Translation of "Medicine" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Medicine" in a sentence and their turkish translations:

Take medicine.

İlaç al.

- This medicine tastes horrible.
- This medicine tastes terrible.
- This medicine tastes awful.

- Bu ilaç çok kötü tadıyor.
- Bu ilacın tadı çok kötü.

Medicine for our madness, medicine for our rage.

Kızgınlığımız ve öfkemiz için ilaç.

- The medicine tastes bitter.
- This medicine tastes bitter.

Bu ilaç acı.

He practices medicine.

- O, tıp uygulaması yapıyor.
- O, tıp mesleğini icra ediyor.

He buys medicine.

O ilaç satın alır.

Take your medicine.

İlacınızı alın.

Drink the medicine.

- İlacı iç.
- İlacı için.
- İlacı içiniz.

Take this medicine.

Bu ilacı iç.

We need medicine.

İlaca ihtiyacımız var.

Drink your medicine.

İlacını iç.

That's my medicine.

Bu benim ilacım.

What's this medicine?

Bu ilaç nedir?

That medicine worked.

O ilaç işe yaradı.

Take the medicine.

İlaçları al.

I study medicine.

- Tıp eğitimi alıyorum.
- Tıp okuyorum.

Tom studied medicine.

Tom tıp okudu.

- I am majoring in medicine.
- I'm majoring in medicine.

Ben tıpta uzmanlaşıyorum.

And finally, there's medicine.

Ve son olarak tıp konusu var.

The medicine tastes bitter.

İlacın tadı acı.

The medicine took effect.

İlaç etkisini gösterdi.

Tom took some medicine.

Tom biraz ilaç aldı.

She majors in medicine.

O, tıp dalında uzmanlaşıyor.

Your medicine is ready.

Sizin ilacınız hazır.

I took the medicine.

İlaç aldım.

He knows about medicine.

O tıp biliyor.

This medicine tastes horrible.

Bu ilaç çok kötü tadıyor.

I need that medicine.

O ilaca ihtiyacım var.

I need coughing medicine.

Öksürük ilacına ihtiyacım var.

My father practices medicine.

Babam doktorluk uygulaması yapmaktadır.

Good medicine is bitter.

İyi ilaç acıdır.

This medicine tastes bitter.

Bu ilaç acı.

I need more medicine.

Daha fazla ilaca ihtiyacım var.

Tom needs his medicine.

Tom'un onun ilacına ihtiyacı var.

The medicine has worked.

İlaç işe yaradı.

Good medicine tastes bitter.

İyi ilacın tadı acı olur.

You can take medicine

Korkunuzla ilgili kaygıyı azaltmak için

This medicine should help.

Bu ilaç yardımcı olmalı.

Please take this medicine.

Lütfen bu ilacı al.

- This medicine has no side effects.
- This medicine does not have side effects.
- This medicine doesn't have side effects.

Bu ilacın yan etkileri yok.

- This medicine will ease the pain.
- This medicine will assuage the pain.

Bu ilaç ağrıyı hafifletecek.

- This medicine will do you good.
- This medicine will do you good!

- Bu ilaç size iyi gelecek.
- Bu ilaç sana iyi gelecek!

Oh no, where's the medicine?

Olamaz, ilaçlar nerede?

Some medicine does us harm.

Bazı ilaçlar bize zarar verir.

Here's some medicine for diarrhea.

Burada ishal için biraz ilaç var.

The medicine decreased his pain.

İlaç onun acısını azalttı.

Does the medicine act quickly?

İlaç çabuk etki eder mi?

The medicine saved her life.

İlaç onun hayatını kurtardı.

The medicine gave instant relief.

İlaç anında rahatlattı.

The medicine made me sleepy.

İlaç beni uykulu yaptı.

I'm allergic to some medicine.

Bazı ilaçlara alerjim var.

Take this medicine after meals.

Yemeklerden sonra bu ilacı al.

This medicine is very effective.

Bu ilaç çok etkili.

The doctor prescribed her medicine.

Doktor ona ilacı reçete etti.

The medicine had no effect.

İlacın hiçbir etkisi yoktu.

Should I take this medicine?

Bu ilacı almalı mıyım?

Sleep is better than medicine.

Uyku ilaçtan daha iyidir.

Did you buy the medicine?

İlaç aldın mı?

We have medicine for you.

Senin için ilacımız var.

Does this medicine actually help?

Bu ilaç gerçekten yardımcı oluyor mu?

You must take the medicine!

Sen ilacı almalısın!

He doesn't have his medicine.

Onun ilacı yok.

Slaughter is the best medicine.

Kan dökmek en iyi ilaçtır.

This medicine will help you.

Bu ilaç size yardımcı olacaktır.

Keep children away from medicine.

Çocukları ilaçtan uzak tutun.

Laughter is the best medicine.

- Kahkaha en iyi ilaçtır.
- Gülmek en iyi ilaçtır!

I hope this medicine works.

Umarım bu ilaç işe yarar.

Tom opened the medicine cabinet.

Tom ecza dolabını açtı.

I don't take any medicine.

Hiç ilaç kullanmam.

It's time for your medicine.

İlaç vaktin geldi.

Did you take your medicine?

İlacını aldın mı?

Have you taken your medicine?

İlacını aldın mı?

Please give me my medicine.

Lütfen bana ilacımı ver.

Is there any good medicine?

Herhangi iyi bir ilaç var mı?

This medicine seems to help.

Bu ilaç yardımcı olacak gibi görünüyor.

Tom shouldn't be practicing medicine.

Tom ilaç kullanmamalı.

Tom stopped taking his medicine.

Tom ilacını almayı bıraktı.

Tom studied medicine in Boston.

Tom Boston'da tıp okudu.

I studied medicine in Budapest.

Budapeşte'de tıp okudum.

I brought you your medicine.

Sana ilacını getirdim.

Tom wants to study medicine.

Tom tıp okumak istiyor.

I have to take medicine.

İlaç almak zorundayım.

Take this medicine between meals.

Bu ilacı öğünler arasında al.

What medicine do you recommend?

Hangi ilacı tavsiye edersiniz?

Does this medicine really work?

Bu ilaç gerçekten işe yarıyor mu?

This medicine may cure him.

Bu ilaç onu iyileştirebilir.

Must I take this medicine?

- Bu ilacı almalı mıyım?
- Bu ilacı içmeli miyim?

That medicine helped a lot.

O ilaç çok yardımcı oldu.

This is a serious medicine.

Bu ciddi bir ilaçtır.

I need children's pain medicine.

Çocuklar için ağrı kesici ihtiyacım var.

I want to study medicine.

Tıp okumak istiyorum.

Tom gave Mary some medicine.

Tom Mary'ye biraz ilaç verdi.