Translation of "Gezond" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Gezond" in a sentence and their turkish translations:

- Tom is heel gezond.
- Tom is erg gezond.

Tom çok sağlıklı.

Ik ben gezond.

Ben sağlıklıyım.

Is ze gezond?

O sağlıklı mı?

Tom is gezond.

- Tom sağlıklı.
- Tom'un sağlığı iyi.
- Tom'un sağlığı yerinde.

Tom was gezond.

Tom sağlıklıydı.

Is dat gezond?

O sağlıklı mı?

Dit klinkt gezond.

Bu sağlıklı görünüyor.

Fruit is gezond.

Meyve sağlıklıdır.

Zwemmen is gezond.

Yüzmek sağlıklıdır.

Ben je gezond?

Sağlıklı mısın?

Is melk gezond?

Süt sağlıklı mı?

Is hij gezond?

O sağlıklı mı?

Is Tom gezond?

Tom'un sağlığı yerinde mi?

Lachen is gezond!

Gülmek sağlıklıdır!

- Jij ziet er gezond uit.
- Je ziet er gezond uit.

Sağlıklı görünüyorsun.

Ze is erg gezond.

O çok sağlıklı.

Mijn vader is gezond.

Benim babam sağlıklı.

Mijn ouders zijn gezond.

- Ailem sağlıklı.
- Annem ve babam sağlıklı.

Dit is niet gezond.

Bu sağlıklı değil.

Je bent helemaal gezond.

Sen tamamen sağlıklısın.

Zijn alle dokters gezond?

Bütün doktorlar sağlıklı mı?

Ik ben niet gezond.

Sağlıklı değilim.

Tom is gezond, toch?

Tom sağlıklı, değil mi?

Tom was eens gezond.

Tom sağlıklıydı.

Tom is niet gezond.

Tom sağlıklı değil.

Ik eet altijd gezond.

Her zaman sağlıklı yerim.

Mijn broer is gezond.

Erkek kardeşim sağlıklı.

Dat is niet gezond.

Bu sağlıklı değil.

Tom was niet gezond.

Tom sağlıklı değildi.

Beter gezond dan rijk.

Sağlıklı olmak, varlıklı olmaktan çok daha iyidir.

- Ik probeer gezond voedsel te eten.
- Ik probeer gezond te eten.

Sağlıklı yiyecek yemeye çalışıyorum.

- Tom zag er gezond uit.
- Tom zag eruit alsof hij gezond was.

Tom sağlıklı gibi görünüyordu.

Ik wil bovenal gezond zijn.

Her şeyden önce sağlıklı olmak istiyorum.

Hij ziet er gezond uit.

O sağlıklı görünüyor.

Zij zien er gezond uit.

Onlar sağlıklı görünüyorlar.

Ik was een gezond kind.

Ben sağlıklı bir çocuktum.

Ze is echt helemaal gezond.

Onun sağlığı gerçekten iyi.

Onze baby is gezond geboren.

Bebeğimiz sağlıklı doğdu.

Tom zag er gezond uit.

Tom sağlıklı görünüyordu.

- Toms grootmoeder ziet er gezond uit.
- De grootmoeder van Tom lijkt gezond te zijn.

Tom'un büyükannesi sağlıklı görünüyor.

Die óf ziek óf gezond aangeeft,

hasta veya sağlıklı,

Zijn grootmoeder ziet er gezond uit.

- Onun büyükannesi sağlıklı görünüyor.
- Anneannesi sağlıklı görünüyor.
- Babaannesi sağlıklı duruyor.

Het voedsel is vers en gezond.

Gıda, taze ve sağlıklıdır.

Je ziet er zo gezond uit!

- Çok sağlıklı görünüyorsunuz!
- Çok sağlıklı görünüyorsun!

Ik sport om gezond te blijven.

Ben sağlıklı kalmak için düzenli olarak spor yaparım.

Ik voel me nog steeds gezond.

Hâlâ sağlıklı hissediyorum.

Tom zegt dat hij gezond is.

Tom sağlıklı olduğunu söylüyor.

Waaruit moet een gezond ontbijt bestaan?

Sağlıklı bir kahvaltı neyden oluşmalı.

- Ik ben niet zo gezond als ik eens was.
- Ik ben niet zo gezond als voorheen.

