Examples of using "Bite" in a sentence and their turkish translations:
Ağzından yel alsın.
Isırmayacağım.
Hadi oradan!
Eğer beni ısırırsan ben de seni ısıracağım.
Havlayan köpek ısırmaz.
Havlayan köpek ısırmaz.
Tırnaklarını ısırma.
Dilini ısır!
Sık dişini.
Isırmam.
Tom ısırmayacak.
O ısırmaz.
Bir lokma alın.
Isırmayacağız.
Havlayan köpek ısırmaz.
Beni ısırırsan, o zaman ben de seni ısırırım.
Bir köpek ısırığı, bir sivrisinek ısırığından daha ciddidir.
Seni ısırmaz.
Lütfen sıkıca ısır.
Sıkıntıya katlanacağım.
Bir şey yemeğe ne dersin?
Havlayan köpek ısırmaz.
Tom sizi ısırmayacaktır.
Bu örümcek ısırır mı?
Havlayan köpek ısırmaz.
Tom sizi ısırdı mı?
Ölü köpekler ısırmaz.
O bir örümcek ısırığı.
Tom bir lokma daha aldı.
Tom bir ısırık aldı.
Havlayan köpek ısırmaz.
Bir lokma ısıralım.
Köpeğiniz ısırır mı?
Bu köpek ısırmaz.
O köpek ısırmaz.
Tom kimi ısırdı?
Her lokmayı severdim.
Seni ısırmayacağım.
Bir lokma daha aldım.
Bir lokma daha yiyemedim.
Isırmayacağıma söz veriyorum.
Havlayan köpek ısırmaz.
Çabucak bir şeyler yiyelim.
Ben bir ısırık alabilir miyim?
Onun seni ısırmasına izin verme.
Bir lokma ister misim?
- Mike Tyson kimi ısırmıştı?
- Mike Tyson kimi ısırdı?
Onları nereden ısırdın?
Bir lokma daha yiyemem.
Söz veriyorum seni ısırmayacağım.
Isırık çok derin değil.
Bir lokma ister misin?
Bir lokma yemedin.
O çok büyük bir lokma.
Benim köpeğim kimi ısırdı?
Bağırıp çağırma.
O seni ısırmayacak.
Yılan ısırığı öldürücüydü.
Havlayan köpek ısırmaz.
Merak etme; ısırmaz.
Seni ısırmayacağıma söz veriyorum.
ama beni köpek ısırmadı ki
Sağ tarafla ısırma.
- Bir yerde bir lokma kapmaya gidelim.
- Gidip bir yerde bir şeyler atıştıralım.
Bir şeyler atıştıralım.
- Tom acıya göğüs germek zorunda kaldı.
- Tom katlanmak zorunda kaldı.
- Senin köpeğinin beni ısırmasına izin verme.
- Köpeğinin beni ısırmasına izin verme.
- Köpeğine beni ısırtma.
Bir lokma daha yiyemezdim.
O çok konuşur ama iş yapmaz.
Buyurun bundan bir lokma deneyin.
Tom'un köpeği Mary'yi hiç ısırdı mı?
Bir kurt bir kurtu ısırmaz.
Yiyecek bir lokma alalım.
Köpeğim Tom'u ısırmaya çalıştı.
- Seni ısırmadığı için şanslısın.
- Sen şanslısın çünkü seni ısırmadı.
Tom elmadan bir ısırık aldı.
Kıstırılmış bir sıçan bir kediyi ısırır.
Ben ısırdığımda, bu diş acıyor.
Sadece biraz ısıracağım.
Mayuko benim elmamdan bir ısırık aldı.
Ben sadece bir lokma ekmek aldım.
O, elmadan bir ısırık aldı.
Bir lokma yedi, ve sonra bir tane daha.
Ben ısıramam. Dişlerim yok.
Tom sandviçinden bir lokma daha aldı.
Tom Mary'nin gözlemesinden bir lokma aldı.
Şu köpek elimi ısırmaya çalıştı.
Bir çıngıraklı yılanın ısırığı zehirle doludur.
Tom'un ettiği laflar kendi ayağına dolandı.
Köpek, adamı nasıl ısırdı?
Sadece bir parça ekmek yedim.
Sizi besleyen eli ısırmayın.
Onun havlaması onun ısırmasından daha kötüdür.
Sana iyilik yapana nankörlük yapma.
Tom elmamdan bir ısırık aldı.
- Tom elmadan bir ısırık aldı.
- Tom elmadan bir ısırık kopardı.