Translation of "Buildings" in Turkish

0.035 sec.

Examples of using "Buildings" in a sentence and their turkish translations:

Repurposed buildings

yeniden amaçlandırılmış binalar

Infiltrate buildings.

Binalara sızıyor.

Earthquakes destroy buildings.

Depremler binaları yok ediyor.

Both buildings burned down.

Her iki bina da yandı.

The two buildings adjoin.

- İki bina bitişik.
- İki bina yan yana.

He likes abandoned buildings.

O, terk edilmiş binaları seviyor.

Buildings have several floors.

Binaların birkaç katı var.

- The town has many high buildings.
- The town has many tall buildings.
- That town has many tall buildings.
- There are many tall buildings in that town.

Kasaba birçok yüksek binaya sahip.

Iron beams, buildings and batteries,

demir kirişlere, binalara ve pillere,

Dragging buildings completely by dragging

binaları komple bir şekilde sürükleyerek götürüyor

There are many tall buildings.

Birçok yüksek bina var.

Wooden buildings catch fire easily.

Ahşap inşaatlar kolayca alev alabilir.

Many buildings sustained substantial damage.

Birçok binada önemli hasar oluştu.

Several buildings were on fire.

Birkaç bina yanıyordu.

The buildings look so tiny.

Binalar ne kadar küçük gözüküyor.

- That town has many tall buildings.
- There are many tall buildings in that town.

- O şehirde bir sürü yüksek bina var.
- O kentte pek çok yüksek bina vardır.

Green buildings, both new and retrofitted;

yepyeni ve teknoloji bakımından yenilenmiş yeşil binalar;

And making buildings for this beauty

Ve bu güzellik için binalar yapmak,

The buildings shook in the earthquake.

Depremde binalar sallandı.

The earthquake suddenly shook the buildings.

Deprem aniden binaları salladı.

There are many tall buildings downtown.

Şehir merkezinde birçok yüksek binalar var.

This city has many historical buildings.

- Bu şehirde birçok tarihi eser var.
- Bu şehirde birçok tarihi yapı var.

Our neighborhood has many old buildings.

Mahallemizin birçok eski binası var.

Many buildings burned to the ground.

Birçok bina yıkılmış.

One thousand buildings lay in ruins.

Binlerce bina harabelerde yatıyordu.

The buildings were draped with snow.

Binalar karla kaplanmıştı.

Sami is great at designing buildings.

Sami, binaların tasarımında harikadır.

Both those two buildings flirt with light.

Bu binaların ikisi de ışıkla flört ediyor.

Or cut energy waste in your buildings.

veya binalarınızdaki enerji israfının önüne geçtiniz.

You can't build buildings on swampy land.

- Bataklık arazi üzerinde binalar yapamazsın.
- Bataklık araziye bina inşa edemezsin.
- Bataklık araziye bina inşa edemezsiniz.
- Sulak alanlarda binalar inşa edemezsiniz.

Rome has a lot of ancient buildings.

Roma bir sürü antik yapılara sahiptir.

Smoking is prohibited in all public buildings.

Sigara içmek tüm kamu binalarında yasaktır.

Tom photographed these buildings for the exhibit.

Tom bu binaları sergi için fotoğrafladı.

There are many modern buildings around here.

Burada çok sayıda modern bina var.

Buildings cannot deny the law of gravity.

Binalar yerçekimi kanununu inkar edemez.

In New Jersey are many unobtrusive buildings.

New Jersey'de birçok gösterişsiz bina var.

The distances between buildings here are huge.

Burada yapılar arasındaki mesafeler çok fazla.

To look for critters, where there are buildings...

ideal bir yer. Hem evlerde,

And those buildings actually flirt with the wind,

Ve bu binalar gerçekten rüzgârla flört ediyor;

The skyscraper rose above the other buildings around.

Gökdelen çevredeki diğer binaların üzerinden yükseldi.

You must not run in the school buildings.

Okul binalarında koşmamalısın.

More modern buildings are safer than older ones.

Daha modern binalar daha eskilerden daha güvenlidir.

A few old buildings need to be demolished.

Birkaç eski binanın yıkılması gerekiyor.

How many buildings are there in this area?

Bu alanda kaç tane bina var?

It's one of the oldest buildings in Boston.

Boston'daki en eski binalardan biri.

The buildings were still intact after the flood.

Binalar selden sonra hâlâ bozulmamıştı.

The buildings are filled with bags of wheat.

Bina buğday torbalarıyla dolu.

There are many old buildings in our neighborhood.

Semtimizde pek çok eski bina vardır.

The parking lot was located two buildings ahead.

Otopark iki bina ileride bulunuyordu.

They set fire to houses and farm buildings.

Evleri ve çiftlik binalarını kundakladılar.

When we looked down, we saw many buildings.

Aşağı baktığımızda, birçok bina gördük.

The buildings are old and about to collapse.

Binalar eski ve çökmek üzereler.

There are a lot of new buildings here now.

Burada şimdi bir sürü yeni bina var.

There are a lot of tall buildings in Boston.

Boston'da çok sayıda yüksek bina var.

Are there a lot of tall buildings in Boston?

Boston'da bir sürü yüksek binalar var mı?

