Translation of "Boots" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Boots" in a sentence and their turkish translations:

- I put boots on.
- I'm putting boots on.
- I'm putting on boots.

Ben çizme giyiyorum.

- Tom took off his boots.
- Tom took his boots off.

Tom çizmesini çıkardı.

- Tom put on his boots.
- Tom put his boots on.

Tom çizmelerini giydi.

Tom's boots were muddy.

Tom'un botları çamurluydu.

Your boots are ruined.

Botların mahvoldu.

Where are my boots?

Çizmelerim nerede?

Put your boots on.

Botlarını giy.

These boots are expensive.

Bu çizmeler pahalı.

Does Tom wear boots?

Tom bot giyer mi?

Take off your boots.

Çizmelerinizi çıkarın.

I often wear boots.

Çoğu zaman çizme giyerim.

I need new boots.

Yeni çizmelere ihtiyacım var.

I'm putting boots on.

Çizme giyiyorum.

I put boots on.

Çizme giyerim.

My boots were muddy.

Botlarım çamurluydu.

My boots are muddy.

Benim botlarım çamurlu.

Those boots are Tom's.

Bu çizmeler Tom'un.

Those boots are mine.

Bu çizmeler benim.

Tom's boots are muddy.

Tom'un botları çamurlu.

Tom was wearing boots.

- Tom bot giyiyordu.
- Tom'un ayağında bot vardı.

Tom often wears boots.

Tom çoğu zaman bot giyer.

If you want me to wear those boots, I'll wear those boots.

O botları giymemi istiyorsan o botları giyeceğim.

I have to wear boots.

Çizme giymek zorundayım.

These boots are from Australia.

Bu çizmeler Avustralya'dan.

She was wearing long boots.

O, uzun çizmeler giyiyordu.

I hate these new boots.

Bu yeni çizmeden nefret ediyorum.

I don't have your boots.

Senin çizmelerine sahip değilim.

These boots belong to her.

Bu çizmeler ona aittir.

Mary wore knee-high boots.

Mary diz boyunda çizme giydi.

These are Tom's ski boots.

- Bunlar Tom'un kayak botlarıdır.
- Bunlar Tom'un kayak ayakkabılarıdır.

He was wearing long boots.

O, uzun botlar giyiyordu.

Wear boots to avoid slipping.

Kaymayı önlemek için çizmeler kullanın.

Mary laced up her boots.

Mary çizmelerini bağladı.

Tom wasn't wearing cowboy boots.

Tom kovboy çizmesi giymiyordu.

I'm looking for my boots.

Botlarımı arıyorum.

Your boots are very muddy.

Botların çok çamurlu.

Tom likes to wear boots.

Tom bot giymekten hoşlanır.

I wasn't wearing my boots.

Botlarımı giymiyordum.

Sami took the boots off.

Sami botları çıkardı.

Mary, where are my boots?

Mary, botlarım nerede?

Tom is wearing motorcycle boots.

Tom motosiklet botları giyiyor.

Tom slipped his boots off.

Tom botlarını çıkardı.

Next time, I will wear boots!

Bir dahaki sefere çizme giyeceğim!

I bought a pair of boots.

Bir çift bot aldım.

She bought a pair of boots.

O, bir çift çizme aldı.

Please take off your muddy boots.

Lütfen çamurlu çizmelerinizi çıkarın.

Tom put on some climbing boots.

Tom bir tırmanma botu giydi.

What size boots do you wear?

Kaç numara bot giyiyorsunuz?

Tom took off his ski boots.

Tom kayak botlarını çıkardı.

My computer no longer boots up.

Bilgisayarım artık açılmıyor.

Tom didn't have any boots on.

Tom herhangi bir bot giymemişti.

Tom wanted to buy those boots.

Tom o botları satın almak istedi.

I want to buy ski boots.

Ben kayak botları satın almak istiyorum.

My heart sank into my boots.

Kalbim çizmelerime battı.

Tom put on his snow boots.

Tom kar botlarını giydi.

