Examples of using " our" in a sentence and their turkish translations:
Cinsiyetimiz, ırkımız, cinselliğimiz, yetersizliklerimiz
Bizim evimiz, bizim kurallarımız.
Siyasetçilerimizin, dini liderlerimizin -- elbette saygı çerçevesinde --
hayatımızı, ekonomimizi ve politikamızı ele geçirmiş görünüyor.
...Apa Sherpa Vakfı'na destek artacaktır.
Beynimiz faaliyetlerimizi kontrol eder.
Bizim patron planımızı onayladı.
Taraftarlarımız bizim en iyimizi hak ediyor.
ön yargılarımızın yorumlarımızı, bakışımızı nasıl etkilediğini
Bunu kız kardeşlerimize, dostlarımıza, kuzenlerimize yayıyoruz.
O bizim komşumuz.
Planımız başarısız oldu.
O bizim işimiz.
düşünmek önemli.
işimizi, çocuklarımızı,
Onlar bizim annemiz, kardeşimiz
Patronumuz önerimizi geri çevirdi.
Bedenlerimiz duygularımıza cevap verir.
yaşamlarımız, hayallerimiz, geleceğimiz kendimize ait değil,
Bizim isyankârımız.
- bizim insanımızı -
Çocuklarımız,
iş arkadaşlarımız,
topluluklarımız.
umudumuz şaban
- Başınız sağ olsun.
- Başın sağ olsun.
Gezegenimiz gözlerimizin önünde değişiyor.
bizim çocuklarımız gençlerimiz asla ilerleyemesin
Amacımız geleceğimizi kurtarmak
Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
O, bizim kaderimiz.
Kan davamız çocukluğumuza kadar uzanır.
Bu bizim sorunumuz.
Komşularımızı sevmek görevimizdir.
Bu bizim ev.
Çalışanlarımız bizim en değerli varlıklarımızdır.
Politikamız müşterilerimizi tatmin etmektir.
Yöneticimizle ilişkilerimiz mükemmeldir.
Sorunumuz ne?
Durumumuz nedir?
Bu bizim hatamız.
Planımız ne?
Endişelerimizi karılarımızdan sakladık.
Bu bizim arabamız.
Okullarda, toplum merkezlerinde,
Dostluğumuz kavgalarımızdan büyük.
Genlerimizi ebeveynlerimizden devralırız.
Evet, o bizim müdürümüz.
Bu bizim ülkemiz.
Karnizmin bedelini, kalbimizle ve aklımızla,
Bu bizim tek umudumuz.
- Bu bizim hatamız değil idi.
- Bu bizim hatamız değildi.
Bu bizim sorunumuz değil.
Trenimizi kaçırdık.
Bu bizim sorumluluğumuz değil.
Şehirlerimiz ve topluluklarımız hazır değil.
Öğrencilerimiz, en değerli kaynağımız
Burdan anlıyoruz ki bizim sadakatimiz, vaatlerimiz
tabelalarımızı kullanamazsınız ve marşımızda yürüyemezsiniz;
Öfke bağışıklık sistemimizi, kalp ve dolaşım sistemimizi etkiliyor.
Günlük yaşamımızda ve iş yerlerimizde
Kızgınlığımız ve öfkemiz için ilaç.
Kaderlerimiz önceden belirlenmedi, bizim ellerimizde.
o domino taşı olmak bizim işimiz,
Hayal kırıklığına uğradık, takımımız maçı kaybetti.
Evimize hoş geldiniz.
Tom'un bizim yardımımıza ihtiyacı var.
Bu bizim el çantamız.
Misafirlerimizi karşılayalım.
Biz dersimizi öğrendik.
Planımız suya düştü.
Kalplerimiz kırık ama ruhumuz değil.
Biz işimizi yaptık.
- Biz elimizden geleni yaparız.
- Biz elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.
Bunlar bizim kitaplarımız.
Bunlar bizim çocuklarımız.
Arabamız orada.
Zamanımızı boşa harcamak demek hayatımızı boşa harcıyoruz demektir.
Bu bizim hatamız değil.
Bu bizim yıl dönümümüz değil.
Tom teklifimizi kabul etti ve bizim şirkete katıldı.
Biz tatilimizden hoşlandık.
İşte öğretmenimiz geliyor.
Burası bizim ülkemiz.
Esperantistler bizim arkadaşlarımızdır.
- Bu bizim ana hedefimizdir.
- Bu bizim ana hedefimiz.
Düşmanlarımızı yenmeliyiz.