Examples of using "Opgeven" in a sentence and their turkish translations:
Asla pes etmeyin.
Asla vazgeçme!
Ben vazgeçmek istemiyorum.
- Pes etmemelisin.
- Vazgeçmemelisin.
Vazgeçmeyeceğim.
- Asla vazgeçmeyeceğim!
- Asla pes etmeyeceğim!
- Asla pes etmeyeceğiz!
- Asla vazgeçmeyeceğiz!
Şimdi vazgeçemeyiz.
Şimdi vazgeçemeyiz.
Tom şimdi vazgeçemez.
Tom kolayca pes etmeyecek.
Planımdan vazgeçmek zorunda kaldım.
Vazgeçmeyeceğim, Tom.
- Bu şekilde hemen pes edemezsin.
- Öylesine vazgeçemezsin.
Ondan vazgeçmeyeceğim.
Vazgeçmediğin için teşekkürler.
- Bu kadar kolay pes etmemelisin.
- Öyle kolay vazgeçmemelisin.
- Bana boş vermemi söyledi.
- Bana vazgeçmem gerektiğini söyledi.
Mücadele olmadan ondan vazgeçemez.
"Cal, sosyal medyayı bırakamam,
Aşk için bir hazineden vazgeçer miydin?
Ne olursa olsun, vazgeçmemelisin.
Ama önemli olan, asla pes etmememiz.
Fark etmez, vazgeçemeyiz.
Görevimizi bırakamayacak kadar ilerledik. Asla pes etmeyin!
- Senin böyle çabuk pes edeceğini düşünmemiştim.
- Senin bu kadar çabuk vazgeçeceğini düşünmemiştim.
Ben hâlâ vazgeçmiyorum.