Translation of "Arrives" in Turkish

As June arrives,

Haziran gelince,

Dr. Rueda arrives.

Dr. Rueda geldi.

Tom arrives today.

Tom bugün varır.

She always arrives early.

O her zaman erken varır.

Tom always arrives early.

Tom her zaman erken gelir.

The mail arrives before noon.

Posta öğleden önce gelir.

The airplane arrives at 8.

Uçak saat 8'de geliyor.

She always arrives on time.

O hep zamanında gelir.

He arrives tomorrow in Paris.

O yarın Paris'e ulaşır.

Tom never arrives on time.

Tom asla zamanında varmaz.

Tom always arrives on time.

Tom hep zamanında gelir.

He always arrives on time.

O her zaman zamanında gelir.

My brother arrives tomorrow morning.

Erkek kardeşim yarın sabah varır.

She almost always arrives late.

O hemen hemen her zaman geç gelir.

Tom always arrives too early.

Tom hep çok erken gelir.

He never arrives on time.

Hiç vaktinde gelmez.

How long until my order arrives?

Siparişim gelene kadar ne kadar süre gerekiyor?

The mail arrives before you go.

Sen gitmeden önce posta gelir.

Just wait here until help arrives.

Sadece yardım gelinceye kadar burada bekle.

I'll stay here until he arrives.

O gelene kadar ben burada kalacağım.

Once she arrives, we can start.

O varır varmaz, başlayabiliriz.

I will leave when he arrives.

- O geldiğinde ayrılırım.
- O geldiği zaman yola çıkacağım.

Tom's train arrives at 2:30.

Tom'un treni saat 2.30'da geliyor.

Once Tom arrives, we can start.

- Tom gelince başlayabiliriz.
- Tom gelir gelmez başlayabiliriz.

- I will check what time the train arrives.
- I'll check what time the train arrives.

Trenin saat kaçta geleceğini kontrol edeceğim.

- We will call you when your package arrives.
- We'll call you when your package arrives.

Koliniz geldiğinde sizi arayacağız.

The express arrives at 6:30 p.m.

Ekspres akşam 6:30'da varır.

His train arrives at five this evening.

Onun treni sabah beşte varır.

Let's leave as soon as he arrives.

O gelir gelmez gidelim.

The train arrives at platform number 5.

Tren, 5 numaralı platforma geliyor.

I'll let you know when she arrives.

O geldiğinde sana bildireceğim.

I need to leave before Tom arrives.

Tom buraya gelmeden gitmem lâzım.

I sure hope Tom arrives on time.

Tom'un kesinlikle zamanında varacağını umuyorum.

I'll just wait here until Tom arrives.

Tom gelene kadar ben sadece burada bekleyeceğim.

I don't believe he always arrives late.

Onun her zaman geç geldiğine inanmıyorum.

You can't be here when Tom arrives.

Tom geldiği zaman burada bulunamazsın.

Bad news arrives earlier than good one.

Kötü haber iyi olandan daha erken ulaşır.

Let's leave as soon as Tom arrives.

Tom gelir gelmez gidelim.

- Tom arrives today.
- Tom is coming today.

Tom bugün geliyor.

Let me know the instant Tom arrives.

Tom geldiğinde beni hemen bilgilendirin.

John arrives home after five every day.

John her gün beşten sonra eve gelir.

This is the time he normally arrives.

Bu onun normal geldiği zamandır.

- Give him this message the moment he arrives.
- Give him this message as soon as he arrives.

O gelir gelmez bu mesajı ona ver.

Give him this message the moment he arrives.

Geldiği an ona bu mesajı ver.

I need to be ready when Tom arrives.

Tom geldiğinde hazır olmalıyım.

Please clean up this room before everyone arrives.

Lütfen herkes gelmeden önce bu odayı temizle.

As soon as he arrives, I'll tell him.

O gelir gelmez ona söylerim.

We have a few days before Tom arrives.

Tom gelmeden önce birkaç günümüz var.

We will call you when your order arrives.

Siparişiniz geldiğinde sizi arayacağız.

Misfortune arrives on horseback but departs on foot.

Talihsizlik at sırtında gelir ama yürüyerek yola devam eder.

When spring arrives the days will get longer.

İlkbahar geldiğinde günler daha da uzayacak.

- Tom always arrives early.
- Tom is always early.

Tom her zaman erken gelir.

I'll ask Tom to wait until Mary arrives.

Mary gelene kadar Tom'dan beklemesini rica edeceğim.

Try to hold on until a rescue team arrives.

- İlk yardım ekibi gelinceye kadar dayanmaya çalış.
- Bir kurtarma ekibi gelene kadar dayanmaya çalışın.

I'll give him this message the moment he arrives.

Geldiği an ona bu mesajı ileteceğim.

I want to be notified the moment Tom arrives.

Tom geldiğinde haberdar olmak istiyorum.

The express train from Paris arrives at ten o'clock.

Paristen gelen ekspres tren saat onda varır.

Tom arrives at his office at around 8 o'clock.

Tom saat 8 civarında ofisine gelir.

Tom usually arrives home just in time for dinner.

Tom akşam yemeği için eve tam vaktinde gelir.

When he arrives in Tokyo, I'll call you right away.

O, Tokyo'ya geldiğinde, seni hemen arayacağım.

Please remain seated until the aircraft arrives at the gate.

Lütfen uçak kapıya varıncaya kadar oturmuş olarak kalın.

- Tom is always on time.
- Tom always arrives on time.

Tom her zaman vaktinde.

- I promise you I'll stay with you until your father arrives.
- I promise you that I'll stay with you until your father arrives.

- Baban gelinceye kadar seninle birlikte kalacağıma sana söz veriyorum.
- Baban gelinceye kadar seninle kalacağıma söz veriyorum.

I'll go with you when the end of the world arrives.

Dünyanın sonu geldiğinde seninle gideceğim.

But when he arrives at the small farming village in Gansu province,

Ancak Gansu bölgesindeki küçük tarım köyüne vardığında,

Tom's cat is always waiting at the door when he arrives home.

O eve geldiğinde Tom'un kedisi her zaman kapıda bekliyor.

My train leaves at six o'clock and arrives there at ten o'clock.

Trenim saat altıda hareket ediyor, oraya saat onda varıyor.

As a rule, he arrives at the office about eight-thirty in morning.

Bir kural olarak, o, sabahleyin yaklaşık 80:30'da ofise varır.

As soon as he arrives to Ankara; he says Turkish people should be individuals,

Ankara'ya geliyor ayağının tozuyla. Türk halkı bir birey olmalıdır,

When my mother arrives, she will give me some money to buy the books.

Annem geldiğinde, bana kitap satın almak için biraz para verecek.

- Please tell me when he'll arrive here.
- Please tell me when he arrives here.

Lütfen bana onun buraya ne zaman varacağını söyle.

- I need to leave before Tom arrives.
- I need to leave before Tom gets here.

Tom buraya gelmeden gitmem lâzım.

- Mr White arrives in Tokyo at 10:30.
- Mr. White will arrive in Tokyo at 10:30.

Bay White saat 10.30'da Tokyo'ya varıyor.