Translation of "God" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "God" in a sentence and their turkish translations:

- God bestaat.
- God is.

- Allah vardır.
- Tanrı vardır.

- God zegene jullie!
- God zegene u!
- God zegene je!

- Tanrı sizi korusun!
- Allah razı olsun!
- Allah gönlüne göre versin!
- Allah senden razı olsun!

- God bestaat.
- Goden bestaan.
- God is.

Allah vardır.

God bestaat.

Tanrı vardır.

Oh God.

Aman tanrım !

- God bestaat niet.
- Er is geen God.

Tanrı var değildir.

- God beware de koningin.
- God bescherme de koningin.

- Tanrı, Kraliçe'yi korusun!
- Tanrı kraliçeyi korusun.

- Wij geloven in God.
- We geloven in God.

Biz Allah'a inanıyoruz.

God zegene Amerika.

Tanrı Amerika'yı korusun.

God is slecht.

Tanrı kötüdür.

God is groot.

Tanrı büyüktür.

God dobbelt niet!

Tanrı zar atmaz!

God bewaar me!

Üstüme iyilik sağlık!

God is volmaakt.

Allah mükemmeldir.

God zegene Tatoeba!

Tanrı Tatoeba'yı korusun.

Moslims aanbidden God.

Müslümanlar Allah'a ibadet eder.

- Goeie hemel!
- Goede God!
- Jezus!
- Goeie genade!
- Goeie God!

Aman Allahım!

Geloof jij in God?

Allah'a inanıyor musun?

Mijn God, help me!

Allah'ım bana yardım et!

God, luister naar me!

Tanrım, beni dinle!

Ik geloof in God.

- Ben Tanrı'ya inanıyorum.
- Ben Allah'a inanıyorum.
- Allah'a inanıyorum.

God heeft altijd gelijk.

Allah her zaman haklıdır.

Ze geloven in God.

- Onlar Tanrı'ya inanırlar.
- Onlar Allah'a inanırlar.

God geef me geduld!

- Allah'ım bana sabır ver!
- Tövbe yarabbi!

Als God het wil...

- İnşallah.
- Kısmetse.
- Allah'ın izniyle.

God schere de koningin!

Tanrı, Kraliçe'yi tıraş etsin!

Wij vertrouwen op God.

Allah'a güveniyoruz.

God zij met ons.

Tanrı bizimle birlikte olsun.

Alleen God weet het.

- Sadece Allah bilir.
- Sadece Tanrı bilir.

Wie gelooft in God?

Kim Allah'a inanıyor?

Bush gelooft in God.

Bush Allah'a inanıyor.

God redde de koningin.

Tanrı Kraliçeyi korusun!

Tom gelooft in God.

Tom Tanrı'ya inanıyor.

God maakt geen fouten.

Allah hatalar yapmaz.

- Hemeltjelief!
- Oh mijn God!

- Oh, Tanrım!
- Tanrım!

Is er een God?

Tanrı var mı?

Ik zweer bij God.

Vallahi billahi.

- God zij dank.
- Godzijdank.

Allah'a şükür.

Alleen God is perfect.

Yalnızca Tanrı mükemmeldir.

Moslims bidden tot God.

- Müslümanlar Allah'a ibadet eder.
- Müslümanlar Allah'a dua eder.

Er is geen god buiten God, en Mohammed is zijn profeet.

Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.

Hij geloof niet in God.

- O Tanrıya inanmıyor.
- O Allah'a inanmaz.

God heeft de wereld geschapen.

- Allah dünyayı yarattı.
- Tanrı dünyayı yarattı.

Niemand heeft ooit God gezien.

Şu ana kadar kimse Tanrıyı görmedi.

- God bewaar me!
- Lieve help!

- Üstüme iyilik sağlık!
- Aman Allah!

Ik geloof niet in God.

Tanrıya inanmıyorum.

- Goeie hemel!
- Goede God!
- Jezus!

Amanın!

God, ik haat mijn baan.

Tanrım, işimden nefret ediyorum.

Tom gelooft niet in God.

