Examples of using "Discussiëren" in a sentence and their turkish translations:
Onlar tartışıyor.
Bu konuda tartışmak istemiyorum.
Tartışmak için zamanımız yok.
Tom'la hiç tartışma yok.
Tom'la tartışarak daha fazla zaman harcamak istemedim.
Parti programlarını değişmez bir ilke olarak kabul edenlerle tartışmayız.
Hâlâ onu tartışacak yeterli zamanımız var.