum.

I'd better run.

- Kaçsam iyi olur.
- Koşsam iyi olur.

I'd better leave.

Gitsem iyi olur.

I'd prefer coffee.

Kahve tercih ederim.

I'd love that.

Bunu istiyorum.

I'd do that.

Ben bunu yapardım.

I'd prefer decaf.

Kafeinsiz kahve tercih ederim.

I'd better hurry.

Acele etsem iyi olur.

I'd almost forgotten.

Neredeyse unutmuşum.

- I'd like some plum jam.
- I'd like some powidlo.

Ben biraz erik reçeli istiyorum.

If I'd known the truth, I'd have told you.

Gerçeği bilseydim, sana söylerdim.

- I'd better be getting home.
- I'd better go home.

Eve gitsem iyi olur.

I'd have waited another year if I'd had to.

Beklemek zorunda kalsaydım bir yıl daha beklerdim.

- I'd rather not say.
- I'd prefer not to say.

Söylemeyi tercih etmiyorum.

- I admitted I'd lied.
- I admitted that I'd lied.

Yalan söylediğimi itiraf ettim.

- I'd gladly do it.
- I'd like to do it.

Onu yapmak isterim.

- I suppose I'd better leave.
- I think I'd better go.
- I suppose I'd better go.

Sanırım gitsem iyi olur.

- It's not something I'd do.
- It's not something that I'd do.
- It isn't something that I'd do.
- It isn't something I'd do.

Bu yapacağım bir şey değil.

- I'd have succeeded if I'd tried harder.
- I would've succeeded if I'd tried harder.
- I would have succeeded if I'd tried harder.

Daha çok çalışsam başarırdım.

I'd never felt so alone. I'd never felt so lost.

Hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim. Hiç böyle kaybolmuş hissetmemiştim.

- I'd better call you back.
- I'd better call her again.

Seni tekrar arasam iyi olur.

I'd have done it myself if I'd had more time.

Daha fazla zamanım olsaydı onu kendim yapardım.

I'd have done it myself if I'd had known how.

Nasıl olduğunu bilseydim bunu kendim yapardım.

If I'd known where Tom was, I'd have told you.

Tom'un nerede olduğunu bilseydim sana söylerdim.

- I guess I'd better leave.
- I guess I'd better go.

Gitsem iyi olur sanırım.

If I'd had more money, I'd have bought that pen.

Biraz daha param olsaydı o dolma kalemi alırdım.

- I wish I'd called them.
- I wish I'd called her.

Keşke onları arasaydım.

If I'd wanted your help, I'd have asked for it.

Yardımını isteseydim isterdim.

- I'd rather do this alone.
- I'd rather do that alone.

Bunu yalnız yapmayı tercih ederim.

If I'd known Tom's phone number, I'd have called him.

Tom'un telefon numarasını bilseydim onu arardım.

I'd like something light.

Hafif bir şey istiyorum.

I'd like meat loaf.

Ben etli somun istiyorum.

I'd like a Manhattan.

Ben bir Manhattan istiyorum.

I'd like some cheese.

Biraz peynir istiyorum.

I'd like a daiquiri.

Ben bir daiquiri istiyorum.

I'd rather stay here.

Ben burada kalmayı tercih ederim.

I'd like to eat.

Yemek yemek istiyorum.

I'd rather avoid it.

Ondan kaçınmayı tercih ederim.

I'd completely forgotten that.

Onu tamamen unuttum.

I'd like a soda.

Ben bir soda istiyorum.

I'd like to pay.

Hesabı ödemek istiyorum.

I'd better see him.

Onu görsem iyi olur.

I'd like some water.

Biraz su istiyorum.

I'd do it again.

Yine yaparım.

I'd like your opinion.

Görüşünü istiyorum.

I'd die without you.

Sensiz ölürdüm.

I'd like to help.

Yardım etmek istiyorum.

I'd like a beer.

Bir bira istiyorum.

I'd like to try.

Denemek istiyorum.

I'd like a salad.

Bir salata istiyorum.

I'd like a shave.

- Bir tıraş istiyorum.
- Tıraş olmak istiyorum.

I'd like your input.

- Girişini istiyorum.
- Fikrinizi almak istiyorum.

I'd like some coffee.

Biraz kahve istiyorum.

I'd like some privacy.

Biraz mahremiyet istiyorum.

I'd like an explanation.

Bir açıklama istiyorum.

I'd like some fish.

Biraz balık istiyorum.

I'd never betray Tom.

Tom'a hiç ihanet etmedim.

I'd love a beer.

Ben bir bira istiyorum.

I'd rather not interfere.

Müdahale etmeyi tercih etmiyorum.

I'd like some information.

Biraz bilgi istiyorum.

I'd never betray you.

Size asla ihanet etmezdim.

I said I'd go.

Gideceğimi söyledim.

I'd better go away.

Gitsem iyi olur.

I'd like some aspirin.

Biraz aspirin istiyorum.

I'd like a pint.

Bir bira istiyorum.

I'd better go study.

Çalışmaya gitsem iyi olur.

I'd better warn Tom.

Tom'u uyarsam iyi olur.

I'd like to stand.

Ayakta durmak istiyorum.

I said I'd help.

Yardım edeceğimi söyledim.

I said I'd wait.

Bekleyeceğimi söyledim.

I'd like a sandwich.

Bir sandviç istiyorum.