Translation of "Enemies" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Enemies" in a sentence and their turkish translations:

Enemies of enemies aren't always allies.

Düşmanların düşmanları her zaman müttefik değillerdir.

Do enemies listen to their enemies?

Düşmanlar düşmanlarını dinler mi?

- We're not enemies.
- We aren't enemies.

Biz düşman değiliz.

New enemies...

yeni düşmanlar

They're enemies.

Onlar düşmanlar.

We're enemies.

Biz düşmanız.

The enemies of my enemies are my friends.

Düşmanımın düşmanı dostumdur.

We were enemies.

Biz düşmandık.

America has enemies.

Amerika'nın düşmanları var.

Kill your enemies.

Düşmanlarınızı öldürün.

Love your enemies.

Düşmanlarınızı sevin.

Enemies surround me.

- Etrafımı düşman sarmış.
- Etrafım düşman dolu.

- I don't have any enemies.
- I don't have enemies.

Düşmanlarım yok.

- Tom doesn't have any enemies.
- Tom has no enemies.

Tom'un hiç düşmanı yok.

- She has absolutely no enemies.
- He has absolutely no enemies.

Onun kesinlikle düşmanları yoktur.

- Tom has a lot of enemies.
- Tom has many enemies.

Tom'un çok düşmanı var.

Be friends with your friends and enemies with your enemies.

Arkadaşlarınızla arkadaş ve düşmanlarınızla düşman olun.

And enemies and others

en azından bir taraf için

His enemies took heart.

Bu onun düşmanlarını yüreklendirdi.

Let's not be enemies.

Düşman olmayalım.

We're not your enemies.

- Biz sizin düşmanınız değiliz.
- Biz senin düşmanın değiliz.

I'm surrounded by enemies.

- Düşman tarafından sarıldım.
- Etrafımı düşman sarmış.
- Etrafım düşman dolu.

Friends today, enemies tomorrow.

Bugün arkadaşlar, yarın düşmanlar.

These are our enemies.

Bunlar bizim düşmanlarımıız.

He has no enemies.

Hiç düşmanı yok.

Tom has many enemies.

Tom'un birçok düşmanı var.

Those are your enemies.

Onlar senin düşmanların.

You have many enemies.

Senin çok düşmanın var.

Who are your enemies?

Senin düşmanların kim?

They're not my enemies.

Onlar benim düşmanlarım değil.

I crushed my enemies.

Düşmanlarımı ezdim.

You crushed your enemies.

Düşmanlarını ezdin.

He crushed his enemies.

Düşmanlarını ezdi.

She crushed her enemies.

O düşmanlarını ezdi.

Tom crushed his enemies.

Tom düşmanlarını ezdi.

Mary crushed her enemies.

Mary düşmanlarını ezdi.

We crushed our enemies.

Düşmanlarımızı ezdik.

They crushed their enemies.

Onlar düşmanlarını ezdiler.

I love my enemies.

Ben düşmanlarını seviyorum.

They are bitter enemies.

Onlar şiddetli düşmanlar.

Even paranoids have enemies.

Paranoyakların bile düşmanları vardır.

She has no enemies.

Onun hiç düşmanı yok.

They aren't our enemies.

Onlar bizim düşmanımız değil.

Are we your enemies?

Biz sizin düşmanlarınız mıyız?

I have many enemies.

Bir sürü düşmanım var.

We're surrounded by enemies.

Düşmanlar tarafından çevriliyiz.

- We must not be enemies.
- We don't have to be enemies.

Biz düşmanlar olmamalıyız.

- She doesn't have any enemies at all.
- She has absolutely no enemies.

Onun kesinlikle düşmanları yoktur.

The king crushed his enemies.

Kral düşmanlarını ezdi.

She doesn't have any enemies.

Onun hiç düşmanı yoktur.

Today's friends are tomorrow's enemies.

Bugünün dostları yarının düşmanlarıdır.

