Translation of "Allies" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Allies" in a sentence and their turkish translations:

They're allies.

Onlar müttefik.

They're my allies.

Onlar benim müttefiklerim.

Our allies are weak.

Müttefiklerimiz güçsüz.

They supported the Allies.

Onlar müttefikleri destekledi.

Austria had allies, too.

Avusturya'nın da müttefikleri vardı.

They surrendered to the Allies.

Onlar müttefiklere teslim oldular.

The Allies wasted no time.

Müttefikler hiç boşa zaman harcamadı.

Enemies of enemies aren't always allies.

Düşmanların düşmanları her zaman müttefik değillerdir.

The Allies were winning at sea.

Müttefikler denizde kazanıyorlardı.

One of Serbia's allies was Russia.

Sırbistan'ın müttefiklerinden biri Rusya'ydı.

The Allies then moved east into Belgium.

Müttefikler daha sonra doğuya Belçika'ya doğru hareket etti.

The allies controlled all major Iraqi cities.

Müttefikler bütün önemli Irak şehirlerini kontrol altına aldı.

Sometimes the Allies could not avoid battle.

Müttefikler bazen savaştan kaçınamadı.

And I think for allies in this struggle,

Bizim gibi bu olayları her gün yaşamayan

It's easier for you to advocate for allies.

arkadaşlarınızı savunmanız daha kolay olacaktır.

When companies teach their people to be allies,

Şirketler çalışanlarına arkadaş olmayı öğretirse

The Soviet Union and its allies refused help.

Sovyetler Birliği ve onun müttefikleri yardım etmeyi reddetti.

Italy, Romania, Portugal, and Greece joined the Allies.

İtalya, Romanya, Portekiz ve Yunanistan, Müttefiklere katıldı.

How we can bring our allies into the mix,

Siyahi toplumlara karşı olan sistemik şiddetin ve ırkçılığın bitmesini

You and I can be allies for each other,

Birbirimizin arkadaşı olabiliriz,

Hitler and his allies had won battle after battle.

Hitler ve müttefikleri savaş üstüne savaş kazanmıştı.

Day by day, the Allies pushed the Germans back.

Günden güne Müttefikler Almanları geri püskürttü.

It already faced a strong fight against the European Allies.

Zaten Avrupalı müttefiklere karşı güçlü bir mücadele ile karşı karşıya kaldı.

But only his friends and allies have access to this rate.

Ama sadece yakın arkadaşlarının ve müttefiklerinin bu orana erişimi söz konusu

The German army made a final effort to defeat the Allies.

- Alman ordusu, İtilaf Devletlerini mağlup etmek için son bir girişimde bulundu.
- Alman ordusu, müttefikleri mağlup etmek için son bir girişimde bulundu.

Most Germans expected the Allies would attack at Calais, in France.

Birçok Alman, müttefiklerin Fransa'daki Calais'ye saldıracağını sanıyordu.

Relations between the Soviet Union and the western Allies were mixed.

Sovyetler Birliği ve Batılı Müttefikler arasındaki ilişkiler karmaşıktı.

The Allies made a very unconvincing attempt to help the Russians.

Müttefikler Ruslara yardımcı olmak için çok inandırıcı olmayan bir girişimde bulundular.

I found allies who had the same idea at the same time,

benimle aynı fikre sahip destekçiler buldum

But Davout’s lack of allies among  the other Marshals began to show.  

Ancak Davout'un diğer Mareşaller arasında müttefik eksikliği ortaya çıkmaya başladı.

So military generals and political allies, crisis has offered a lucrative opportunity

Yani generaller ve siyasi müttefikleri için; kriz, kazançlı bir fırsat ortaya çıkardı

Gallic allies in the center, with Spanish and Lybian infantry on either side.

Galyalı müttefikler İspanyol ve Libyalı piyadeler her iki taraflarında olacak şekilde pozisyon alıyor.

Gallic allies form the second line, while the Roman cavalry is in reserve.

Galyalı müttefikler ikinci hatta yerleştirildi, Romalı süvariler ise arka safta beklemedeydi.

Fortunately, the older part of the city was spared from the Allies' bombs.

Çok şükür ki, şehrin daha eski kısımları müttefiklerin bombalarından korundu.

And as promised, Gnaeus detaches garrisons to defend his allies over the coming months.

Ve söz verdiği gibi, Gnaeus müttefiklerini gelecek aylarda savunması için garnizonlar görevlendiriyor.

These troops become the first of the "Italian allies" to defect and join Hannibal.

Bu askerler, İtalyan müttefiklerden Hannibal'a katılanların ilki olmuştu.

Napoleon’s hope for ‘a nation in arms’ to resist the Allies had not materialised.

Napolyon'un 'silahlı bir ulus' umudu Müttefiklere direnmek gerçekleşmemişti.

The Syracusian King informs his allies of this, and the Roman praetor in Sicily reacts promptly.

Siraküza Kralı, Romalı müttefiklerini bu konuda uyardı ve Sicilya'daki Romalı Praetor* derhal harekete geçti. *(Eski Roma'da vatandaşlar arasındaki uyuşmazlıkları çözen yargıç ve yönetici konumunda olan yetkililere verilen isim)

With the king’s allies demanding that an example be made of Ney, the outcome of his

Kralın müttefikleri Ney'den bir örnek alınmasını talep ederken,

He needs to put pressure on the Romans before his Gallic allies lose interest in the war.

Galya'lı müttefiklerinin savaşa olan şevklerini yitirmeden Roma'ya baskı kurması gerekli.

Let's get one thing straight. You and I are not friends. We're allies against a common enemy.

Bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Sen ve ben arkadaş değiliz. Biz ortak bir düşmana karşı müttefikiz.