Ben eskisi kadar sağlıklı değilim.

Hij ziet er niet zo gezond uit.

O çok sağlıklı görünmüyor.

Mijn vader zal vlug weer gezond zijn.

Babam yakında iyileşecek.

Tom ziet er niet zo gezond uit.

Tom çok sağlıklı görünmüyor.

Laten we hopen dat Tom gezond blijft.

Tom'un sağlıklı kalacağını umalım.

Het is gezond om gek te zijn.

Deli olmak sağlıklıdır.

Ik loop veel omdat dat gezond is.

Çok yürürüm, çünkü sağlıklı.

Tom en Maria zijn jong en gezond.

Tom ve Mary genç ve sağlıklıdırlar.

Is het duurder om gezond te eten?

Sağlıklı yemek daha pahalı mıdır?

Tom zegt dat hij weer gezond is.

Tom tekrar sağlıklı olduğunu söylüyor.

Deze jongen heeft een sterk, gezond lichaam.

Bu oğlanın güçlü ve sağlıklı bir vücudu var.

- Ik ben ongezond.
- Ik ben niet gezond.

Ben sağlıklı değilim.

Zullen alleen voortduren als de populaties gezond zijn.

yalnızca popülasyonlarının sağlıklı olmasıyla devam edebilir,

Ge ziet er zo gezond uit als altijd.

Siz her zamanki kadar sağlıklı görünüyorsunuz.

Tom vindt dat Maria geen gezond verstand heeft.

Tom Mary'nin sağduyudan yoksun olduğunu düşünüyor.

Ookal is hij erg oud, hij is wel gezond.

- O, çok yaşlı olmasına rağmen, o sağlıklıdır.
- Çok yaşlı olmasına rağmen sağlıklıdır.

Veel dakloze mensen kunnen zich geen gezond voedsel veroorloven.

Birçok evsiz insanın sağlıklı yiyecek almaya gücü yetmiyor.

Het is niet altijd makkelijk om gezond te blijven.

Sağlıklı kalmak her zaman kolay değil.

- Zwemmen is gezond.
- Zwemmen is goed voor je gezondheid.

Yüzme sağlığınız için iyidir.

Dat is een gezond egoïsme... ...dat alle levende wezens delen.

Bu, doğanın tüm canlıları donattığı sağlıklı bir bencillik.

Mijn oom is niet jong, maar hij is wel gezond.

Amcam genç değil ama sağlıklı.

...maar elk gezond persoon haat het om dat te zeggen.

bunu söylemekten nefret etsem de.

- Hij zal snel weer beter zijn.
- Hij zal snel gezond zijn.

O, yakında iyileşecek.

Als je gezond wilt leven, moet je elke dag een uur hardlopen.

İnsan sağlıklı yaşamak isterse, her gün bir saat koşmalı.

Geen beslissingen hoeft te nemen om een gezond maal op tafel te krijgen.

masaya sağlıklı bir yemek getirilmesi için karar vermenize gerek olmasın.

Vaak bracht ik de nacht op wacht door, zodat jullie gezond konden slapen.

Çoğu vakit siz rahat uyuyabilin diye nöbet tuttum.

- Ze is bevallen van een gezonde baby.
- Zij heeft een gezond kind ter wereld gebracht.

Sağlıklı bir bebek doğurdu.

Er is een wonder gebeurd! Tom is volledig gezond en er is geen spoor meer van de ziekte.

Bir mucize oldu! Tom tamamen sağlıklı ve hastalıktan artık hiçbir iz yok!

De dokters dachten dat hij dood was, maar vandaag is hij gezond en wel en hij heeft werk en een familie.

Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.

- Zeker.
- Natuurlijk.
- Jazeker.
- Uiteraard!
- Spreekt voor zich.
- Dat spreekt vanzelf.
- Het spreekt voor zich!
- Dit is een kwestie van gezond verstand.

- Elbette.
- Doğal olarak.

- Dat haal je de koekoek.
- Zeker.
- Natuurlijk.
- Duidelijk.
- Jazeker.
- Jawel.
- Uiteraard!
- Zeker weten!
- Spreekt voor zich.
- Dat spreekt vanzelf.
- Maar natuurlijk!
- Dit is een kwestie van gezond verstand.

Kesinlikle.