Translation of "Koningin" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Koningin" in a sentence and their turkish translations:

- Zij is jouw koningin.
- Zij is uw koningin.
- Zij is jullie koningin.

O senin kraliçen.

- God beware de koningin.
- God bescherme de koningin.

- Tanrı, Kraliçe'yi korusun!
- Tanrı kraliçeyi korusun.

- Jij bent mijn koningin.
- U bent mijn koningin.

Sen benim kraliçemsin.

Leve de koningin!

Kraliçe çok yaşa!

Kus de koningin!

Kraliçeyi öp!

- Ik ben jouw koningin.
- Ik ben uw koningin.
- Ik ben jullie koningin.
- Ik ben jullie koning.

Ben senin kraliçenim.

Het is de koningin.

Bu kraliçe.

Ik zie een koningin.

Bir kraliçe görüyorum.

Lang leve de koningin!

Kraliçe çok yaşa!

God schere de koningin!

Tanrı, Kraliçe'yi tıraş etsin!

Ik zie de koningin.

Kraliçeyi görüyorum.

God redde de koningin.

Tanrı Kraliçeyi korusun!

Wie was koningin Elizabeth?

Kraliçe Elizabeth kimdi?

Wanneer werd Victoria koningin?

Victoria ne zaman kraliçe oldu?

Ik zag de koningin.

Ben kraliçeyi gördüm.

Beyoncé is een koningin.

Beyoncé bir kraliçe.

De koningin moet sterven.

Kraliçe ölmeli.

Ze is mijn koningin.

O benim kraliçemdir.

Ik ben jouw koningin.

Ben senin kraliçenim.

Hij boog voor de koningin.

O, Kraliçe'ye reverans yaptı.

Ik imiteer graag koningin Elizabeth.

Kraliçe Elizabeth'i taklit etmek istiyorum.

De koningin bezocht het museum.

Kraliçe müzeyi ziyaret etti.

Koningin Elizabeth overleed in 1603.

Kraliçe 1. Elizabeth 1603 yılında öldü.

Wanneer werd koningin Victoria geboren?

Kraliçe Victoria ne zaman doğdu?

De koningin woont in Buckingham Palace.

Kraliçe Buckingham Sarayında yaşamaktadır.

De koningin stond naast de koning.

Kraliçe kralın yanında durdu.

De koning en koningin komen eraan.

Kral ve kraliçe geliyor.

Waarom bent u verdrietig, mijn koningin?

Neden üzgünsün, Kraliçem?

Tom behandelt me ​​als een koningin.

Tom bana bir kraliçe gibi davranır.

Koningin Elizabeth I stierf in 1603.

Kraliçe I. Elizabeth 1603 yılında vefat etti.

Tom behandelde Maria als een koningin.

Tom Mary'ye bir kraliçe gibi davrandı.

Hij ontving drie schepen van de koningin.

O, kraliçeden üç gemi aldı.

Hij is een afstammeling van koningin Victoria!

- O, Kraliçe Victoria'nın soyundan geliyor!
- O, Kraliçe Victoria'nın soyundandır!

Ik noem dit schip "de Koningin Elizabeth".

Ben bu gemiyi Queen Elizabeth olarak adlandırıyorum.

Maria werd verkozen tot koningin van het bal.

Mary balo kraliçesi seçildi.

Ik herinner me dat ik de koningin ontmoette.

Kraliçe ile karşılaştığımı hatırlıyorum.

Ik herinner me dat ik de koningin zag.

Ben kraliçeyi gördüğümü hatırlıyorum.

Tom werd tot ridder geslagen door koningin Maria.

Tom, Kraliçe Mary tarafından şövalye ilan edildi.

Als ik koningin ben, zul jij koning zijn.

Ben kraliçe olduğum zaman, sen kral olacaksın.

Drie schepen werden door koningin Isabella aan Columbus gegeven.

Kraliçe İsabella tarafından Colomb'a üç gemi verildi.

Na de dood van de koning werd Elsa koningin.

Kralın ölümünden sonra, Elsa kraliçe oldu.

Als ik koningin ben, laat ik je gevangen nemen.

Ben kraliçe olduğumda, seni hapse atacağım.

Koningin Liliuokalani werd gedwongen om zich over te geven.

Kraliçe Liliuokalani geri çekilmek zorunda kaldı.

Als ik koningin ben, laat ik Tom in de kerker opsluiten.

Kraliçe olduğum zaman, Tom'u zindana kilitleyeceğim.

Een republiek is een land aan het hoofd waarvan niet een koning of een koningin staat, maar een president.

Bir cumhuriyet başında bir kral ve kraliçe yerine bir başkanı olan bir devlettir.