I didn't have my boots on.

Ben çizmelerimi giymedim.

Tom pulled off his cowboy boots.

Tom kovboy botlarını çıkardı.

These boots were made in Italy.

Bu çizmeler İtalya'da yapılmış.

I would like to purchase some boots.

Bazı botlar satın almak istiyorum.

You can bet your boots on that.

Bu konuda emin olabilirsin.

I want to buy some ski boots.

Ben bazı kayak botları almak istiyorum.

He scraped the mud off his boots.

O, çamuru botlarından kazıyarak temizledi.

"Whose boots are these?" "They are Lidya's."

"Bunlar kimin çizmeleri?" "Onlar Lidya'nın."

Where did you take your boots off?

Çizmeni nerede çıkardın?

Tom scraped the mud off his boots.

Tom botlarından çamuru kazıdı.

Tom bought a new pair of boots.

Tom yeni bir çift bot aldı.

Tom kicked the snow off his boots.

Tom karı tekmeleyerek botundan düşürdü.

Tom's boots sank deep into the snow.

Tom'un botları karın derinliklerine battı.

Tom's boots sank into the deep snow.

Tom'un botları derin kara battı.

I'm not a fan of Ugg boots.

Ugg boot hayranı değilim.

There was some mud on Tom's boots.

Tom'un botlarında biraz çamur vardı.

Sit down to put your boots on.

Botlarını giymek için otur.

Tom bought a pair of cowboy boots.

Tom bir çift kovboy botu satın aldı.

Mary put on her knee-high boots.

Mary diz üstü botlarını giydi.

Tom's boots are near the front door.

Tom'un çizmeleri ön kapının yakınındadır.

Sami is back to buy the boots.

Sami botları satın almak için geri dönüyor.

You got some white stuff on your boots.

Çizmelerinde bazı beyaz şeyler var.

I bought myself a new pair of boots.

Kendime yeni bir çift bot aldım.

I'd like to rent skis and ski boots.

Kayaklar ve kayak botları kiralamak istiyorum.

His boots and pants were covered with mud.

Onun botu ve pantolonu çamurla kaplıydı.

Tom gave me a nice pair of boots.

Tom bana güzel bir çift bot verdi.

Tom is wearing a pair of black boots.

Tom bir çift siyah bot giyiyor.

Sami helped Layla to take her boots off.

Sami, Leyla'nın botlarını çıkarmasına yardım etti.

A group of people started off in snow boots.

Bir grup insan kar botlarıyla yola koyuldular.

I always wear boots when it rains or snows.

Yağmur ya da kar yağdığında her zaman botlarımı giyerim.

Tom wanted to buy a new pair of boots.

Tom yeni bir çift bot almak istedi.

Tom walked around the block in his ugg boots.

Tom ugg botlarıyla blok etrafında yürüdü.

I've never worn cowboy boots in my whole life.

Ben bütün hayatımda hiç kovboy çizmesi giymedim.

I asked Tom where he had bought his boots.

Tom'a botlarını nereden aldığını sordum.

Tom often wears cowboy boots and a cowboy hat.

Tom sık sık kovboy botları ve bir kovboy şapkası giyer.

Are you ever going to wear these boots again?

Bu botları tekrar giyecek misin?

We have the boots in green, blue and yellow.

Bizim yeşil, mavi ve sarı renkli çizmelerimiz var.

I want to buy a pair of ski boots.

- Bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
- Bir çift kayak ayakkabısı satın almak istiyorum.

Tom is wearing an expensive-looking pair of boots.

Tom pahalı görünümlü çizmeler giyiyor.

I had to buy a new pair of boots.

Yeni bir çizme almak zorunda kaldım.

Take off your boots now and go to bed.

Şimdi botlarını çıkar ve yatağa git.

Tom asked me where I had bought my hiking boots.

Tom bana yürüyüş botlarımı nereden aldığımı sordu.

He is very proud and will never lick anyone´s boots.

O çok gururlu ve asla birine dalkavukluk etmeyecek.