Translation of "Priest" in Turkish

I'm a priest.

Ben bir rahibim.

Tom is a priest.

Tom bir rahiptir.

Are you a priest?

- Papaz mısın?
- Bir rahip misin?

I trust my priest.

Ben rahibime güveniyorum.

Aren't you a priest?

Sen bir rahip misin?

I know a priest.

- Bir rahip tanıyorum.
- Bir rahip biliyorum.

The priest has come.

Rahip geldi.

- The priest skillfully drew a picture of a priest on a folding screen.
- A priest skillfully drew a picture of a priest on a folding screen.

Bir papaz bir paravanın üstüne bir rahibin resmini ustaca çizdi.

The priest administered Extreme Unction.

Rahip kutsal yağ sürme ayinini yönetti.

The priest is an atheist.

Rahip bir Ateist'tir.

The priest blessed the children.

Papaz çocukları kutsadı.

I know a good priest.

İyi bir rahip tanıyorum.

- I know that Tom is a priest.
- I know Tom is a priest.

Tom'un rahip olduğunu biliyorum.

And training to be a priest.

başıma bir şey geldi.

My brother has become a priest.

Erkek kardeşim papaz oldu.

The priest married them last Sunday.

Rahip geçen pazar onları evlendirdi.

The priest gave me his blessing.

Rahip bana hakkını helal etti.

Tom wants to become a priest.

Tom bir rahip olmak istiyor.

Tom disguised himself as a priest.

Tom bir rahip olarak kendini gizledi.

I want to become a priest.

Bir rahip olmak istiyorum.

Tom became a priest in 2013.

Tom, 2013'te rahip oldu.

Tom wanted to become a priest.

Tom bir rahip olmak istedi.

The priest participated in the children's games.

Rahip çocukların oyunlarına katıldı.

The priest participated in the children's game.

Rahip çocukların oyununa katıldı.

The priest took the sick man's place.

Rahip hasta adamın yerini aldı.

"God is our salvation," said the priest.

Papaz Allah bizim kurtuluşumuzdur dedi.

The priest pronounced them man and wife.

Rahip onları koca ve karı ilan etti.

The priest blessed the newly built church.

Rahip yeni yapılan kiliseyi kutsadı.

This is the priest who married them.

Bu, onları evlendiren rahip.

Caligula appointed his horse as a priest.

Caligula, atını papaz olarak atadı.

Layla confessed her sins to the priest.

Leyla günahlarını papaza itiraf etti.

Tom confessed his sins to the priest.

Tom papaza günah çıkarttı.

Tom doesn't want to become a priest.

Tom bir rahip olmak istemiyor.

Tom didn't want to become a priest.

Tom rahip olmak istemedi.

The priest tried to improve the people's morals.

Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.

The priest made the sign of the cross.

Papaz haç işaretini yaptı.

Despite his weak faith, the priest blessed him.

Zayıf imanına rağmen, rahip onu kutsadı.

The priest will take some of the blood.

Rahip kanın birazını alacak.

I should trust my doctor more than my priest.

Doktoruma rahibimden daha çok güvenmeliyim.

The priest who speaks French will be here next week.

Fransızca konuşan rahip gelecek hafta burada olacak.

Since he was dressed in black, he looked like a priest.

Siyah giyindiği için rahibe benziyordu.

My cousin received the call of God and became a priest.

Kuzenim Tanrı'nın çağrısını kabul etti ve rahip oldu.

The priest said that this book could be harmful to youth.

Papaz bu kitabın gençler için zararlı olabileceğini söyledi.

If I were a man, I think I'd be a priest.

Bir erkek olsaydım, sanırım rahip olurdum.

Can you tell me where the church is? I have to speak with the priest.

Kilisenin nerede olduğunu söyleyebilir misiniz? Ben rahip ile konuşmak zorundayım.

I give up. What do an Irish priest and Congolese witch doctor have in common?

Ondan vazgeçtim. İrlandalı rahip ve Kongolu cadı doktorun ortak neyi var?

When he became drunk, he was quite an interesting priest, and he talked about various things.

O sarhoş olduğunda, oldukça ilginç bir rahipti ve değişik şeyler hakkında konuştu.

Georges Lemaitre, a Belgian astrophysicist and Catholic priest, came to be known as the "Father of the Big Bang".

Belçikalı astrofizikçi ve Katolik rahip Georges Lemaitre "Big Bang'in babası" olarak bilinegeldi.