Examples of using "Lots" in a sentence and their turkish translations:
Bizim bir sürü zamanımız var.
O çok bilir.
“Otoparklar bomboş,…
fabrikalar ve elbette çok çok fazla kredi.
çokça ticaret anlaşması imzalamaya ihtiyacı var.
Bir sürü buz ekleyin.
Çok su için.
Çok zamanımız var.
Seçenek bol.
Çok miktarda yemek artığı içeride kaldı.
- Çok arkadaş edindim.
- Ben çok sayıda arkadaş edindim.
- Bir sürü arkadaş edindim.
- Çok sayıda arkadaş edindim.
Yapacak çok şeyimiz var.
Bize bir sürü resim gönderin!
Çok zamanım var.
O çok sayıda ziyaretçi alır.
Tom çok söz verir.
Mary birçok takı takar.
Birçok kitap aldım.
Bir sürü insan vardı.
Ben çok şarkı biliyorum.
Çok zamana ihtiyacım var.
Tom'un bir sürü mobilyası var.
Senin bir sürü arkadaşın var.
Bir sürü kız ondan hoşlanıyor.
Bir sürü param var.
Söyleyecek çok şeylerim var.
Tom'un birçok arkadaşı var.
Bir sürü sorum var.
Tom çok kitap okudu.
Bir sürü zamanın var.
Bir sürü şey aldım.
Birçok şeyin düzeltilmeye ihtiyacı var.
Bir sürü zamanımız var.
Ben çok keyifliyim.
O çok eğlenceli olacak.
O çok paraydı.
Biz bir sürü fotoğraf çektik.
Tom'un birçok toplantısı var.
Tom'un bir sürü ayakkabısı var.
Tom'un bir sürü parası var.
Onlardan bir sürü şey vardı.
Senin birçok telefonun var.
Tom'un bir sürü fırsatları vardı.
Ben bir sürü film izlerim.
Çok eğleniyorum.
Çok iş vardı.
Ann'in birçok arkadaşı var.
Ubuntu birçok yazılım içeriyor.
Biz bir sürü değişiklik yaptık.
Bir sürü pilot tanıyorum.
Bir sürü Kanadalı tanıyorum.
Çok şansım vardı.
Bir sürü çığlık vardı.
Tom çok sayıda mülk sahibidir.
Çok fazla spor yaparım.
Çok arkadaşım var.
Burada çok fazla hareket var.
Bir sürü dil öğreniyorum.
Birçok kız Tom'u sever.
Çok zamanımız var.
Çok paran oldukça çok arkadaşın olur.
Planımızın bir sürü avantajı var.
Belki onun çok sayıda kız arkadaşı vardır.
Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.
Oyun birçok insanı heyecanlandırdı.
Büyük arabalar çok yakıt kullanırlar.
Yıl boyunca çok yağmur var.
Çok hata yapıyor muyum?
Bir sürü gezinti yapabiliriz.
Bir sürü İtalyan Avustralya'ya gitti.
Turistler birçok fotoğraf çektiler.
Birçok kişi bu hatayı yapıyor.
Çok fazla zamanımız yok.
Proje çok para gerektirir.
Onun çok sayıda yeni fikirleri var.
O bize yiyecek çok şey verdi.
Yunan asıllı Amerikalıların çoğunun kendi restoranı var.
Bir sürü paket lastiğim var.
Bir sürü büyük eşya aldım.
Tom birçok sıkıntı içinde.
Tom'un çok fazla boş zamanı var.
Çok şey yaptın, Tom.
Biz çok şeyler hakkında konuştuk.
Burada bir sürü arkadaşım var.
Ben birçok şey attım.
Tom bana birçok tavsiye verir.
Tüm otoparklar doluydu.
Bugün çok eğlendik.
Bir sürü yeni şeylerimiz var.
Tom bize yiyecek bir sürü şey verdi.
Bizim de bir sürü sorunumuz var.
Tom'un bir sürü yeni fikirleri var.
Tom Mary'ye bir sürü mücevherat satın aldı.
Minned fazla dondurma yer.