Examples of using "Leeg" in a sentence and their turkish translations:
Çantalarını boşalt.
Ana lobi boş görünüyor.
Lobi boştu.
O boş.
Boştu.
Lobi tamamen boştu.
Akü ölü.
Pilin şarjı bitti.
- Ceplerini boşalt!
- Ceplerinizi boşaltın!
Bu ev boş.
Garaj boştu.
Restoran boş.
Piller bitti.
Bu piller bitti.
Ahır boştu.
Oda boştu.
Tom'un odası boş.
O ev boştu.
Restoran boştu.
Sokak boş.
Dolap boş.
Ev boştur.
Hesabınız boş.
Konteyner boş.
Benim çantam boştur.
Çöp kutusu boş.
Spor salonu boştu.
Kutu neredeyse boş.
Bütün kutular boş.
Restoran neredeyse boştu.
Sınıf neredeyse boştu.
Balon çabucak söndü.
Tom cüzdanı neredeyse boş.
Pillerin hepsi ölü.
Bu pillerin hepsi ölü.
Odayı boş buldum.
Evi boş bulacaksın.
Kutu açık va boştu.
Bahçe çıplak ve kahverengi.
Hayatım onsuz boş.
Kutuyu boş buldum.
O, bardağı bir dikişte bitirdi.
O, son sayfayı boş bıraktı.
Evin sensiz boş hissedecek.
Böyle yapmalısın... Boşalmış gibi ses çıkmalı.
Ben kutuyu açtım. Boştu.
Okulun arkasındaki araç park yeri hemen hemen boş.
Kutuyu açtığımda kutu boştu.
Bu ev boş.
Bu kutu boş. İçinde hiçbir şey yok.
Benim pilim bitiyor.
- Pili bitti.
- Pilin şarjı bitti.
- Pil bitmiş.
- Cehennem boş, tüm şeytanlar burada.
- Cehennem boş, çünkü bütün şeytanlar burada.
Kül tablasını boşalt, içi izmarit dolu.
- Boş kutuyu buldum.
- Kutuyu boş buldum.
Çözümü bilmiyorsan cevabı boş bırakmalısın.
Tabağını üç dakika içinde bitirmezsen tatlı almayacaksın.
Benim pil neredeyse ölmüş.