Examples of using "Versterken" in a sentence and their turkish translations:
Çatıyı güçlendirmemiz gerek.
Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.
Bu kadar büyük bir aileyi bir arada tutan bağları da sağlamlaştırmak gerek.
Çiftlerin bağlarını kuvvetlendirmek için yaptığı bir düettir bu.