Examples of using "Wou" in a sentence and their turkish translations:
- Onu paylaşmak istedim.
- Bunu paylaşmak istedim.
Ayrılmak istemedim.
Tom bunu istiyordu.
Görülmek istemedim.
Tom Mary ile dans etmek istedi.
Bir şeyler yapmak istiyordum
O, zengin olmak istiyordu.
O onlara yardımcı olmak istedi.
Tom bir avukat olmak istiyordu.
O, fotoğraf koleksiyonunu sayısallaştırmak istedi.
Sadece Tom'un sakinleşmesini istedim.
İstediğin bu değil mi?
Tom bir avukatla konuşmak istedi.
Çünkü o eğitimsel tasarımın
Ben size onu göstermek istedim.
O bir sürücü ehliyeti almak istiyor.
Tom kendini polise ihbar etmek istiyordu.
Tom Boston'da yaşamak istiyordu.
Tom Mary'nin keman çalmasını istedi.
Ben işi bitirmek istiyorum.
Bir kitap satın almak istedi.
Motor çalışmadı.
Tom'un niyeti Mary'yi gücendirmek değildi.
- Ben onu mutlu etmek istedim.
- Onu mutlu yapmak istiyordum.
İşte senin istediğin.
Sadece sana birkaç soru sormak istiyordum.
Tom nereye gittiğimizi bilmek istiyordu.
Biriyle konuşmak istiyorsanız
İstediğim tam olarak bu.
- Keşke yapabilsem.
- Keşke yapabilsem!
Pul koleksiyonuna bir göz atmak istiyorum.
O, denize gitmek istedi.
Keşke sihir kullanabilsem.
O tam benim istediğim.
Keşke ölmüş olsan.
İlk önce burada olmak istemedim.
Onun saygı göstermesini istiyorum.
- Keşke burada olsan.
- Keşke yanımda olabilseydin.
- Sizinle bir şey tartışmak istiyordum.
- Sizinle bir şey hakkında konuşmak istiyordum.
Sadece biraz alışveriş yapmak istemiştim.
Keşke İspanyolca konuşsan.
Keşke yüzebilsem.
Sadece özür dilemek istiyordum.
Bu senin istediğin, değil mi?
Keşke gidebilsem.
Kirli çamaşırları yıkamak istedi.
Keşke hatalı olsam.
- Keşke beni seçseydi.
- Beni seçmesini isterdim.
Keşke yağmur dursa.
Keşke Tom burada olsa.
Tom çocukken bir piyano istiyormuş.
Keşke orada olsam.
Keşke onu bana söyleseydin.
Sonra, gerçek hayatta mümkün olduğu kadar hızlı tanışmak istedim,
O, fena halde yeni bir elbise istiyor.
Yalnızca beni kabul etmeni istedim.
Keşke o şimdi burada olsa.
- Keşke senin yanında olsam!
- Keşke yanıbaşında olsaydım.
Keşke ona benzeseydim.
O bana yardım edeceğini söyledi.
Keşke bir taş olsam.
Tom Fransızca öğrenmek istediğini söyledi.
İstediğim için geldim.
Keşke onu görseydim.
Tekrar genç olmak istiyorum.
Tom'un ne istediğini merak ettim.
Keşke onu hatırlayabilsem.
Tom onu öpmemi istemedi.
Keşke eşim yemek pişirebilse.
Keşke öyle olmasa.
Keşke hatalı olsam.
- Keşke benimle olsanız.
- Keşke benimle olsan.
Keşke tek bir çocuk olsam.
Tom'un demek istediği o değildi.
Keşke bir köpeğim olsa.
Keşke bu iş bitse.
Keşke yağmur yağışı dursa.
Tom onun hakkında Mary ile konuşmak istedi.
Tom hikayenin nasıl sona erdiğini bilmek istedi.
Tüm duymak istediğim bu.
Pul koleksiyonuna bakmak isterim.
Keşke onu bana söyleseydin.
Keşke güzel bir kız arkadaşım olsa.
Keşke babam daha uzun yaşasaydı.
Bu akşam onun buraya gelmesini istedim.
Keşke başka bir şey yeseydim.
Keşke onun nerede olduğunu bilsem!
Ben Japonya'ya seyahat edebilsem güzel olurdu.