Examples of using "Survived" in a sentence and their turkish translations:
Hayattayız!
Ve atlatmayı başardık.
Herkes hayatta kaldı.
Ben hayatta kaldım.
- Sen hayatta kaldın.
- Siz hayatta kaldınız.
Kim hayatta kaldı?
Tom hayatta kaldı.
Sami hayatta kaldı.
Tom sağ kurtulabilirdi.
Tom sağ salim kurtuldu.
Mucize eseri olarak hayatta kaldı.
Neyse ki, Tom kurtuldu.
- Üç insan kurtuldu.
- Üç insan hayatta kaldı.
- Üç kişi sağ kurtuldu.
Güçlükle hayatta kaldık.
Leyla inanılmaz bir biçimde hayatta kaldı.
Hiç kimse kazadan kurtulmadı.
depremden de sağ kurtulduk
O, kazadan sağ kurtuldu.
Tom kazadan sağ kurtuldu.
Kaç kişi kurtuldu?
Tanrıya şükür hayatta kaldım.
- Tom üç deniz kazasından hayatta kaldı.
- Tom üç deniz kazasından sağ kurtuldu.
- Sadece üç kişi kurtuldu.
- Sadece üç kişi hayatta kaldı.
Tom ve Mary kurtuldu.
Tom her zaman ayakta kaldı.
Hayatta kaldığına sevindim.
Sadece bir adam hayatta kaldı.
Onların ikisi de kurtuldu.
Tom saldırıdan sağ kurtuldu.
Tom yaralanmasından sağ kurtuldu.
Fadıl kazayı atlattı.
Fadıl kemik kanserinden kurtuldu.
Tom kazayı atlattı.
Tom kazadan kurtuldu.
- Sami kazadan sağ kurtuldu.
- Sami kazayı atlattı.
Sami o gece hayatta kaldı.
Hiçbiri hayatta kalmadı.
Kazadan birkaç yolcu sağ kurtuldu
Geceyi atlattık.
Hayatta kalanlar tutsak alınıyor.
Uçak kazasından sağ kurtuldu.
O üç savaş hayatta kaldı.
Bir uçak kazasında hayatta kaldı.
- Şans eseri kurtulduk.
- Kurtulmamız tamamen şans eseriydi.
Şirketleri krizi atlattı.
Kazada kimse hayatta kalmadı.
O küfürlü bir çocukluk atlattı.
Dan ufak yaralarla kurtuldu.
Dan araba kazasında hayatta kaldı.
Dan bir pitbull saldırısından hayatta kaldı.
Tom araba kazasında hayatta kaldı.
Birkaç yolcu felaketi atlattı.
Neyse ki o kazayı atlattı.
Tom'un hayatta kalması şaşırtıcı.
Tom zar zor saldırıyı atlattı.
- Tom uçak kazasından kurtuldu.
- Tom uçak kazasını atlattı.
- Tom uçak kazasında hayatta kaldı.
Tom hayatta kaldığı için mutluyum.
Fadıl acımasız saldırıdan kurtuldu.
Leyla'nın evi alevleri atlattı.
Leyla korkunç saldırıyı atlattı.
Sami ondan daha kötüsünü atlattı.
- Çoğumuz kurtulamadık.
- Pek azımız hayatta kalabildi.
Neredeyse hiçbir Norveçli hayatta kalamadı.
- Sadece iki kişi depremi atlattı.
- Depremden yalnızca iki kişi sağ kurtuldu.
O, yıldırım çarpması sonucu kurtuldu.
Tom ve Mary bombardımanı atlattılar.
Hayatta kalan tek kişi o.
Kurtulan tek kişiyim.
Tom kazayı nispeten yarasız atlattı.
Uçak kazasında kurtulan olmadı.
Tek bir kişi bile hayatta değil.
Ev, heyelanı sağlam atlattı.
Kazadan çok az yolcu kurtuldu.
O, ağır bir kalp krizi geçirdi.
Tom'un nasıl hayatta kaldığını düşünüyorsun?
Protestocu vuruldu ama hayatta kaldı.
Ne yazık ki, birkaç yolcu felaket atlattı.
Birçok şeyi atlattım.
Mucizevi bir şekilde, Fadıl şiddetli saldırıdan kurtuldu.
Leyla buz gibi geceyi atlattı.
Tom üç kalp krizi atlattı.
Tom hayatta kaldığı için şanslı.
Tom geride kederli ana-babasını bıraktı.
Tom vuruldu ama ölmedi.
Onların nasıl hayatta kalabildiğini anlamıyorum.
Onlardan kaç tanesinin hayatta kaldığı bilinmemektedir.
Durumu umutsuzdu ama hayatta kaldı.
Bütün yolcular öldü ama o hayatta kaldı.
Bir felaket olduğundan beri birkaç yolcu hayatta kaldı.
O yıllarca karısını yaşattı.
Tom dağlarda üç gün kaldı.
Kurtulan tek kişi bendim.
Tom hayatta kalan birkaç kişi arasındaydı.