Examples of using "'relief'" in a sentence and their turkish translations:
Gece herkes rahat bir nefes alıyor.
hayvan figürleri kabartma
Dünya varmış!
O bir rahatlama.
Rahatlama yok mu?
O bir rahatlamaydı.
Bu büyük bir rahatlama.
Bu bir rahatlama.
Rahat bir nefes aldım
İlaç anında rahatlattı.
Annesi rahat bir nefes aldı.
Öyle rahatladım ki.
Tom'un yüzü onun rahatlamasını gösterdi.
Bu bir rahatlama olur.
Bu büyük bir rahatlamaydı.
Bu büyük bir rahatlamaydı.
Açıkçası o büyük bir rahatlamadır.
borç tahsilatı çalışmalarına öncülük etmesi için işe aldım.
O rahat bir nefes verdi.
Tom oh dedi.
Tom rahat bir nefes aldı.
- Tom derin bir oh çekti.
- Tom rahat bir nefes almıştı.
Yoksa bir rahatlama mı hissettirir?
Gece gelince sıcaktan kurtulmak mümkün...
O, rahat bir nefes verdi.
Birlikte rahat bir nefes aldık.
Ağrı olmadan hiçbir rahatlama olamaz.
Alerjini hafifletmek istiyorsan, bunu dene.
Tom rahat bir nefes verdi.
Bu ilaç sana biraz rahatlık verecek.
'Kabartma'nın bir zıddını bilmiyor musun?
Rahat bir nefes aldık.
bu taşların üstünde kabartma hayvan figürleri var
tamam canım kabartma havan figürü var
Amacımız felaket tellallığı yapmak değil zaten
yukarı akıntıya karşı ilerleyen Osmanlı güçlerinden korumak için güçlendirilecek.
Yardım malzemeleri felaket bölgesine hızla ulaştırılmıştır.
Tom büyük bir rahatlama nefesi verdi.
Biraz rahatlamaya ihtiyacım var.
Sellerden etkilenenlere yardım gönderildi.
Aspirin baş ağrısı için hızlı bir rahatlama sağlayabilir.
Bu rahatlama duygusunu biliyorum diye hayrete düşüyorum.
Sanırım bu rahatlama hissini biliyorum.
Sanırım bu rahatlama hissine inanıyorum.
Bu rahatlama hissini bildiğimi düşünüyorum.
Yan etkisi olmadan aylarca süren ani bir rahatlama sağlıyordu.
Bir hafta sonra büyük bir rahatlama yaşadım.
Sen yardım çalışmaları için fon toplamak zorundasın.
Dışarıda bir kez derin bir rahatlama nefesi verdim.
Rahatladım, o, eve sağ salim geldi.
Rahatladık, o, kazasız belasız döndü.
Yaşlı kadın bir rahatlama iç çekişiyle gülümsedi.
Karar okunduktan sonra Tom büyük bir rahatlama hissetti.
ayakların yere basacak sakinleşip ferahlayacaksın
fakat kabartma olanına ilk defa rastlıyoruz
...aslında bir şekilde rahatladım.
Çok rahatladık, o, eve sağ salim döndü.
Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.
Odadaki herkes rahat bir nefes verdi.
Tom deprem yardımı için bağışlanan tüm parayla birlikte kaçtı.
Ama en tepede hiçbir rahatlama ve hayır bulmazlar. Su.
Annesine kavuşmanın verdiği rahatlama... ...ve çok ihtiyaç duyduğu sütü.
Artık kredi kartlarıyla uğraşmak zorunda olmamak bir rahatlıktır.
Kabine ordudan Okinawa'ya bir afet yardımı heyeti göndermesini istedi.
Hükümet ordunun Okinawa'ya bir afet yardımı heyeti göndermesini istedi.
Çünkü her gün gidip onu takip etmeye çalışmanın yoruculuğu,
Tom aynı hafta işini ve Mary'yi kaybettikten sonra devayı şişede aradı.