Examples of using "Bare" in a sentence and their turkish translations:
“Otoparklar bomboş,…
Bu minimum düzey.
Oda açıktı.
Duvarlar çıplaktı.
Mary'nin çıplak omuzları vardı.
Ve bu kamera çipi...
Çıplak toprak, hasarlı topraktır.
Ağaçlar zaten yapraksız.
- Raflar oldukça çıplaktı.
- Raflar oldukça boştu.
Ağaçlar yakında yapraksız olacak.
Bahçe çıplak ve kahverengi.
O beline kadar çıplaktı.
- Birçok ağaç kışın çıplaktır.
- Birçok ağaç kışın yapraksızdır.
Oda mobilyadan yoksundu.
Kıtı kıtına olacak şekilde yaptım.
Tom sadece en azını yapar.
Basit araçlar ve çıplak elleriyle,
Tom'un ayakları çıplaktı.
Çıplak ellerle tencereye dokunma.
O, çıplak elleriyle onu boğdu.
Beowulf çıplak elleriyle Grendel'i öldürdü.
Seni çıplak ellerimle parçalayabilirim.
Tom çıplak elleriyle bir balık yakaladı.
Mary çıplak elleriyle tavşanı öldürdü.
Çıplak gerçekleri söylemek zordur.
Süpermarketteki raflar neredeyse bomboştu.
Onu çıplak ellerimle yapabilirim.
Sami, Leyla'yı öldürmek için çıplak ellerini kullandı.
Çok geçmeden ağaçlar yapraksız olacak.
Taşındığımızda daire tamamen boştu.
Yeri ovalamak için çıplak ellerini kullanma.
Bir adam çıplak elleri ile kazı yaparken görüldü.
Sami, karısını boğazlamak için çıplak ellerini kullandı.
Dün sadece ellerimle büyük bir balık yakaladım.
Bir sineği çıplak elinle ezmek zordur.
Çıplak ayakla sıcak kumda yürüyemeyiz.
Bu sıcakta çıplak kafayla dışarı çıkma.
O zamanlar âdet olduğu üzere, yalınayaktı.
Bir kase meyvenin dışında mutfak masası bomboştu.
Çıplak ellerinle bir elmayı parçalayabilir misin?
Eti sıyrılmış bile olsa, çok şeyde kullanabilirsiniz.
Eti sıyrılmış bile olsa çok şeyde kullanabilirsiniz
Çoğu ağaç kışın yapraklarını kaybeder.