Examples of using "Arranged" in a sentence and their turkish translations:
Bu düzenlenebilir.
- O ayarlanıyor.
- O düzenleniyor.
Her şey düzenlendi.
- Her şeyi düzenledim.
- Her şeyi ayarladım.
Her şeyi düzenledik.
Her şey hazır.
Genelde evlilikler görücü usulü
Onlar bir toplantı düzenlediler.
Her şey düzenlendi.
Bu ayarlanabilir.
Çiçekleri düzenledik.
Ulaşım düzenlendi.
Ben onu zaten ayarladım.
Sami, Leyla'nın cinayetini düzenledi.
Çiçekleri güzel düzenledi.
Yarın için her şey hazır mı?
Belki o düzenlenebilir.
Plakalar nerede düzenlenmiş?
Bu görücü usulü bir evlenme miydi?
bir araya gelmiş partiküller topluluğu,
Buluşma salıya ayarlandı.
Yarınki parti için yeme içme işini düzenledim.
Annem-babam görücü usulü evlilik yaptı.
Tom'la toplantını ayarladım.
Sanırım o düzenlenebilir.
Bunun düzenlenebileceğinden eminim.
Onun düzenlenebileceğini düşünüyorum.
Ben olsam görücü usulü evlenmezdim.
Toplantı gelecek pazar düzenlendi.
Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
Tom ve Mary görücü usulüyle evlenmişti.
Kalkışımız için bir şeyler düzenledin mi?
Sandalyeleri arka arkaya koydun.
O, saat altıda burada olmayı planladı.
İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
Anlaşmalı evlilikler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Parça, piyano ve orkestra için düzenlendi.
O, o piyano müziğini keman için düzenledi.
Boston'a geri dönmemiz için ulaşımı düzenledim.
Tom bütün ofis için bir piknik düzenledi.
Bir seyahat acentesi, gezimiz için her şeyi düzenledi.
Tom ailesinin Boston'u ziyaret etmesi için bir ayarlama yaptı.
En kısa sürede toplantının düzenlenmesini istiyoruz.
Kayalar Japon tarzı bahçede güzel biçimde düzenlendi.
Yarın Bill'in Ann'le buluşmasını ayarladım.
O onunla bir kafeteryada buluşmayı kararlaştırdı.
Eşyaların dizilişini beğendin mi?
Polis soyguncuyu yakalamak için bir pusu düzenledi.
Yeni müdürle konuştum, her şeyi ayarladım.
Tom ve Mary lobide buluşma ayarladılar.
Sizi istasyonda karşılayacak bir araç ayarladık.
Yarın için her şey hazır mı?
Eğer bu zaten düzenlenmiş olsaydı daha iyi olurdu.
Tom çarşamba günü Mary'nin John'la buluşmasını ayarladı.
Sami ve Leyla şerit tipi bir alışveriş merkezinde buluşma ayarladılar.
Ben seni havaalanında karşılamak için bir araba ayarladım.
Şiir, en iyi sırada düzenlenmiş en iyi kelimelerden oluşur.
Birlikte daha fazla zaman geçirebilelim diye programımı ayarladım.
Finansman düzenlenene kadar projeyi arka planda tutmak zorunda kaldılar.
Sami o hapisteyken çocuklarına bakması için birini ayarladı.
Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.
O saat 6'da burada olmayı kabul etti.
25. doğum günümde ablam sürpriz bir parti düzenledi. Bazı erkek striptizcileri görmeye gittik ve çok eğlendik.