Translation of "Bars" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Bars" in a sentence and their turkish translations:

- I want you behind bars.
- I want her behind bars.

Onu hapiste istiyorum.

- Tom is now behind bars.
- Tom is behind bars now.

Tom şimdi parmaklıklar arkasında.

Who invented karaoke bars?

Karaoke barları kim icat etti?

Monkey bars are dangerous.

Oyun parkı demirleri tehlikelidirler.

Monkey bars are disappearing.

Oyun parkı demirleri kayboluyor.

Tom remains behind bars.

Tom barların arkasında kalıyor.

Layla was behind bars.

- Leyla barların arkasındaydı.
- Leyla parmaklıkların arkasındaydı.

Tom is behind bars.

Tom parmaklıklar ardında.

He was thrown behind bars.

O hapse atıldı.

She was thrown behind bars.

O, hapse atıldı.

I want Tom behind bars.

Tom'u hapiste istiyorum.

Are all the bars shut?

Bütün barlar kapalı mı?

Tom looked through the bars.

Tom parmaklıklardan baktı.

Convenience stores sell candy bars.

Mini marketler çubuk şeker satarlar.

Tom should be behind bars.

Tom parmaklıkların arkasında olmalı.

Tom is still behind bars.

Tom hâlâ hapiste.

Tom doesn't go to bars.

Tom barlara gitmez.

I want you behind bars.

- Seni hapiste istiyorum.
- Seni demir parmaklıklar ardında görmek istiyorum.

I want them behind bars.

Onları hapiste istiyorum.

I want him behind bars.

Onu hapiste istiyorum.

Tom was still behind bars.

Tom hâlâ parmaklıklar arkasındaydı.

I seldom go to bars.

Ben nadiren barlara giderim.

Sami is behind bars now.

Sami şimdi parmaklıkların arkasında.

I don't go to bars.

Ben barlara gitmem.

Tom is behind bars again.

Tom yine hapiste.

I don't like smoky bars.

Dumanlı barlardan hoşlanmıyorum.

Sami ended up behind bars.

Sami parmaklıklar ardına düştü.

I think granola bars are healthy.

Granola barlarının sağlıklı olduğunu düşünüyorum.

Tom almost never buys chocolate bars.

Tom neredeyse hiç çikolata kalıbı almaz.

Who buried the gold bars here?

Buraya altın barlarını kim gömdü.

Tom should be kept behind bars.

Tom parmaklıklar arkasında tutulmalıdır.

Tom performed in bars and pubs.

Tom bar ve birahanelerde sahneye çıktı.

Tom spent three years behind bars.

Tom parmaklıklar arkasında üç yıl geçirdi.

Tom's time behind bars is over.

Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti.

I don't go to bars anymore.

Artık barlara gitmiyorum.

Sami could face life behind bars.

Sami, parmaklıkların ardında yaşamakla yüz yüze gelebilir.

The girl exercised on the parallel bars.

Kız paralel çubuklarda egzersiz yaptı.

Why are many bars closed on Mondays?

Neden birçok bar pazartesi günleri kapalıdır?

Tom bought three bars of soap yesterday.

Tom dün üç kalıp sabun aldı.

I'm done with Mounds bars, that's it.

Mounds bar ile işim bitti, bu kadar.

Tom disapproved of Mary singing in bars.

Tom Mary'nin barlarda şarkı söylemesini onaylamadı.

Tom spent a few years behind bars.

Tom parmaklıklar ardında birkaç yıl geçirdi.

The children played on the monkey bars.

Çocuklar oyun parkı demirlerinde oynadılar.

The prisoner was behind bars for two months.

Mahkûm iki aydır parmaklıklar arkasındaydı.

I'd like to get Tom behind bars now.

Şimdi Tom'u hapse göndermek istiyorum.

The local government closed all bars and saloons.

Yerel yönetim tüm barları ve salonları kapattı.

Sami spent his entire adult life behind bars.

Sami tüm yetişkin hayatını parmaklıklar arkasına geçirdi.

How many bars of soap did you buy?

Kaç kalıp sabun aldın?

Sami was sentenced to sixty years behind bars.

Sami parmaklıklar ardında altmış yıla mahkum oldu.

Then Arica, where he seized 40 bars of silver.

Oradan Arica'ya gitti. Burada 40 kalıp gümüşe el koydu.

He is a killer, he should be behind bars!

O bir katil, demir parmaklıkların arkasında olması gerekir!

The other influence was the years we spent behind bars.

Diğer etki de hapiste geçirdiğimiz yıllardı.

Tom has been behind bars for a very long time.

Tom uzun süredir demir parmaklıkların arkasında.

He's a regular at the bars and pubs around here.

Bu civardaki barlara ve birahanelere sürekli takılır.

The police will put you behind bars for twenty years.

Polis seni yirmi yıl boyunca parmaklıkların arkasına koyacak.

Sami will spend the rest of his life behind bars.

Sami hayatının geri kalanını parmaklıklar olmadan geçirecek.

It's a cute shopping mall full of great restaurants and bars.

Büyük restoranlar ve barlarla dolu sevimli alışveriş merkezi.

After his father's death, John took to spending his time in bars.

Babasının ölümünden sonra, zamanını barlarda geçirmeye başladı.

- Tom is in prison.
- Tom is in jail.
- Tom is behind bars.

Tom cezaevinde.

I'll do whatever I have to do to put Tom behind bars.

Tom'u hapishaneye koymak için yapmak zorunda olduğum her şeyi yapacağım.

If you testify against him, we can put him behind bars for good.

Eğer onun aleyhinde tanıklık ederseniz, memnuniyetle onu parmaklıklar ardına koyabiliriz.

A female friend of mine loves to go to gay bars with me.

Benim bir bayan arkadaşım benimle birlikte eşcinsel barlarına gitmeyi seviyor.

Governor Gavin Newsom ordered the closure of all bars and wineries in California.

Vali Gavin Newsom, Kaliforniya'daki tüm bar ve şarap imalathanelerinin kapatılmasını emretti.

The fact that London has more well educated people means more bars, more exhibitions,

Londra'nın daha fazla iyi eğitimli insana sahip olması daha fazla bar, daha fazla gösteri ve

- The police will put you in prison.
- The police will put you behind bars.

Polis seni parmaklıkların arkasına koyacak

Here’s the first 16 bars of Giant Steps again, with just the key changes highlighted.

Giant Steps'in ilk 16 ölçüsüne sadece anahtar değişimleriyle bakıyoruz.

I don't like snack bars. They're expensive, noisy, and full of the smell of tobacco and fried food.

Büfelerden hoşlanmıyorum. Onlar pahalı, gürültülü ve tütün ve kızrtılmış yiyecek kokusu dolu.

The textile factory's windows are fitted with iron bars so when a fire broke out inside the factory, most of the workers died.

Tekstil fabrikasının pencereleri demir çubuklarla donatılmış bu yüzden fabrikada yangın çıktığında işçilerden çoğu öldü.