Translation of "'relief'" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "'relief'" in a sentence and their turkish translations:

Night brings relief.

Gece herkes rahat bir nefes alıyor.

Animal figures relief

hayvan figürleri kabartma

What a relief!

Dünya varmış!

It's a relief.

O bir rahatlama.

There's no relief?

Rahatlama yok mu?

It was a relief.

O bir rahatlamaydı.

That's a huge relief.

Bu büyük bir rahatlama.

- That's a relief.
- That's nice to hear.
- That's a relief to hear.

Bu bir rahatlama.

And I sighed in relief,

Rahat bir nefes aldım

The medicine gave instant relief.

İlaç anında rahatlattı.

His mother sighed with relief.

Annesi rahat bir nefes aldı.

This is such a relief.

Öyle rahatladım ki.

Tom's face showed his relief.

Tom'un yüzü onun rahatlamasını gösterdi.

That would be a relief.

Bu bir rahatlama olur.

That was a huge relief.

Bu büyük bir rahatlamaydı.

It was a huge relief.

Bu büyük bir rahatlamaydı.

Obviously, it's a big relief.

Açıkçası o büyük bir rahatlamadır.

To lead our debt-relief effort.

borç tahsilatı çalışmalarına öncülük etmesi için işe aldım.

He gave a sigh of relief.

O rahat bir nefes verdi.

Tom gave a sigh of relief.

Tom oh dedi.

Tom breathed a sigh of relief.

Tom rahat bir nefes aldı.

Tom heaved a sigh of relief.

- Tom derin bir oh çekti.
- Tom rahat bir nefes almıştı.

Or would it feel like a relief?

Yoksa bir rahatlama mı hissettirir?

Nightfall may bring relief from the heat,

Gece gelince sıcaktan kurtulmak mümkün...

She gave out a sigh of relief.

O, rahat bir nefes verdi.

Together we breathed a sigh of relief.

Birlikte rahat bir nefes aldık.

There can be no relief without pain.

Ağrı olmadan hiçbir rahatlama olamaz.

If you want allergy relief, try this.

Alerjini hafifletmek istiyorsan, bunu dene.

Tom let out a sigh of relief.

Tom rahat bir nefes verdi.

This medicine will give you some relief.

Bu ilaç sana biraz rahatlık verecek.

Don't you know an antonym for 'relief'?

'Kabartma'nın bir zıddını bilmiyor musun?

And I had this big sigh of relief.

Rahat bir nefes aldık.

There are relief animal figures on these stones

bu taşların üstünde kabartma hayvan figürleri var

Ok dear there is a relief mortar figure

tamam canım kabartma havan figürü var

Our goal is not to do disaster relief

Amacımız felaket tellallığı yapmak değil zaten

From any possible Ottoman relief forces sailing upstream.

yukarı akıntıya karşı ilerleyen Osmanlı güçlerinden korumak için güçlendirilecek.

Relief supplies were raced to the disaster area.

Yardım malzemeleri felaket bölgesine hızla ulaştırılmıştır.

Tom let out a big sigh of relief.

Tom büyük bir rahatlama nefesi verdi.

- I need some relief.
- I need some support.

Biraz rahatlamaya ihtiyacım var.

Relief has been sent to the flood sufferers.

Sellerden etkilenenlere yardım gönderildi.

Aspirin can provide quick relief for a headache.

Aspirin baş ağrısı için hızlı bir rahatlama sağlayabilir.

I fancy I know this feeling of relief.

Bu rahatlama duygusunu biliyorum diye hayrete düşüyorum.

I think I know this feeling of relief.

Sanırım bu rahatlama hissini biliyorum.

I believe I know this feeling of relief.

Sanırım bu rahatlama hissine inanıyorum.

I imagine I know this feeling of relief.

Bu rahatlama hissini bildiğimi düşünüyorum.

Immediate relief that last for months, without side effects,

Yan etkisi olmadan aylarca süren ani bir rahatlama sağlıyordu.

The big relief came a week or so later,

Bir hafta sonra büyük bir rahatlama yaşadım.

You have to raise funds for the relief work.

Sen yardım çalışmaları için fon toplamak zorundasın.

Once outside, I gave a deep sigh of relief.

Dışarıda bir kez derin bir rahatlama nefesi verdim.

To my relief, he came home safe and sound.

Rahatladım, o, eve sağ salim geldi.

To our relief, he came back safe and sound.

Rahatladık, o, kazasız belasız döndü.

The old woman smiled with a sigh of relief.

Yaşlı kadın bir rahatlama iç çekişiyle gülümsedi.

Tom felt great relief after the verdict was read.

Karar okunduktan sonra Tom büyük bir rahatlama hissetti.

You'll feel centered, you'll feel calm and you'll feel relief.

ayakların yere basacak sakinleşip ferahlayacaksın

But for the first time we come across the relief

fakat kabartma olanına ilk defa rastlıyoruz

I mean, in some crazy way, it was a relief.

...aslında bir şekilde rahatladım.

To our great relief, she returned home safe and sound.

Çok rahatladık, o, eve sağ salim döndü.

Dan needed money and sought financial relief from his father.

Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.

Everybody in the room let out a sigh of relief.

Odadaki herkes rahat bir nefes verdi.

Tom absconded with all the money donated for earthquake relief.

Tom deprem yardımı için bağışlanan tüm parayla birlikte kaçtı.

But at the top they find no relief and no water.

Ama en tepede hiçbir rahatlama ve hayır bulmazlar. Su.

The welcome relief of her mother’s comfort... and much-needed milk.

Annesine kavuşmanın verdiği rahatlama... ...ve çok ihtiyaç duyduğu sütü.

It's a relief not to have to deal with credit cards anymore.

Artık kredi kartlarıyla uğraşmak zorunda olmamak bir rahatlıktır.

The cabinet asked the army to send a disaster relief mission to Okinawa.

Kabine ordudan Okinawa'ya bir afet yardımı heyeti göndermesini istedi.

The government asked the army to send a disaster relief mission to Okinawa.

Hükümet ordunun Okinawa'ya bir afet yardımı heyeti göndermesini istedi.

It was a relief, because the intensity of going every day and tracking her, um...

Çünkü her gün gidip onu takip etmeye çalışmanın yoruculuğu,

Tom sought relief in the bottle, after losing both his job and Mary in the same week.

Tom aynı hafta işini ve Mary'yi kaybettikten sonra devayı şişede aradı.