Examples of using "Haast" in a sentence and their turkish translations:
Bizim acelemiz var.
Acele etmeliyim.
Aceleniz mi var?
Acelem vardı.
Hiç acelesi yok.
Acele etme.
Hiç acelesi yok.
Acele et!
Acele et!
Hiç acelemiz yok.
Benim acelem yok.
Lütfen acele et!
Lütfen acele et!
Yavaş, acele etmeden.
Acele yoktu.
- Acelen ne?
- Ne bu acele?
- Neden acele ediyorsun?
Her zaman acelecisin.
Acele et kız!
O, aceleyle gitti.
Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
Eve gitmek için acelem var.
Acele et!
Eve acele et.
Acele et!
Hızlı ol.
Lütfen acele et.
Acele et, yoksa okula geç kalacaksın.
Acele edin! Etmezseniz, geç kalırız.
Acele et yoksa treni kaçırırsın.
O sekiz trenini yakalamak için acele ediyor.
- Tom onun acil olduğunu söyledi.
- Tom bunun acil olduğunu söylüyor.
Onun el yazısı o kadar küçüktü ki zorlukla okunuyordu.
Acele et! Çok zamanımız yok.
Bütün bir gün seni çevrim içi görmemem neredeyse beni korkuttu.
- Acele etmeyin, zamanımız var.
- Zamanımız var, acele etmeye gerek yok.
- Zamanımız var, telâşa gerek yok.
Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
Acele et, yoksa okula geç kalacaksın.