The buildings were damaged by the storm last night.

Binalar dün gece fırtınadan zarar gördü.

At the city center, there are many tall buildings.

Şehir merkezinde birçok yüksek binalar vardır.

All the buildings on this block will be demolished.

Bu bloktaki tüm binalar yıkılacak.

Already many buildings are now being built earthquake resistant.

Artık binaların çoğu depreme dayanıklı inşa ediliyor.

New York City is known for its tall buildings.

New York şehri yüksek binalarıyla ünlüdür.

- That's one of the ugliest buildings I have ever seen.
- That is one of the ugliest buildings I have ever seen.

O, şimdiye kadar gördüğüm en çirkin binalarından biri.

They have a sound, they have a voice, those buildings.

Bu binaların bir sesi var.

In Kyoto, you can see both old and modern buildings.

Kyoto'da hem eski hem de modern yapıları görebilirsiniz.

There are a lot of tall buildings in New York.

New York'ta çok sayıda yüksek binalar vardır.

Buildings are much stronger now than they used to be.

Binalar şimdi eskisinden çok daha güçlü.

There are a lot of famous old buildings in Kyoto.

Kyoto'da birçok ünlü eski bina vardır.

There are a lot of beautiful buildings in this town.

Bu kasabada birçok güzel bina vardır.

Great buildings, like great mountains, are the work of centuries.

Büyük binalar, büyük dağlar gibi, yüzyılların eseridir.

Most of the buildings were destroyed in World War II.

Binaların çoğu İkinci Dünya Savaşı'nda yıkıldı.

Many of the buildings were destroyed in World War II.

Binaların çoğu 2. Dünya Savaşında yıkıldı.

Many buildings in New York don't have a thirteenth floor.

New York'ta birçok binanın on üçüncü katı yoktur.

There are many charming old buildings in the city center.

Şehir merkezinde birçok büyüleyici eski bina var.

They banned the wearing of the hijab in public buildings.

- Kamusal alanda başörtüsünü yasakladılar.
- Devlet binalarında tesettürü yasakladılar.

- The buildings are small in comparison with the skyscrapers in New York.
- The buildings are small in comparison to the skyscrapers in New York.

Bu bina New York taki gökdelenlerle karşılaştırıldığında küçük.

Because architecture, at the end, is the art of making buildings.

çünkü mimari en nihayetinde inşa etme sanatıdır.

Many of the buildings, the palaces, the sculptures, the Flood Tablet

Yapıların çoğu, saraylar, heykeller ve Tufan Tableti

Before the firemen were able to arrive, both buildings burned down.

İtfaiyeciler gelemeden her iki bina da yandı.

It's sad that many historical buildings got destroyed during the war.

Savaş sırasında birçok tarihi binanın tahrip edilmesi üzücü.

The buildings look pretty ragged now, but they still have charm.

Binalar artık oldukça dağınık görünüyor fakat hala cazibeleri var.

I told you, an artificial mound made by humans by erecting buildings,

Size insanlar tarafından binalar, duvarlar ve birbiri üzerine diğer şeyler

He went to Rome, where he saw a lot of old buildings.

O, Roma'ya gitti, orada bir sürü eski binalar gördü.

There is less crime in apartment buildings surrounded by trees and greenery.

Ağaçlar ve yeşillikler tarafından çevrili apartmanlarda daha az suç var.

A couple of buildings, a parking lot, throw in a football field;

Birkaç bina ve park alanı.

A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.

- Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
- Dün depremden dolayı, Japonya'da çok sayıda bina çöktü.

Skyscrapers and multi-story buildings are a very efficient use of land.

Gökdelenler ve çok katlı binalar çok verimli bir arazi kullanımıdır.

Dubai was full of buildings and large projects: hundreds of skyscrapers, gigantic shopping

Dubai binalarla ve büyük projelerle doldu; yüzlerce gökdelen, kocaman alışveriş

They want to build one of the most beautiful buildings in the world.

Onlar dünyadaki en güzel binalardan birini inşa etmek istiyorlar.

They wanted to build one of the most beautiful buildings in the world.

Onlar dünyadaki en güzel yapılarından birini inşa etmek istediler.

Paris is called the City of Lights. Many beautiful buildings are lit at night.

Paris'e Işıklar Şehir denir. Çok sayıda güzel bina geceleri aydınlatılmaktadır.

The city's multi-story buildings built in the 1940's are in danger of collapse.

Şehrin 1940'larda yapılmış çok katlı yapıları çökme tehlikesindeler.

“How are we going to get to the Moon if we can’t talk between three buildings?”

"Üç bina arasında konuşamazsak Ay'a nasıl gideceğiz?"

When we look at the old mosque buildings, we do not come across many domes. rarely exist

eski cami yapımlarına baktığımız zaman kubbelere çok fazla rastlamıyoruz. Nadiren var

He is one of the original settlers. When he arrived, there were no buildings for miles around.

O özgün yerleşimcilerden biridir. O geldiğinde millerce mesafede hiç ev yoktu.

Part of the charm of a big city lies in the variety of styles that can be seen in the architecture of its buildings.

Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı onun binalarının mimarisinde görülebilen stillerin çeşitliliğine bağlıdır.