Tom Allah'a inanmıyor.

God zal ons niet vergeten.

Allah bizi unutmayacak.

Tom vroeg God om vergeving.

- Tom Allah'tan mağfiret diledi.
- Tom Tanrı'dan af diledi.

- God schiep deze wereld in zes dagen.
- God schiep de wereld in zes dagen.

Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

“God zegen je!” “Ik ben atheïst.”

"Tanrı seni korusun." "Ben ateistim."

Waarom geloof jij niet in God?

Neden Allah'a inanmıyorsun?

Voor God zijn alle mensen gelijk.

- Yaratıcının gözünde herkes eşittir.
- Tanrı'nın gözünde herkes eşittir.

God moge met je kind zijn.

Allah çocuğuna yardımcı olsun.

- God mag het weten.
- Wie weet.

Tanrı bilir.

God zij dank regent het eindelijk!

Şükür Tanrım, nihayet yağmur yağıyor.

- Geld is de god van het menselijk ras.
- Geld is de god van de mens.

Para, insanoğlunun tanrısıdır.

Mars is de god van de oorlog.

Mars savaş tanrısıdır.

Geloof je in het bestaan van God?

Allah'ın varlığına inanıyor musun?

Haar geloof in God is erg sterk.

Onun Allah'a inancı çok sağlam.

God bestaat, maar hij vergat het wachtwoord.

Tanrı var ama şifreyi unutmuş.

God schiep deze wereld in zes dagen.

Allah dünyayı altı günde yarattı.

- Vrede, genade en zegeningen van God zij u.
- Vrede, genade en zegeningen van God zij met jou.
- Vrede, genade en zegeningen van God zij met jullie.

Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Ik word de god van de nieuwe wereld.

Ben yeni dünyanın tanrısıyım.

Ik geloof niet in het bestaan van God.

Allahın'ın varlığına inanmıyorum.

God is het moe van ons te houden.

Tanrı bizi sevmekten yoruldu.

Geld is de god van het menselijk ras.

Para, insanoğlunun tanrısıdır.

Landen vechten voor GOD: goud, olie en drugs.

Ülkeler altın,petrol ve uyuşturucu için mücadele ediyorlar.

Fadil gelooft in de God van de islam.

Fadıl, İslam'ın tanrısına inanıyor.

Moslims geloven dat er maar één God is.

- Müslümanlar Allah'ın birliğine inanır.
- Müslümanlar tek bir Tanrı'ya inanır.

Toen ik me verlaten had moeten voelen door God,

Tanrı tarafından terk edilmiş hissedebileceğim bir zamanda

Sommige mensen geloven in God en andere mensen niet.

Bazı insanlar Allah'a inanır, bazıları inanmaz.

Ik zweer bij God dat ik niets gedaan heb.

Bir şey yapmadığıma Allah'a yemin ederim.

In de ogen van God zijn alle mensen gelijk.

Allah'ının nazarında bütün insanlar eşittir.

Ze hebben een geit geslacht als offer voor God.

Bir keçiyi Tanrıya kurban olarak öldürdüler.

Als God niet bestond, zouden we hem moeten verzinnen.

Tanrı olmasa onu icat etmek zorunda kalırız.

Vermoedelijk niet omdat God minder boos op ons is geworden,

bunun sebebi Tanrı'nın bize daha az kızgın olması değil,

En hoe zit het met de ultieme daad van God,

Peki ya Tanrı örneğinin ta kendisinden bahsedersek?

In het begin schiep God de hemel en de aarde.

- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

Wij Duitsers vrezen God, maar niets anders op de wereld.

Biz Almanlar, dünyada Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmayız.

Tom weet het verschil niet tussen God en de Duivel.

Tom Tanrı ile şeytan arasındaki farkı bilmiyor.

Spijtig! Hij was een goede professor. God zegene zijn geest!

Ne yazık! O iyi bir profesördü. Huzur içinde yatsın.

Volgens de Bijbel schiep God de wereld in zes dagen.

İncil'e göre Allah dünyayı altı günde yarattı.