I don't have any enemies.

Hiç düşmanım yok.

Did he have any enemies?

Onun hiç düşmanı var mıydı?

Did she have any enemies?

Onun hiç düşmanı var mıydı?

Did Tom have any enemies?

Tom'un herhangi bir düşmanı var mıydı?

He has absolutely no enemies.

- Onun kesinlikle düşmanları yoktur.
- Kesinlikle hiç düşmanı yok.

He had many political enemies.

Onun çok sayıda siyasi düşmanları vardı.

Mortal enemies are immortal friends.

Ölümcül düşmanlar ölümsüz dostlardır.

Are you and Tom enemies?

Sen ve Tom düşman mısınız?

Tom has absolutely no enemies.

Tom'un kesinlikle düşmanı yok.

Layla had plenty of enemies.

Leyla'nın çok sayıda düşmanı vardı.

Tom has plenty of enemies.

Tom'un çok sayıda düşmanı var.

Aren't you and Tom enemies?

Sen ve Tom düşman değil misiniz?

Tom has too many enemies.

Tom'un çok fazla düşmanı var.

Tom and I aren't enemies.

Tom ve ben düşman değiliz.

Tom and I are enemies.

Tom ve ben düşmanız.

Tom didn't have any enemies.

Tom'un hiç düşmanı yoktu.

Sami didn't have any enemies.

Sami'nin hiç düşmanı yoktu.

- Birds are natural enemies of insects.
- Birds are the natural enemies of insects.

Kuşlar böceklerin doğal düşmanlarıdır.

- I doubt that Tom has any enemies.
- I doubt Tom has any enemies.

Tom'un düşmanları olduğundan şüpheliyim.

- I doubt that Tom had any enemies.
- I doubt Tom had any enemies.

Tom'un herhangi bir düşmanı olduğundan şüpheliyim.

So we're not your kids' enemies

Yani çocuklarınızın düşmanı değiliz

That's how they defeat their enemies

işte düşmanlarını bu şekilde alt ediyorlar

Caterpillar will also protect from enemies

tırtılı da düşmanlardan koruyacak

The Native Americans scalped their enemies.

Yerli Amerikalılar düşmanlarının kafa derisini yüzdüler.

Birds are natural enemies of insects.

Kuşlar böceklerin doğal düşmanıdır.

They are not enemies, but friends.

Onlar düşman değiller fakat dostlar.

You've got a lot of enemies.

Bir sürü düşmanın var.

Tom had a lot of enemies.

Tom'un bir sürü düşmanı vardı.

The current president has many enemies.

Şimdiki devlet başkanının pek çok düşmanı var.

Wise people learn from their enemies.

Bilge insanlar düşmanlarından öğrenirler.

I've made a lot of enemies.

Birçok düşman kazandım.

I knew who my enemies were.

Düşmanlarımın kim olduklarını biliyordum.

I know who my enemies are.

Düşmanlarımın kim olduklarını biliyorum.

The neighbors were enemies for years.

Komşular yıllardır düşmandılar.

Did your husband have many enemies?

Kocanın birçok düşmanı var mıydı?

Your enemies are just an illusion.

Senin düşmanların sadece bir yanılsama.

- We don't get along.
- We're enemies.

Biz geçinmeyiz.

We don't have to be enemies.

Düşman olmak zorunda değiliz.

Tomorrow, we will face the enemies.

Yarın düşmanla yüz yüze geleceğiz.

Cats and mice are natural enemies.

Kediler ve fareler doğal düşmanlardır.

With such friends, who needs enemies?!

Böyle arkadaşlarla, kim düşmana ihtiyaç duyar ki?!

I don't treat you like enemies.

Sana düşman gibi davranmıyorum.

Tom and I are mortal enemies.

Tom ve ben can düşmanlarıyız.

Reason and love are sworn enemies.

Neden ve sevgi yeminli düşmanlardır.