Examples of using "Blessing" in a sentence and their turkish translations:
Ne lütuf!
...bir lütfa dönüşebilir.
Çocuklar bir nimettir.
Sen benim nimetime sahipsin.
Bana nimetini ver.
Her işte bir hayır vardır.
Çocuklarım birer nimet.
- Tom hakkını helal etti.
- Tom izin verdi.
- Biz onu bir nimet olarak kabul ediyoruz.
- Biz onu bir lütuf olarak kabul ediyoruz.
Ama gecenin olumsuz yanları da var.
Rahip bana hakkını helal etti.
İyi sağlık büyük bir nimettir.
lanet değil de nimet yapan şeylerdir.
Bu hem bir nimet hem de bir lanet.
Çocuk sahibi olmak büyük bir nimet.
O onun bir nimet olduğunu düşündüm.
İnsanlar iyi sağlığın nimetini onu kaybedinceye kadar bilmezler.
Ekolojist, petrolün sadece bir nimet olmadığını, aynı zamanda bir lanet olduğu konusunda bizi uyardı.
Ve bu nedenle, yelken açarken, insanın şimdiye kadar çıktığı en tehlikeli, tehlikeli