Examples of using "Bruise" in a sentence and their turkish translations:
Bir çürüğüm var.
Tom'a çürüğünü göster.
Bize morluğunu göster.
Onlara çürüğünü göster.
Bana morluğunu göster.
Ona çürüğünü göster.
Ona çürüğünü göster.
Onları nerede morarttın?
Bu sadece biraz çürük.
Onun kolundaki yaraya dokundu.
Tom'un kolunda bir çürük vardı.
Tom'un yüzünde bir morluk var.
Kolumda bir çürük var.
Tom'un sağ bacağında bir çürük vardı.
Dan oğlunun kalçasının üzerinde bir çürük buldu.
- Sol bacağımda bir morluk var.
- Sol bacağımda bir yara var.
- Sol bacağımda bir çürük var.
Sami'nin sağ gözünün altında bir çürük vardı.
Tom sağ bacağında siyah bir çürüğe sahip.
Tom'un sağ bacağında büyük bir morluk var.
Tom'un bacağındaki o bere nasıl oldu?
Rugby maçından sonra bütün vücudum büyük bir çürüktü.
Ben gerçekten sert düştüm ve dizimde küçük bir çürüğüm var.
Tom kapıya çarptıktan sonra alnında büyük bir morluk vardı.